"Türkiye'nin kırmızı çizgileri olduğunu düşünmüyorum. Varsa da, delik deşik olduğu ortada. Kırmızı çizgilerinin aşılmasını seyretmiş ve zemin kaybetmiş bir ülkenin etkin olması mümkün mü? Tabii ki, hayır.
Şimdi tezkere TBMM'nin gündeminde. Tezkere için hükümet 4 gerekçe ileri sürüyor.
1) 'Irak'ın PKK-KADEK terör unsurlarından temizlenmesi'. Önceki yazımda belirtmiştim. Kuzey Irak'taki yapılanma açısından bunun maddi temeli yok.
2) 'TSK'nın sorumluluk bölgesinde kendi milli komuta yapısı içinde görev yapması'. TSK, Amerikalılar'ın sınırlarını çizdiği sorumluluk bölgesinde hangi ulusal politikamız için olacak? Nasıl bir yetki devri öngörülüyor? Karar-alma süreci nasıl işleyecek? Kamuoyuna açıklanması gerekiyor.
3) 'Irak'ın toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin korunması Türkiye için de hayati önem taşımaktadır'. Irak'ın toprak bütünlüğü parçalanma yolunda. Milli bütünlük diye bir şey de yok. Kendimizi kandırmayalım.
4) 'Irak'ın kurucu halkı olan Arap, Kürt, Türkmen ve Asuriler etkili bir rol oynamalı, hiçbir milli gruba imtiyazlı bir statü verilmemeli, tüm milli gruplara bu sürece eşit statüde katılma imkanı tanınmalıdır.' Bu gerekçe de Irak gerçeğinde hiçbir anlam ifade etmiyor.
'Peşmerge devleti'
oluşturulmuş!
ABD'de Türkiye'nin zikzaklarından dolayı 'Kürt lobisi' güçlenmiş durumda. Kürt devleti için kamuoyu oluşturuluyor. Resmi toplantılarda KKTC ile Kürt devleti karşılaştırılıyor. Diplomatik misyonumuz ise seyrediyor!
Erbil'de ABD'nin finansmanı ile yeni bakanlık binaları yapılmış, yapılmaya devam ediyor. 'Kürdistan' bakanlıklarının tümü faal ve tüm kurumlarda bayrakları dalgalanıyor. Bağdat merkezli bir otoriteden söz etmek saçmalık. Yaklaşık 7 ay sonra da Erbil'de ABD uluslararası havaalanı açıyor. Böylece 'Kürdistan'ın Bağdat ile bağları asgariye indirilip uluslararası boyut kazandırılacak.
Türkler'in yaşadığı diğer bölgeleri de Kürtler kontrol ediyor. Türk kenti Kerkük'ün tam merkezindeki anıtın üzerinde 'Kürdistan' bayrağı dalgalanıyor. Her yerde Irak bayrağı dışındaki bayrakların asılmasını yasaklayan ABD, buna izin veriyor. İtirazlara yanıtı ise, 'o bayrak bir devletin ve bu bölgenin bayrağı'.
'Peşmerge
coni'ler görevde!
ABD, 1991'de Guam adasına 4.800 Kürt'ü eğitmek için götürmüştü. Bu olayı Türk kamuoyu, TSK'nın ABD'yi sıkıştırmasının bir sonucu gibi algılamıştı. Yanılmışız. ABD bugünü planlamış. Şimdi her kontrol noktasında 'Amerikalı coni' ile askeri eğitiminden geçirilmiş Amerikan askeri üniforması içindeki 'peşmerge coni'ler görev yapıyor.
Öngörüsüz politikalarla Türkiye kendi eliyle Kuzey Irak'ta peşmerge Kürt devletinin kurulmasının maddi zeminini yarattı. Bunu sürdürmeye devam ediyor. Bölgede bütün denetim peşmerge grupların elinde. Hedef haline getirilen Türkmenler ise yalnızlığa terk edilmiş. Habur sınır kapısından yapılan ticaretten Barzani-Talabani ikilisi maddi güç sağlamaya devam ediyor. Bunu tersine çevirme basiretini bile gösteremiyoruz.
Yanıltmalar üzerine kurulan politikaların ülkemizi çıkmaza sürükleyeceği açık. Kamuoyunu yanıltarak bir yere varılamaz. Irak'tan Türkiye'nin tüm kurumlarıyla yönetim zafiyeti içinde olduğu her haliyle daha net görülüyor. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi'nin çalıştırılması zorunluluğu ortada.
Artık mızrak çuvala girmiyor!"