Biz unutuyoruz ya da unutturuluyoruz, kaçınılmaz olarak da unutuluyoruz.
Bu aslında Kur'anî bir hakikattir de.
"Onlar Allah'ı unuttular, Allah da kendini onlara unutturdu. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir." (Haşr, 59/19)
Peki 8 Haziran'ın Hz. Peygamberin (as) rihlet günü olduğunu biliyor muydunuz?
O, rahmet ve şefaat peygamberinin, bizim dünya ve ahiret mutluluğumuzun temini ve tesisi için 23 yıl canla-başla bir mücadele vererek insanlık için "ikmal ettiği İslam'dan" sonra, ilâ refîk'il a'lâ/en yüce dosta gittiğinin yıl dönümü olduğunu değerli dostum filolog Süleyman Çetinkaya hatırlatmasaydı ben de bilmeyecektim.
Evet, şimdiden zihninizin bir köşesine yazın; 8 Haziran rahmet ve şefaat peygamberi Hz. Muhammed'in (as) rihlet yıldönümüdür.
Rahmet-i Rahmana kavuşmuş annemiz-babamız, ya da bir dostumuzu unutmayıp hatırladığımız gibi 8 Haziran'ı da unutmayalım.
Söyledim-yazdım yine yazayım;
Hz. Peygamber'in bizi çok çok ilgilendiren iki yönü vardır;
Rahmet ve şefaat olarak ifade edilen bu iki vasfı belki de diğer bütün vasıflarının müntemic olduğu vasıflardır.
Rahmet yönü bu dünyaya, şefaat yönü ise öte aleme aittir.
Bu dünyaya bakan "rahmet olma" yönü dünyada yaşayan, canlı-cansız, insan-hayvan, mümin-kafir, her varlığın belli oranda istifade ettiği sadece O'na has yönüdür.
Şefaat ya da Kur'an ifadesiyle "makam-ı Mahmud" sahibi olma yönü mahşer gününde sadece müminleri kuşatacak olan "rahmet" yönüdür.
Yani O, bir yönüyle hem dünyanın hem de ukbanın "rahmetidir."
Bir başka husus da şudur ki, bugün birileri O'nu unutturmak için ha bire ismini gündeme taşıdığı Hz. İsa (as) bile o mahşer gününde O yüce peygamberin şefaatine muhtaçtır.
"Dünya İsa'yı bekliyor" (Bkz. Aksiyo(ö)n Dergisi) manşetleri sizi aldatmasın.
Dünyanın İsa'yı beklemesi, İslam'ın ve Müslümanların dünyaya yön verdiği bir zamanda değil de, dünyanın bir haçlı kuşatması ile karşı karşıya kaldığı bir zamana denk düşmesi sizi hiç düşündürüyor mu?
Ya da;
"Kelime-i tevhidin ikinci kısmını, yani "muhammedün resulüllah" kısmını söylemeyene rahmet ve merhamet nazarıyla bakmanın" (Fethullah Gülen'in sözü) böylesi bir kuşatmaya denk düşmesi de mi sizi hiç düşündürmüyor?
Daha önce "Muhammed'e (as) iman bir kemal" meselesi iken, "Kur'an'a ve Muhammed'e (as) iman etmek bir centilmenlik" (Ahmet Şahin 18 Mayıs Zaman Gazetesi) olmasının yine bu "haçlı kuşatmasına" denk düşmesi de mi bir tesadüftür?
Sizler ve bizler işte bu "tesadüfler" silsilesi içinde yoğrulup giderken, nerde kaldı Hz. Muhammed'in (as) rihlet edişinin seneyi devriyesini hatırlamamak, rihlet edeni bile hatırlamaz olduk.
Böyle olunca da ne O'nun bu dünyaya yönelik "rahmet" vasfından istifade edebiliyoruz, ne de ahrete yönelik "şefaat" vasfından istifade edebiliriz.
"Rahmet ve şefaat" peygamberi Hz. Muhammed (as) için bol bol salat-ü selam okuyalım.
Belki bu sayede onun rahmet ve şefaat yönünden yararlanırız.
Bana Bush'un şefaati yeter diyenlere sözüm yok zaten.
