ABD, malum katiller çetesine silahları bırakma çağrısında bulunuyor, medyamız da orta çapta bir bayram gibi bunu halkımıza yansıtma görevini yerine getiriyor.Ne zarif zamanlama değil mi?
Tam da Lübnan'a Mehmetçik yollama ihaneti konuşulurken, büyük dostumuz ve müttefikimiz ne kadar sadık olduğunu gösteriyor:- Ayol 22 yıldır eylem yapıyorsunuz; yeter artık, silahları bırakın. Zaten bu yaptığınız Kürtler'in beklentilerine zarar veriyor. Esasen, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack tarafından yapılan 'silahları bırak' çağrısı, metin olarak dikkatle incelendiği zaman ortaya anlamlı tek bir sonuç çıkar:Türkiye'deki bölücü örgüt eylemlerinin arkasında kesinlikle ABD'deki derin ve şahin birimler vardır. (Ayrıca bu şahinliğin içinde son derece etkin yeminli Siyonist de bulunduğu gibi, İngiltere, Almanya, Rusya, İran ve hatta bilmem neresi kırık İsviçre bile bölücü cinayet çarkında pay sahibidir.)Peki Ankara bunu bilmez mi?Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat sorumluları, en küçük somut bir kanıt bulunmasa dahi, katiller örgütü ile kimlerin niçin ve nasıl bağlantı kurduklarını kestirebilirler. Ankara'da birileri kafalarını kuma gömmekte inat etse bile, sadece güvenlik ve istihbarat sorumluları arasında değil, siyasi yetkililer içinde de dalavereyi okumaya yetecek kadar devlet idrakinden nasipli kişiler vardır. Mesele sadece karar vericilerin çapsızlığından ibaret değildir. Hatta bazı durumlarda meselenin can damarında çapsızlık sorunu yoktur. Zira eskilerin 'bedahet' diye tanımladığı olgular gibi 'kanıta ihtiyacı bulunmayan gerçekler' ortada iken görmemek için aptallık bile yetmez. Böyle hallerde meselenin kökünde özgüven yoksulluğu ve çürütülmüşlük vardır. Çeşitli sebeplerle kendilerini 'durdurulamaz bir gücün karşısında her isteneni yapmaya mecbur çaresizler' olarak hisseden, böyle hissetmeleri için daha eğitilirlerken gerekli şartlar hazırlanan birtakım yetkili siyaset veya güvenlik sorumluları, Ankara'yı eyalet merkezi durumuna indirgeyen genel çapsızlığın somut mazeret kadrolarını şekillendirirler. Her biri belki vicdanen müsterihtir de:- Ne yapalım, bu küresel devin elleri o kadar uzun ki, sadece benim koltuğumu veya rütbemi olumsuz etkilemekle kalmaz, bütün ülkenin ve milletin geleceğini karartabilir.Ömer Lütfi Mete/ Tercüman
Tam da Lübnan'a Mehmetçik yollama ihaneti konuşulurken, büyük dostumuz ve müttefikimiz ne kadar sadık olduğunu gösteriyor:- Ayol 22 yıldır eylem yapıyorsunuz; yeter artık, silahları bırakın. Zaten bu yaptığınız Kürtler'in beklentilerine zarar veriyor. Esasen, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack tarafından yapılan 'silahları bırak' çağrısı, metin olarak dikkatle incelendiği zaman ortaya anlamlı tek bir sonuç çıkar:Türkiye'deki bölücü örgüt eylemlerinin arkasında kesinlikle ABD'deki derin ve şahin birimler vardır. (Ayrıca bu şahinliğin içinde son derece etkin yeminli Siyonist de bulunduğu gibi, İngiltere, Almanya, Rusya, İran ve hatta bilmem neresi kırık İsviçre bile bölücü cinayet çarkında pay sahibidir.)Peki Ankara bunu bilmez mi?Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat sorumluları, en küçük somut bir kanıt bulunmasa dahi, katiller örgütü ile kimlerin niçin ve nasıl bağlantı kurduklarını kestirebilirler. Ankara'da birileri kafalarını kuma gömmekte inat etse bile, sadece güvenlik ve istihbarat sorumluları arasında değil, siyasi yetkililer içinde de dalavereyi okumaya yetecek kadar devlet idrakinden nasipli kişiler vardır. Mesele sadece karar vericilerin çapsızlığından ibaret değildir. Hatta bazı durumlarda meselenin can damarında çapsızlık sorunu yoktur. Zira eskilerin 'bedahet' diye tanımladığı olgular gibi 'kanıta ihtiyacı bulunmayan gerçekler' ortada iken görmemek için aptallık bile yetmez. Böyle hallerde meselenin kökünde özgüven yoksulluğu ve çürütülmüşlük vardır. Çeşitli sebeplerle kendilerini 'durdurulamaz bir gücün karşısında her isteneni yapmaya mecbur çaresizler' olarak hisseden, böyle hissetmeleri için daha eğitilirlerken gerekli şartlar hazırlanan birtakım yetkili siyaset veya güvenlik sorumluları, Ankara'yı eyalet merkezi durumuna indirgeyen genel çapsızlığın somut mazeret kadrolarını şekillendirirler. Her biri belki vicdanen müsterihtir de:- Ne yapalım, bu küresel devin elleri o kadar uzun ki, sadece benim koltuğumu veya rütbemi olumsuz etkilemekle kalmaz, bütün ülkenin ve milletin geleceğini karartabilir.Ömer Lütfi Mete/ Tercüman