Cumartesi gecesi Muharrem Bayraktar Bey'in yönetip sunduğu Diyalog programında Kıbrıs'ta gelinen son noktayı tartıştık.
Mütarekeci medyanın estirdiği zafer rüzgarının nasıl sanal bir rüzgar olduğunu irdeledik.
Zaten Meltem-Mesaj Grubu da olmasa medyada farklı bir ses duymak mümkün değil.
Eğer Meltem ve Mesaj TV'yi izlemiyorsanız kendinizi "Alice'in harikalar diyarında" sanabilirsiniz.
Diyalog programı Kıbrıs görüşmeleri ile ilgili atılan naraların aksine yaşanan ricatı gözler önüne serdi. Emekli Albay Dr. Tahir Taner Kumkale, üniversiteden yüksek lisans Hocam Prof. Dr. Ferid Hakan Baykal ve ben medyada estirilen, iktidarın tutulduğu zafer sarhoşluğunun aslında Denktaş'ı ikna etme zaferi olduğunun altını çizdik.
Programa telefonla katılan tecrübeli politikacı Kamran İnan da bizim kaygılarımızı, tesbitlerimizi aynen paylaşıyor.
Kamran İnan, korku psikolojisi ile yürütülen dış politikada tavizin sonu gelmez dedi ve uyardı:
Bu gün AB müzakere tarihi alabilmek için Kıbrıs'ı isteyenler, yarın Ege'yi, Güneydoğuyu, İstanbul'u isteyecekler.
Diyalog programında farklı düşünenlere de söz verilmedi değil.
Kıbrıs'ı güle oynaya verelim diyenler de telefonla canlı yayına katıldı. Gazeteci Nazlı Ilıcak, Dışişleri eski Bakanı İlter Türkmen de son müzakereleri zafer olarak niteleyenlerdendi.
Bizler de her iki katılımcıya sorular sorarak görüşlerini deşmeye çalıştık.
İyi de oldu. Bu sayede zihinlerinde ördükleri sırça köşkleri yıkıldı.
Çünkü sorduğumuz hiçbir soruya cevap veremediler.
İlk sorum İlter Türkmen'e idi. İlter Türkmen, kıvrak bir diplomat olarak şu ucuz demogojiye başvuruyordu: "Kıbrıs davası ile özdeşleşmiş Denktaş kabul etmişse doğrudur. Denktaş'a güvenmeliyiz."
Oysa aynı İlter Türkmen daha bir kaç hafta önce Birand'la canlı yayında Denktaş'ı gerçekleri çarpıtmakla suçluyordu.
Ben bunu hatırlatarak sordum: "Dün öyle demiyordunuz ama. Peki yarın Denktaş işin esasına girilince dayatmaları reddederse yine Denktaş'a sahip çıkacak mısınız?"
Karşı tarafta derin bir sessizlik. Çünkü bugün işlerine geldiği için Dektaş'ın arkasına saklanıyorlar.
İkinci katılımcı Ilıcak da Annan zemininde anlaşmanın marifetini sayıp döküyor. Hatta Kıbrıs Türklerinin refaha boğulacağı yönünde AB adına kefil oluyordu.
Biz de iki soru sorduk:
1. Eğer Annan planında anlaşmak zaferse 7 Şubat tarihli gazeteniz niye "Annan dayatması" diye manşet atmıştı? Hükümetin bu şartları değiştiremeyeceğini anlayınca mı çarkettiniz?
2. AB'nin Kıbrıs Türk kesimini zenginliğe boğacağına nasıl kefil olabiliyorsunuz? Kişisel tecrübeleriniz mi var? AB'ci medya ve STK'ya para aktardığı haberlerini hatırlatarak.
Ilıcak'ın keyfi kaçtı. Lütfen konuşmamı kesmeyin, falan filan.
Biz bu soruları sorarken kurulan komisyon yeni Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bayrağını belirlemişti bile.
