Uyuyan medya halkı uyutmak için uyandı

Bir haftadır Türkiye ayakta idi, medya uyuyordu. Uyuyan medya şimdi de halkı uyutmaya çalışıyor! Nasıl mı?1- Prim kaybeden Recep Tayyip Erdoğan'ın yerine Abdullah Gül'ü ve cemaati parlatıyor. (bk. gazeteler ve TV yayınları). 2- Ülkeyi terk eden Recep Tayyip Erdoğan, meydanı Abdullah Gül'e ve Bülent Arınç'a bıraktı. Gül, Arınç ve gizli ortak cemaat, daha gizli ortak ABD ise halkın taleplerini duyan, halkın mesajını alan ve gereğini yapacak ekip olarak gösteriliyor. 3- 11 yıllık AKP iktidarının faturası sadece Recep Tayyip Erdoğan'a kesilmeye çalışıyor. Ve halkın tepkisi sanki sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine imiş gibi gösteriliyor. (bk. 4 Haziran 2013 tarihli köşe yazıları). Medya keşke uyumaya devam edip bu olayları görmezden gelseydi millet için çok daha hayırlı idi. Şimdi halkın haklı refleksini alıp, ABD'nin Türkiye'deki bir operasyonuna dönüştürmeye çalışıyorlar.Peki, ne yapmalı, nerede durmalı?Şiddet içermeyen demokratik tepkilere sonuna kadar devam etmeli.Tepki, Tayyip Erdoğan'a olduğu kadar onun rol ve yol arkadaşlarına da olmalı. Yani, “RTE'yi İstemiyoruz ancak Abdullah Gül+Cemaati hiç istemiyoruz. AKP iktidarının yol ve rol arkadaşları demokrat kesilip bizim üzerimizden prim yapmasın!” demeli.ABD'nin stratejik ortağı ve BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan yanlış yaptı ise, onun önüne küresel senaryoları koyup uygulatan iradeden kaynaklanmaktadır.Rol alana, niçin rol aldın diye kızılacak tabii ki ancak asıl tepki senaryo/proje sahibine verilmeli. Verilecek tepkiler, rol alan ile sınırlı kalırsa aktörler değişir ancak ülkede hiçbir şey değişmez. Bu nedenle;ABD projelerinde rol kapmaya çalışan, ABD lobilerinde destek arayan kişilerin/partilerin tamamına tepki göstermeli. Bu olaylar ile, güçten ve paradan yana durduğu ve yayınlarını buna göre şekillendirdiği tescillenen medyanın yönlendirici haberleri ve yorumlarını izlememeli. İlk günden beri bu olayları özel yayın ile duyuran Meltem TV, Ulusal Kanal, Kanal 99, Halk TV'yi izlemeli ve televizyonlarımızın ilk sırasına bu kanalları ayarlamalı. Protestoların merkezine "Ne AB, Ne ABD, tam bağımsız Türkiye" vurgusu oturmalı. Ve seçimlerde bu hedef ile yola çıkan partilere destek verilmeli. Ve en önemlisi, “üç buçuk partiden birini seç” dayatmasından kurtulmalı.