Uzel Makine'yi kurtarmak için sosyal medyada örgütlendiler

Sosyal medyada örgütlenen ortaklar, mahkeme tarafından Uzel Makine'ye konulan tedbir kararının kaldırılmasını talep etti Açılan bir dava nedeniyle mahkeme tarafından tedbir kararı alınan ve Dünya Bankasına (IFC) borcu nedeniyle 22 Kasım'da satışa çıkarılacak olan Türkiye traktör pazarının en büyük firmalarından Uzel Makine'nin icradan satışını önlemek için harekete geçen küçük ortaklar, mahkeme tarafından konulan tedbir kararının kaldırılmasını talep etti.Uzel makinenin halka açık yüzde 17'lik bölümüne yatırım yapmış küçük ortakları adına açıklama yapan Hacı Demir, Uzel Makine'nin aile içi anlaşmazlıkların mahkemeye yansımasıyla üretim dışına itildiğini belirtti. İMKB'deki tahtasının işleme kapandığı 2008 yılından bu yana Uzel Makine'nin zor duruma düşmesine neden olan gelişmelerin, ortaklardan Türkan Uzel ve Şafak Kibar tarafından 2007 yılında on binde üç hisse ve 500 bin lira tazminat için açtıkları dava ile başladığını anımsatan Demir, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin "yetkisiz ve görevsiz" olmasına karşın aldığı tedbir kararı nedeniyle şirketin finansman konusunda elinin, kolunun bağlandığını ve ilk adımda bin 500 işçinin işsiz kaldığını vurguladı. Demir, açılan davada Uzel Makine'nin davalı olmadığını, buna karşın mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararıyla Uzel Makine'nin menkul ve gayrimenkul varlığının satılmaması, kiraya verilmemesi gibi tüm finansman yollarının tıkandığına işaret ederek, şu bilgiyi verdi: "Dosyanın görevli yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gelmesinin davacıların çabalarıyla 4 yıl sürdü. Bu süre içinde Uzel Makine gün geçtikçe eridi. Dünyanın ilk 10 traktör devi arasında bulunan, 150 senelik geçmişi olan 600 milyon dolar cirolu şirketin nakdi ve gayri nakdi kredi kullanma, akreditif açtırma, ham madde ve yedek parça imkan ve ithalatının önüne geçilerek, normal üretim ve pazarlama faaliyetinde bulunmasına mani olunmuş, sadece Dünya Bankası (IFC), Citibank, HSBC gibi dünyanın en itibarlı finans kuruluşlarıyla kredi ilişkisi içindeyken, 2008 yılında HSBC, 2009 yılında IFC'nin kredilerini kat etmesi ve icra takibine geçmesine neden olundu.