Yargısız infaz! BM'den skandal rapor
Türkiye'ye yönelik yargısız infaz niteliğinde bir rapora imza atan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne Dışişleri Bakanlığı'ndan jet yanıt geldi. Bakanlık, masa başında hazırlanan önyargılı raporda terör propagandası yapıldığını açıkladı
20.03.2018 00:00:00
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, dün Türkiye'yi insan hakları ihlalleri yapmakla suçlayan şok bir rapor yayınladı.
Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarına da sert eleştiriler yönelten söz konusu raporda Türkiye'den derhal OHAL'i kaldırması isteniyor. Skandal raporla ilgili ilk açıklama BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin tarafından yapıldı.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi takiben Türkiye'de yürürlüğe giren OHAL'le gelinen duruma dair hazırladığı raporu aktaran BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin, ''OHAL'in rutin şekilde uzatılması yüz binlerce kişiye karşı çok geniş kapsamlı, derin çaplı insan hakları ihlallerine yol açtı'' iddiasında bulundu.
OHAL uygulamasının sonlandırılması için Türkiye'ye çağrı yapan Hüseyin, 18 aylık OHAL'de yaklaşık 160 bin kişinin tutuklandığını, 152 bin devlet memurunun işten atıldığını, bunların çoğunun keyfi şekilde yapıldığını iddia etti.
Öğretmenler, akademisyenler, yargıçlar ve avukatların işlerinden edildiğini ya da yargılandığını, gazetecilerin tutuklandığını, medya organlarının kapatıldığını, web sitelerine erişimin engellendiğini sıraladı.
Dışişleri'nden jet yanıt!
Türk Dışişleri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin Türkiye'deki OHAL hakkında yaptığı skandal açıklamaya anında yanıt verdi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin Türkiye hakkında yayımladığı rapora cevap veren Dışişleri, "Bu belgeye imzasını atan Yüksek Komiser'in bir süredir Türkiye'yle ilgili konularda tarafsızlığını ve nesnelliğini yitirdiği ve ülkemize karşı şahsi önyargılar beslediği başka vesilelerle kamuoyuna yaptığı açıklamalarda da açıkça gözlenmektedir. Yayınladığı bu son belge, terör örgütlerinin propagandalarıyla birebir örtüşen asılsız iddialar içermektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur" ifadesi kullanıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin'in hedef alındığı ve Ürdünlü prensin tarafsızlığını yitirdiğinin vurgulandığı açıklamada şu noktalara vurgu yapıldı: "BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri 20 Mart 2018 tarihinde, ülkemizdeki Olağanüstü Hal tedbirlerine odaklandığı bir belgeyi 'rapor' başlığı altında kamuoyuyla paylaşmıştır. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerini, özellikle de milletimizin demokratik yaşamına ve ülkenin bekasına kasteden 15 Temmuz 2016 terörist darbe girişiminin insan haklarına etkisini tamamen gözardı eden bu metin bir anlam ifade etmemektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Tüm dünya için önemi tartışılmayacak bir uluslararası kurumun başında bulunan bu kişi, anılan metinle, yönetimindeki BM organını maalesef terör örgütleriyle işbirliği yapan bir kuruluş konumuna düşürmüştür. Bu durumu kınıyor, ayrıca evrensel bir kuruma verilen zarar nedeniyle derin üzüntü duyuyoruz. Sözkonusu Yüksek Komiser, ülkemizi ziyaret etmesine yönelik müteaddit davetlerimize olumlu yanıt vermemiş, yayınladığı metin için ülkemize gelme konusunda teklifte dahi bulunmamış ve terör iltisaklı çevrelerle işbirliği halinde bu belgeyi hazırlamıştır. Ülkemize erişim bulunmadığı iddiasının gerçekle ilgisi bulunmamaktadır. Belgenin hazırlık aşamasında, ilgili diğer BM mekanizmalarıyla dahi bilinçli olarak eşgüdüm sağlanmadığı, öne sürülen iddialar hakkında ülkemiz tarafından BM birimlerine sunulan yüzlerce sayfa bilgi ve görüşün bilinçli olarak gözardı edildiği ortadadır. Bu çerçevede hazırlandığı görülen ve çarpıtılmış, taraflı ve yanlış bilgiler içeren bu metin kabul edilemez."
Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarına da sert eleştiriler yönelten söz konusu raporda Türkiye'den derhal OHAL'i kaldırması isteniyor. Skandal raporla ilgili ilk açıklama BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin tarafından yapıldı.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi takiben Türkiye'de yürürlüğe giren OHAL'le gelinen duruma dair hazırladığı raporu aktaran BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin, ''OHAL'in rutin şekilde uzatılması yüz binlerce kişiye karşı çok geniş kapsamlı, derin çaplı insan hakları ihlallerine yol açtı'' iddiasında bulundu.
OHAL uygulamasının sonlandırılması için Türkiye'ye çağrı yapan Hüseyin, 18 aylık OHAL'de yaklaşık 160 bin kişinin tutuklandığını, 152 bin devlet memurunun işten atıldığını, bunların çoğunun keyfi şekilde yapıldığını iddia etti.
Öğretmenler, akademisyenler, yargıçlar ve avukatların işlerinden edildiğini ya da yargılandığını, gazetecilerin tutuklandığını, medya organlarının kapatıldığını, web sitelerine erişimin engellendiğini sıraladı.
Dışişleri'nden jet yanıt!
Türk Dışişleri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri'nin Türkiye'deki OHAL hakkında yaptığı skandal açıklamaya anında yanıt verdi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin Türkiye hakkında yayımladığı rapora cevap veren Dışişleri, "Bu belgeye imzasını atan Yüksek Komiser'in bir süredir Türkiye'yle ilgili konularda tarafsızlığını ve nesnelliğini yitirdiği ve ülkemize karşı şahsi önyargılar beslediği başka vesilelerle kamuoyuna yaptığı açıklamalarda da açıkça gözlenmektedir. Yayınladığı bu son belge, terör örgütlerinin propagandalarıyla birebir örtüşen asılsız iddialar içermektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur" ifadesi kullanıldı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad El Hüseyin'in hedef alındığı ve Ürdünlü prensin tarafsızlığını yitirdiğinin vurgulandığı açıklamada şu noktalara vurgu yapıldı: "BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri 20 Mart 2018 tarihinde, ülkemizdeki Olağanüstü Hal tedbirlerine odaklandığı bir belgeyi 'rapor' başlığı altında kamuoyuyla paylaşmıştır. Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerini, özellikle de milletimizin demokratik yaşamına ve ülkenin bekasına kasteden 15 Temmuz 2016 terörist darbe girişiminin insan haklarına etkisini tamamen gözardı eden bu metin bir anlam ifade etmemektedir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Tüm dünya için önemi tartışılmayacak bir uluslararası kurumun başında bulunan bu kişi, anılan metinle, yönetimindeki BM organını maalesef terör örgütleriyle işbirliği yapan bir kuruluş konumuna düşürmüştür. Bu durumu kınıyor, ayrıca evrensel bir kuruma verilen zarar nedeniyle derin üzüntü duyuyoruz. Sözkonusu Yüksek Komiser, ülkemizi ziyaret etmesine yönelik müteaddit davetlerimize olumlu yanıt vermemiş, yayınladığı metin için ülkemize gelme konusunda teklifte dahi bulunmamış ve terör iltisaklı çevrelerle işbirliği halinde bu belgeyi hazırlamıştır. Ülkemize erişim bulunmadığı iddiasının gerçekle ilgisi bulunmamaktadır. Belgenin hazırlık aşamasında, ilgili diğer BM mekanizmalarıyla dahi bilinçli olarak eşgüdüm sağlanmadığı, öne sürülen iddialar hakkında ülkemiz tarafından BM birimlerine sunulan yüzlerce sayfa bilgi ve görüşün bilinçli olarak gözardı edildiği ortadadır. Bu çerçevede hazırlandığı görülen ve çarpıtılmış, taraflı ve yanlış bilgiler içeren bu metin kabul edilemez."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.