Ve Esed, 'Esad' oldu

 Kurtulmuş, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suriye politikalarında değişiklik yapma konusundaki görüşlerini defaatle kamuoyuyla paylaştıklarını anlatan Kurtulmuş, "Türkiye'nin başına da bela olan birçok sorunun giderilmesi için Türkiye'nin de Suriye politikasının değiştirilmesi ve genel olarak Suriye'de çözüm bulmak için adım atılmasına yardımcı olacağı açıktır. Ama sonuçta Suriye, Suriyelilerindir. Suriye halkının kendisini nasıl yöneteceğini biz tavsiye edecek değiliz. Esad rejimi, Amerikalılar, Ruslar, İranlılar tavsiye edecek değildir. Suriye halkının nasıl yönetileceğine Suriye halkı karar verir" diye konuştu.
Bu noktada Kurtulmuş'un 'Esad' ifadesini kullanması ve Anadolu Ajansı'nın bunu aynen abonelerine geçmesi dikkat çekti.
ABD işgalci konumda
"Bir an evvel Ortadoğu'dan Amerika kendi işgalci pozisyonunu değiştirmek durumundadır" diyen Kurtulmuş, "maalesef Amerika sadece Beyaz Saray'dan, başkandan ibaret değil, Amerika'nın derin yapılanmasının içerisinde farklı unsurlar var, bunları hepimiz biliyoruz. Bu unsurların önemli bir kısmı Ortadoğu'da, Amerika'nın varlığının devam etmesi yönünde" şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, vekalet savaşlarının devam etmesi durumunda artık Amerika ile Rusya'nın savaşacak noktaya gelebileceğini savundu.
Türkiye'nin Musul konusunda 'kırmızı çizgisi'nin net olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "YPG, PYD unsurlarının Musul halkının başına bela edilmemesi, oranın asli unsuru olmayan böyle bir unsurun oraya getirilip konulmaması lazım. Türkiye böyle bir operasyonun hiçbir şekilde yanında olmaz" diye konuştu.
IŞİD'in arkasındaki stratejik akıl kim?
Kurtulmuş, Ortadoğu'da oynanan oyunun adının iyi konması gerektiğini dile getirerek, "Bunların hepsi 'puzzle'ın küçük parçaları. Büyük resim çok net. Büyük resim, mezhep çatışmaları üzerinden ve etnik kavgalar üzerinden Ortadoğu'yu Sykes Picot'nun yüzüncü yılında bir kere daha bölmek" dedi.
Kurtulmuş, şunları söyledi: "Ne işi var DEAŞ'ın burada? Nasıl oldu da DEAŞ bu kadar büyük bir silahlı varlığa, militan varlığına sahip bir terör örgütü haline geldi? Bunu önce birisi açıklasın, kimler silah veriyor bunlara? Bunların arkasındaki stratejik akıllar kimlerdir."