Uyurgezer toplum

Uyurgezerlik hepimizin sıkça rastladığı uyku ile uyanıklığın arasındaki yarı bilinçli haldir. Günümüzde adeta insanımızın beşeri münasebetleri yapması ile beraber uyku halinde gibi gaflete dalmış, adeta olayları uyurgezer gibi algıladığını müşahede etmekteyiz. Fakat işin en üzücü yanı uyurgezer toplumun sadece kendine değil, birlikte yaşadığı insanlara verdiği zarardır. Öyle bir zarar ki bu gaflet hali devam ederse elimizde bulunan tüm imkanlarımızı kaybetme, tarihe yön vermiş bir millet olma özelliğini kaybetmiş, adeta batılıların piyonu olmuş aciz bir topluluk olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış olacağız maalesef.Kaybettiğimiz imkanlar neticesinde geleceğimizin bizlere emaneti olan değerlerimizi kaybettiğimizden dolayı emanete ihanet etmiş olacağız. Günümüzü geleceğimizi kendi ellerimizle yok etmiş olacağız. Yaşadığımız toplumun kısa bir analizini yapmak istersek, gerçekleri hep beraber görmüş olacağız. Peşlerine takıldığımız batılılar bizlere neleri yapmamız, neleri yapmamamızı görev olarak vermişler maalesef. Bizleri yönetenler aldıkları talimatları harfiyyen yerine getirmektedirler. AB normlarına uyum adı altında milli ve manevi değerlerimize aykırı çıkarılan kanunları artık bilmeyen yoktur ve bunu bilmiyorduk gibi bir mazereti kimsenin olamaz. İşin bam teli aslında tam buradadır. Bu inancımıza ve kültürümüze aykırı kanunları çıkaranları görmek istemeyen toplum uyurgezer değil de nedir?Ne zaman uyanacağız? Bu uyurgezer toplum, gerçekleri görmemekte uyurgezer gibi ancak ihanetleri gizlemekte gözleri fal taşı gibi açılmış uykudan uyanan kimse gibi tuttuğu siyasi partinin ya da sözde cemaatlerin yanlışlarını ihanetlerini savunmakta epey gayretli."İnsanlar uykudadır ölünce uyanırlar" gerçeğini unutmayalım; eğer ölmeden uyanmaz isek bizleri ahirette güzel günler beklemiyor demektir. O yüzden can bedendeyken yapmamız gereken Cenab-ı Hak'kın rızasına uygun ameller yapmaktır. Bu konuda ölçülerimiz bellidir. Kur'an, Sünnet ve Ehl-i Beyt yolu bizleri sağlam olarak ahiret rıhtımına ulaştıracak; dünya ve ahirette mutluluğa kavuşmuş olacağız.Ahiretin tarlası mesabesinde olan dünyada en güzel hasadı almak için elbette çalışmak gerekir. O yüzden hem vatanımıza hem imanımıza gelebilecek zararlardan korunabilmek için uyanık olmak zorundayız. "Su uyur düşman uyumaz" atasözümüzden hareketle her zaman uyanık olmak zorundayız. Bu gaflete dalmış insanlarımızı da uyandırmak, ayıktırmak mecburiyetindeyiz.