Hilal ve haç bir arada yeni bir amblem.
Tarih masa başında.
Mütarekeci medyanın estirdiği zafer rüzgarının nasıl sanal bir rüzgar olduğunu irdeledik.
Zaten Meltem-Mesaj Grubu da olmasa medyada farklı bir ses duymak mümkün değil.
Eğer Meltem ve Mesaj TV'yi izlemiyorsanız kendinizi "Alice'in harikalar diyarında" sanabilirsiniz.
Diyalog programı Kıbrıs görüşmeleri ile ilgili atılan naraların aksine yaşanan ricatı gözler önüne serdi. Emekli Albay Dr. Tahir Taner Kumkale, üniversiteden yüksek lisans Hocam Prof. Dr. Ferid Hakan Baykal ve ben medyada estirilen, iktidarın tutulduğu zafer sarhoşluğunun aslında Denktaş'ı ikna etme zaferi olduğunun altını çizdik.
Programa telefonla katılan tecrübeli politikacı Kamran İnan da bizim kaygılarımızı, tesbitlerimizi aynen paylaşıyor.
Kamran İnan, korku psikolojisi ile yürütülen dış politikada tavizin sonu gelmez dedi ve uyardı:
Bu gün AB müzakere tarihi alabilmek için Kıbrıs'ı isteyenler, yarın Ege'yi, Güneydoğuyu, İstanbul'u isteyecekler.
Diyalog programında farklı düşünenlere de söz verilmedi değil.
Kıbrıs'ı güle oynaya verelim diyenler de telefonla canlı yayına katıldı. Gazeteci Nazlı Ilıcak, Dışişleri eski Bakanı İlter Türkmen de son müzakereleri zafer olarak niteleyenlerdendi.
Bizler de her iki katılımcıya sorular sorarak görüşlerini deşmeye çalıştık.
İyi de oldu. Bu sayede zihinlerinde ördükleri sırça köşkleri yıkıldı.
Çünkü sorduğumuz hiçbir soruya cevap veremediler.
İlk sorum İlter Türkmen'e idi. İlter Türkmen, kıvrak bir diplomat olarak şu ucuz demogojiye başvuruyordu: "Kıbrıs davası ile özdeşleşmiş Denktaş kabul etmişse doğrudur. Denktaş'a güvenmeliyiz."
Oysa aynı İlter Türkmen daha bir kaç hafta önce Birand'la canlı yayında Denktaş'ı gerçekleri çarpıtmakla suçluyordu.
Ben bunu hatırlatarak sordum: "Dün öyle demiyordunuz ama. Peki yarın Denktaş işin esasına girilince dayatmaları reddederse yine Denktaş'a sahip çıkacak mısınız?"
Karşı tarafta derin bir sessizlik. Çünkü bugün işlerine geldiği için Dektaş'ın arkasına saklanıyorlar.
İkinci katılımcı Ilıcak da Annan zemininde anlaşmanın marifetini sayıp döküyor. Hatta Kıbrıs Türklerinin refaha boğulacağı yönünde AB adına kefil oluyordu.
Biz de iki soru sorduk:
1. Eğer Annan planında anlaşmak zaferse 7 Şubat tarihli gazeteniz niye "Annan dayatması" diye manşet atmıştı? Hükümetin bu şartları değiştiremeyeceğini anlayınca mı çarkettiniz?
2. AB'nin Kıbrıs Türk kesimini zenginliğe boğacağına nasıl kefil olabiliyorsunuz? Kişisel tecrübeleriniz mi var? AB'ci medya ve STK'ya para aktardığı haberlerini hatırlatarak.
Ilıcak'ın keyfi kaçtı. Lütfen konuşmamı kesmeyin, falan filan.
Biz bu soruları sorarken kurulan komisyon yeni Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bayrağını belirlemişti bile.
Hilal ve haç bir arada yeni bir amblem.
Tarih masa başında.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014