Üniversite Tercihleri Hayal Değil, Strateji Gerektiriyor
Üniversite tercih süreci, gençlerin hayatında dönüm noktası niteliği taşıyor. 1 Ağustos’ta başlayan ve 13 Ağustos’ta sona erecek olan bu dönem, yalnızca bir eğitim kurumu seçimi değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı, kariyer yönelimi ve kişisel gelişim planlaması anlamına geliyor
08.08.2025 00:23:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Üniversite tercih süreci, gençlerin hayatında dönüm noktası niteliği taşıyor. 1 Ağustos'ta başlayan ve 13 Ağustos'ta sona erecek olan bu dönem, yalnızca bir eğitim kurumu seçimi değil; aynı zamanda bir yaşam tarzı, kariyer yönelimi ve kişisel gelişim planlaması anlamına geliyor.
Tercih yaparken ilk adım, adayın kendini tanımasıdır. Hangi alanlarda başarılı olduğunu, hangi konulara ilgi duyduğunu ve hangi mesleklerde mutlu olabileceğini sorgulamak, sağlıklı bir tercih sürecinin temelini oluşturur. Bu içsel değerlendirme, dışsal verilerle desteklendiğinde daha sağlam kararlar alınabilir.
Adayların tercih edecekleri bölümlerin ders içeriklerini, staj olanaklarını, mezuniyet sonrası iş imkanlarını ve akademik kadrosunu araştırmaları öneriliyor. Sadece bölüm adıyla karar vermek, ileride hayal kırıklığına yol açabilir. Örneğin "psikoloji" bölümü, birçok üniversitede farklı ders ağırlıklarıyla sunulabiliyor. Bu nedenle detaylı inceleme şart.
Tercih listesi hazırlanırken, "ulaşılabilirlik" ve "isteklilik" dengesi kurulmalı. Listenin en üst sıralarına hayal edilen bölümler yazılmalı; ancak gerçekçi seçenekler de ihmal edilmemeli. Adaylar, başarı sıralarına göre bölümleri filtreleyerek, hem hayallerine hem gerçeklerine uygun bir liste oluşturmalı.
Tercih sürecinde yapılan en büyük hatalardan biri, son güne bırakmaktır. Sistemsel yoğunluk, teknik aksaklıklar ve zaman baskısı, yanlış tercih yapılmasına neden olabilir. Bu nedenle adayların tercihlerini önceden hazırlayıp, son gün sadece kontrol etmeleri önerilir.
Unutulmamalıdır ki üniversite, sadece bir diploma değil; aynı zamanda bir kimlik, bir çevre ve bir yaşam deneyimidir. Bu yüzden tercih süreci, yalnızca akademik değil; duygusal ve sosyal boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Gençler, bu dönemde sadece bir okul değil, bir gelecek seçiyor.
Tercih yaparken ilk adım, adayın kendini tanımasıdır. Hangi alanlarda başarılı olduğunu, hangi konulara ilgi duyduğunu ve hangi mesleklerde mutlu olabileceğini sorgulamak, sağlıklı bir tercih sürecinin temelini oluşturur. Bu içsel değerlendirme, dışsal verilerle desteklendiğinde daha sağlam kararlar alınabilir.
Adayların tercih edecekleri bölümlerin ders içeriklerini, staj olanaklarını, mezuniyet sonrası iş imkanlarını ve akademik kadrosunu araştırmaları öneriliyor. Sadece bölüm adıyla karar vermek, ileride hayal kırıklığına yol açabilir. Örneğin "psikoloji" bölümü, birçok üniversitede farklı ders ağırlıklarıyla sunulabiliyor. Bu nedenle detaylı inceleme şart.
Tercih listesi hazırlanırken, "ulaşılabilirlik" ve "isteklilik" dengesi kurulmalı. Listenin en üst sıralarına hayal edilen bölümler yazılmalı; ancak gerçekçi seçenekler de ihmal edilmemeli. Adaylar, başarı sıralarına göre bölümleri filtreleyerek, hem hayallerine hem gerçeklerine uygun bir liste oluşturmalı.
Tercih sürecinde yapılan en büyük hatalardan biri, son güne bırakmaktır. Sistemsel yoğunluk, teknik aksaklıklar ve zaman baskısı, yanlış tercih yapılmasına neden olabilir. Bu nedenle adayların tercihlerini önceden hazırlayıp, son gün sadece kontrol etmeleri önerilir.
Unutulmamalıdır ki üniversite, sadece bir diploma değil; aynı zamanda bir kimlik, bir çevre ve bir yaşam deneyimidir. Bu yüzden tercih süreci, yalnızca akademik değil; duygusal ve sosyal boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Gençler, bu dönemde sadece bir okul değil, bir gelecek seçiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.