9-10 Ağustos 1915 Anafartalar ve Conkbayırı vuruşmaları, Çanakkale savaşları için bir dönüm noktası olmuştur. Ayrıca askeri ve siyasi gidişatın da yönünü değiştirmiştir. General Hamilton 12-13 Ağustosta ve 15-16-17 Ağustos tarihlerinde yaptığı ikinci ve üçüncü Anafartalar saldırıları ilende bir şey yapamayınca 17 Ağustos 1915 akşamı hazırladığı bir raporla, İngiliz Savaş Bakanlığından yeni asker gönderilmesi isteğinde bulunur. Ama gelen cevap olumsuzdur. Çünkü Savaş Bakanı Kiçner'in topladığı Savaş Komitesi, savaşın ağırlık noktasını ve siyaseti değiştirince, General Hamilton'a, elde bulunan askerle, Gelibolu'da işgal altındaki toprakların elde tutulması için savunma yapması önerilmiştir. Çünkü anlaşma gurubu Çanakkale'nin geçilemeyeceğini anlamıştır.General Hamilton, bu kaderi değiştirmek için Mısır'dan gönderilen 2 süvari tugayını ve Sed-ül Bahr'daki 29 Tümeni de Suvla Limanından çıkartarak 21-22 Ağustos'ta dördüncü Anafartalar saldırısında bulunur. Onların saldırı hazırlığı yaptığını fark eden Albay Mustafa Kemal önsezileri ile yarma yapabilecekleri yerlerde yeni savunma önlemleri alarak geçit vermemiştir. İngilizler, kıyı şeridine kadar çekilerek savunmaya geçerler. Dördüncü Anafartalar saldırılarında sonra Çörçil dahi 23 Ağustos1915 tarihinde hatırasında şöyle not düşürmüştür: "Türkler öyle bir savunmaya girmişler ki, canlarını veriyorlar ama vatan topraklarından bir karış yer vermiyorlar?" Ne yazık ki bu gün takip edilen siyasetle, kişi başına yıllık milli geliri onbin dolara çıkardım diye övünebilen yönetim tapu dairelerinde topraklarımızı çok daha ucuz bir şekilde verebilmektedir. Emekli bir tarih öğretmeni olarak en büyük üzüntülerimden birisi de bu olay. Demek ki bugünkü yöneticileri yetiştirirken tarihimizi iyi öğretememişiz.İngilizler, 5-6 Ağustos 1915 de Anafartalar ve Conkbayırı için çıkartma yapıp saldırı için hazırlıklara başlamadan önce Dışişleri Bakanı Grey, Birinci Balkan Savaşından önce Balkan Devletlerinin kurduğu Birinci Balkan ittifakını yeniden kurmak ister. Amaç: Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Romanya'yı Anlaşma gurubu içerisinde toplayarak savaşa sokmaktır.Bunun için Grey hazırladığı notayı 3 Ağustos 1915 de Yunanistan ve Sırbistan'a, 5 Ağustosta da Bulgaristan'a gönderir. 4 ve 5 Ağustos tarihlerinde Sırbistan ve Yunanistan'ın eline geçen bu Nota'da, Bulgaristan'ın II. Balkan savaşında kaybettiği topraklarının tekrar, ona verilmesi istenmektedir. Bu nedenle Sırbistan ve Yunanistan Hükümetleri, Bu Nota, Bağımsızlığımıza karşı saygısızca bir saldırıdır düşüncesi ile karşı çıkarlar. Bulgaristan ise gönderilen notaya cevap vermez. Memnuniyetini de belirtmez. Sabırla Çanakkale Vuruşmalarının neticesini bekler. Daha çok zaferin yönünün belli olmasını bekler. Hislerden çok akla dayanan bir siyaset izlemekten hiçbir zaman vazgeçmezler.Grey tarafından 3 Ağustosta gönderilen Nota'da Kavala için şöyle yazılmıştır: "Kavala'ya gelince, Yunanistan'ın Anadolu'da elde edebileceği toprakları aşağı yukarı dahi tespit etmenin imkânsızlığı apaçıktır. İngiliz Hükümetinin Yunanistan üzerinde baskıda bulunup Bulgaristan'a bırakılmasını isteyeceği Kavala'nın etrafındaki toprakların büyüklüğü, Yunanistan'ın Anadolu'da elde edebileceği yerlerin büyüklüğüne tabi olacaktır. Ancak Bulgaristan bu hinterland tabirine yeter ölçüde bir genişlik verilmesi için İngiliz Hükümetine güvenebilir ve İngiltere Hükümeti şu kesin karardadır: Yunanistan'ın Anadolu'da herhangi bir büyümesi, Onun Bulgaristan'a Kavala ile bu kentin, Öbür taraflardaki Yunan karlarıyla mütenasip bir hinterlandının Bulgaristan'a verilmesi şartına bağlı kalacaktır." Böylece Kavala Yunanistan'a hiç sorulmadan Emperyalist bir düşünce ile Bulgaristan'a verilirken, Yunanistan'a, Anadolu'dan toprak verileceği vade dilmektedir. Bu nedenle İngiltere'nin emperyalist isteklerine Sırp hükümeti gibi Yunan hükümeti de karşı çıkar. Fakat İngiltere'nin, Kavala konusunda tek ümidi Venizelos'un başbakan olmasıdır.13 Haziran seçimlerini kazanan Venizelos 16 Ağustos' Kral tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilir. O hem çok tedirgin hem de çok temkinlidir. Çünkü Kavala konusu nedeni ile Kralın barış siyaseti halk tarafından çok beğenilmektedir. İngiltere ise, Yunanistan'ın Ekonomik sıkıntılarını bildiği için mali yardım vaat ederek Venizelos'u kendi siyasetine uydurmaya çalışır.Venizelos, Kralın yansızlık politikasını yavaş, yavaş halkı, Osmanlı-Türk düşmanlığı ve kini ile etkileyerek yıkmaya çalışır. Halkın güvenini basın yolu ile Türk düşmanlığını yayarak kazanmaya çalışır. Yunan basınındaki Türk düşmanlığı yaygarasını Atina'dan Galip Kemali Bey 23 Ağustos 1915 de Bab-ı Aliye şöyle bildirir: "Venizelos'cu basının bize hücum etmekte olduğunu ve bizi Rumlara zulmetmekle suçlandırdığını bildirir.". Ne yazık ki bu gün dahi biz, Türklere düşman gözü ile bakan, yöneticilerimizin ve emlak işleri ile uğraşanlarımızın yakın dostu olan Yunanlılara da toprak satıyoruz. Böyle yazdığım için toprak satanların ve sattıranların da bir Yunanlı kadar düşman olmasından da çekinmiyor değilim."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011