Bu aslında Kur'anî bir hakikattir de.
"Onlar Allah'ı unuttular, Allah da kendini onlara unutturdu. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir." (Haşr, 59/19)
Peki 8 Haziran'ın Hz. Peygamberin (as) rihlet günü olduğunu biliyor muydunuz?
O, rahmet ve şefaat peygamberinin, bizim dünya ve ahiret mutluluğumuzun temini ve tesisi için 23 yıl canla-başla bir mücadele vererek insanlık için "ikmal ettiği İslam'dan" sonra, ilâ refîk'il a'lâ/en yüce dosta gittiğinin yıl dönümü olduğunu değerli dostum filolog Süleyman Çetinkaya hatırlatmasaydı ben de bilmeyecektim.
Evet, şimdiden zihninizin bir köşesine yazın; 8 Haziran rahmet ve şefaat peygamberi Hz. Muhammed'in (as) rihlet yıldönümüdür.
Rahmet-i Rahmana kavuşmuş annemiz-babamız, ya da bir dostumuzu unutmayıp hatırladığımız gibi 8 Haziran'ı da unutmayalım.
Söyledim-yazdım yine yazayım;
Hz. Peygamber'in bizi çok çok ilgilendiren iki yönü vardır;
Rahmet ve şefaat olarak ifade edilen bu iki vasfı belki de diğer bütün vasıflarının müntemic olduğu vasıflardır.
Rahmet yönü bu dünyaya, şefaat yönü ise öte aleme aittir.
Bu dünyaya bakan "rahmet olma" yönü dünyada yaşayan, canlı-cansız, insan-hayvan, mümin-kafir, her varlığın belli oranda istifade ettiği sadece O'na has yönüdür.
Şefaat ya da Kur'an ifadesiyle "makam-ı Mahmud" sahibi olma yönü mahşer gününde sadece müminleri kuşatacak olan "rahmet" yönüdür.
Yani O, bir yönüyle hem dünyanın hem de ukbanın "rahmetidir."
Bir başka husus da şudur ki, bugün birileri O'nu unutturmak için ha bire ismini gündeme taşıdığı Hz. İsa (as) bile o mahşer gününde O yüce peygamberin şefaatine muhtaçtır.
"Dünya İsa'yı bekliyor" (Bkz. Aksiyo(ö)n Dergisi) manşetleri sizi aldatmasın.
Dünyanın İsa'yı beklemesi, İslam'ın ve Müslümanların dünyaya yön verdiği bir zamanda değil de, dünyanın bir haçlı kuşatması ile karşı karşıya kaldığı bir zamana denk düşmesi sizi hiç düşündürüyor mu?
Ya da;
"Kelime-i tevhidin ikinci kısmını, yani "muhammedün resulüllah" kısmını söylemeyene rahmet ve merhamet nazarıyla bakmanın" (Fethullah Gülen'in sözü) böylesi bir kuşatmaya denk düşmesi de mi sizi hiç düşündürmüyor?
Daha önce "Muhammed'e (as) iman bir kemal" meselesi iken, "Kur'an'a ve Muhammed'e (as) iman etmek bir centilmenlik" (Ahmet Şahin 18 Mayıs Zaman Gazetesi) olmasının yine bu "haçlı kuşatmasına" denk düşmesi de mi bir tesadüftür?
Sizler ve bizler işte bu "tesadüfler" silsilesi içinde yoğrulup giderken, nerde kaldı Hz. Muhammed'in (as) rihlet edişinin seneyi devriyesini hatırlamamak, rihlet edeni bile hatırlamaz olduk.
Böyle olunca da ne O'nun bu dünyaya yönelik "rahmet" vasfından istifade edebiliyoruz, ne de ahrete yönelik "şefaat" vasfından istifade edebiliriz.
"Rahmet ve şefaat" peygamberi Hz. Muhammed (as) için bol bol salat-ü selam okuyalım.
Belki bu sayede onun rahmet ve şefaat yönünden yararlanırız.
Bana Bush'un şefaati yeter diyenlere sözüm yok zaten.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua... - 1 / 20.03.2024
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024