MUTANT diye bir kelime duydunuz mu, bir yerde okudunuz mu? Duydunuz, ya da okuduysanız ne anlama geldiğini uzun süre düşündünüz mü; bulamayınca sözlüklerde araştırdınız mı?Hürriyet yazarı Kanat Atkaya dünkü yazısında bu kelimeyi kullanmış. Başlıkta, Futbol mutantlarıyla nasıl anlaşabilirsiniz diyor. Sözlüklere baktım, Türkçe'ci bilim adamlarına sordum. Böyle bir kelime yok... Yazar herhalde futbol hastaları, tutkunları, fanatikleri filan demek istemiş...Mutantan diye Arapça'dan dilimize girmiş ve tantanalı, debdebeli, haşmetli anlamana gelen bir kelime var. Türkçe'de, dili dönmeyen cühelanın mutant diye telaffuz ettiği ama doğrusu mutad olan ve alışılmış, itiyat haline gelmiş ya da getirilmiş anlamında yine Arapça'dan dilimize girmiş bir başka kelime daha bulunuyor.İnsan bilmeyebilir ama, sorup öğrenebilir...Etrafında sorup öğrenebileceği kimse yoksa, elinin altında sayfalarını çevirebileceği bir sözlük de mi yok bu arkadaşın!Ergun Göze Bey'e de kelimeyi sordum, Latince kökenli bir kelime olmasın dedi. Araştırdım, değil!Akşam çok güldüm. Bülent Ersoy adındaki şarkıcı jüri üyeliği sırasında vakaret diye bir kelime kullanmış. Üstad Hakkı Devrim sanatçıyı, Bu çocuk Osmanlıca konuşmaya özeniyor ama yaşı uygun değil diyerek eleştirdi. Sonra da dedi ki:- Çocuk hakaret, hararet, bereket gibi kelimeler olur da neden vakaret olmaz diye düşünmüş olabilir. Oysa vakar sahibi, ya da vakur insan demesi lazımdı, vakarnet sahibi demek yanlış...Güldüğüme bakmayın...Aslında içim kan ağlıyor; çünkü çoluk çocuk Türkçe'yi, uydur uydur söyle dili yaptı...Kızım sana söylüyorum...BÖYLE bir mantığa aklınız eriyor mu?Kültür Bakanı Sayın Atilla Koç, ikinci bir müze soygunu olduğunu, bunun Karun Hazinesi'ndeki denizatı broşunun çalınması olayından daha büyük bir hırsızlık olduğunu söylüyor ve şöyle diyor:- Sonucu almadan neticeyi açıklamayacağız. Bunları kapatabilirdik, ama ben üstüne gittim... Vay maşallah...Hırsızlığın, uğursuzluğun, talanın üzerine gidip gitmemek keyfe mi tabi?Koç'un sözlerinden, isteseydim gitmeyebilirdim anlamı çıkıyor!O zaman da soyanlar soyduklarıyla, müzelerimiz de soyulduklarıyla kalırdı...Ergun Kaftancı/ Tercüman