'Ya barış ya hiç'

Washington ve Avrupa'daki politika yapıcılar izledikleri çifte standart nedeniyle sebep oldukları skandallardan utanıyor mu acaba? Ocak ayındaki Filistin seçimleri öncesinde ve o günden beri, Hamas'ın belli taleplere razı olması konusunda ısrar ettiler. Bizden İsrail'i tanımamızı istiyorlar, direnişimizi bırakmamızı, İsrail'in her istediğini kabul etmemizi istiyorlar. Ancak, biz İsrail seçimlerinde yer alan hiçbir partinin tek bir talebini bile işitmedik, bazıları ise Filistinlilerin kendi topraklarından bütünüyle kaldırılmasını savunuyordu. Hatta, Filistin Otoritesi tarafından bir barış anlaşmasını müzakere etme girişimlerini boşa çıkaran Likudlu atalarının halefi olan Kadima Partisi'nin Ehud Olmert'i bile, BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarına meydan okuyan bir program kampanyasını yürüttü. Onun tek yanlılığı uluslararası hukukun ihlalidir. Ne yazık ki, hiç kimse hatta uzlaşı önerileri her seferinde önemsenmeyen Dörtlü bile, bir şey sorma cesaretinde bulunamadı. Olmert'in tek yanlı tutumu çatışmada bir engel. Bu, Filistinlilerden yasadışı yollarla alınan topraklar üzerinde uluslararası hukukun ihlali ile inşa edilen büyük Yahudi yerleşimleri nedeniyle Filistinlilerin elinde parça pinçik edilmiş bir vatanla son bulacak daimi bir durumu uygulayacak bir plandır. Ancak, hiçbir plan iki taraf arasındaki düşmanlığı yok edecek şekilde İsrail'in, Doğu Kudüs de dahil, 1967 yılında işgal ettiği topraklardan bütünüyle çekilme, tüm tutuklularımızın serbest bırakılması ve tüm mültecilerin geri dönme haklarının tanınması garantisi verilmediği sürece işlemeyecektir.