Değerli okurlarımız bildiğiniz gibi 25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluş Bayramıdır. Milli mücadele dendiği zaman Gaziantep gerçekten Türk tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Atatürk bunu çok açık bir şekilde dile getirmiştir: “Ben Gazianteplileri gözlerinden nasıl öpmem ki; onlar yalnız Gaziantep’i değil Türkiye’yi de kurtardılar.” Öyleyse milli mücadele denince akla ilk gelenlerin başında Gaziantep savunması gelmelidir. Ve de gerekli dersler çıkarılmalıdır.
Tarih yazan, tarihte yazılan kahramanlar, bir elin parmakları kadar azdır. Ama onlar, en büyük sermayeleri olan canlarını feda ettikleri için hem Allah katında, hem insanlık tarihinde önemli yerler almışlardır. Çünkü onlar ortaya koydukları fedakârlıklarla bir milletin kurtuluşuna sebebiyet vermişlerdir. Milletler tarih hafızalarını ne kadar canlı tutarlarsa; kendilerini bekleyen tehlikelere karşı da o kadar uyanık ve hazırlıklı olurlar.
Bu açıdan milli mücadele, her zaman hafızalardaki tazeliğini koruması; her fırsatta da yeni nesillere hatırlatılması lazımdır.
Dünya savaşından sonra ilk olarak 17 Aralık 1918’de İngilizler şehre girdiler. Yaklaşık bir yıl süren işgalin ardından Fransızlar ile yaptıkları anlaşma gereği burayı Fransızlara terk ettiler. (5 Kasım 1919). Gerek Fransızların gerekse onlarla hareket eden Ermenilerin baskı ve zulümleri halkın direnişine yol açtı. Antep-Kilis hattında Şahin Bey liderliğinde işgale karşı büyük bir savunma başladı. Gaziantep adı hiçbir zaman Şahinbeysiz anılmaz. Çünkü bize bırakılan bu aziz vatanın tapusu Şahinbeylerin, Karayılanların, Şehitkâmillerin ve daha nice adsız şehitlerin ve gazilerin üzerinedir.
Düşman karşında destansı bir mücadele veren, etrafında kalan bir avuç kahraman da şehit düşünce tek başına kalan Şahin Bey, son kurşunu kalıncaya kadar düşman ateşine karşılık vermiştir. Atacak kurşunu kalmayan Şahin Bey, tüfeğini yere çarparak kırmış ve üzerine hücum eden düşmanlara karşı yumruklarını sıkarak karşı durmuştur. Silahsız Şahin Bey'in yanına yaklaşamayan düşman askerleri uzaktan ateş ederek 28 Mart 1920'de onu şehit etmişler, ardından süngü darbeleriyle aziz naşını parça parça etmişlerdir.
Şahin Bey, milli mücadelenin aziz şehitlerindendir. O tek başına düşmana meydan okumuştur. Onun hayatı, fedakârlıklarla doludur. O canını ortaya koymak suretiyle aslında bir milletin uyanışına neden olmuştur. Çünkü şehitlik haberi milletin bağrına ateş gibi düşmüş Antepliler topyekûn şaha kalkmışlardır.
Her anı kahramanlıklarla dolu geçen 10 ay 8 günlük bir sürede Antep halkı; her türlü açlık ve yoksulluğa rağmen dillere destan bir mücadele vermiş, 6000 evladını bu uğurda feda etmiştir. Fakat verilen tüm mücadelelere rağmen 8 Şubat 1919 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır. Antep’in yeniden Türkiye sınırları içerisine alınması ise hukuken 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile sağlanabilmiştir. Fiili gerçekleşme ise 25 Aralık 1921 tarihinde tamamlanmıştır. Çok şükür ki bizler de bu günü kurtuluş bayramı olarak kutlamaktayız.
Tarih yazan, tarihte yazılan kahramanlar, bir elin parmakları kadar azdır. Ama onlar, en büyük sermayeleri olan canlarını feda ettikleri için hem Allah katında, hem insanlık tarihinde önemli yerler almışlardır. Çünkü onlar ortaya koydukları fedakârlıklarla bir milletin kurtuluşuna sebebiyet vermişlerdir. Milletler tarih hafızalarını ne kadar canlı tutarlarsa; kendilerini bekleyen tehlikelere karşı da o kadar uyanık ve hazırlıklı olurlar.
Bu açıdan milli mücadele, her zaman hafızalardaki tazeliğini koruması; her fırsatta da yeni nesillere hatırlatılması lazımdır.
Dünya savaşından sonra ilk olarak 17 Aralık 1918’de İngilizler şehre girdiler. Yaklaşık bir yıl süren işgalin ardından Fransızlar ile yaptıkları anlaşma gereği burayı Fransızlara terk ettiler. (5 Kasım 1919). Gerek Fransızların gerekse onlarla hareket eden Ermenilerin baskı ve zulümleri halkın direnişine yol açtı. Antep-Kilis hattında Şahin Bey liderliğinde işgale karşı büyük bir savunma başladı. Gaziantep adı hiçbir zaman Şahinbeysiz anılmaz. Çünkü bize bırakılan bu aziz vatanın tapusu Şahinbeylerin, Karayılanların, Şehitkâmillerin ve daha nice adsız şehitlerin ve gazilerin üzerinedir.
Düşman karşında destansı bir mücadele veren, etrafında kalan bir avuç kahraman da şehit düşünce tek başına kalan Şahin Bey, son kurşunu kalıncaya kadar düşman ateşine karşılık vermiştir. Atacak kurşunu kalmayan Şahin Bey, tüfeğini yere çarparak kırmış ve üzerine hücum eden düşmanlara karşı yumruklarını sıkarak karşı durmuştur. Silahsız Şahin Bey'in yanına yaklaşamayan düşman askerleri uzaktan ateş ederek 28 Mart 1920'de onu şehit etmişler, ardından süngü darbeleriyle aziz naşını parça parça etmişlerdir.
Şahin Bey, milli mücadelenin aziz şehitlerindendir. O tek başına düşmana meydan okumuştur. Onun hayatı, fedakârlıklarla doludur. O canını ortaya koymak suretiyle aslında bir milletin uyanışına neden olmuştur. Çünkü şehitlik haberi milletin bağrına ateş gibi düşmüş Antepliler topyekûn şaha kalkmışlardır.
Her anı kahramanlıklarla dolu geçen 10 ay 8 günlük bir sürede Antep halkı; her türlü açlık ve yoksulluğa rağmen dillere destan bir mücadele vermiş, 6000 evladını bu uğurda feda etmiştir. Fakat verilen tüm mücadelelere rağmen 8 Şubat 1919 tarihinde teslim olmak zorunda kalmıştır. Antep’in yeniden Türkiye sınırları içerisine alınması ise hukuken 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile sağlanabilmiştir. Fiili gerçekleşme ise 25 Aralık 1921 tarihinde tamamlanmıştır. Çok şükür ki bizler de bu günü kurtuluş bayramı olarak kutlamaktayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gazze’de çocuklar açken tok yatan insanlık / 23.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025
- Kürt kardeşlerim oyuna gelmeyin! / 18.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025
- Kürt kardeşlerim oyuna gelmeyin! / 18.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025