Yeni dünya düzeni

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "salgından sonra nasıl bir dünya kurulacağı ve uluslararası sistemin nasıl dönüşümler geçireceği konusuna bugünden hazırlanıyoruz" dedi. 

Bugünlerde sık sık yeni bir dünya düzeninden bahsediliyor! 97 yaşındaki Henry Kissenger bile geçenlerde yazdığı bir maklesinde "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dedi.

Peki nereden çıktı bu yeni dünya düzeni? 

Cevabı gayet basit; işsizlik, gelir dağılımdaki adaletsizlik ve sınıflar arasındaki farklar yüzünden kaynayan halkların ve devletlerin korona virüs ile kapitalizmi sorgulama süreci hızlandı.

Virüsten dolayı ölümlerin önüne geçmek için dünya devletleri, karantina uygulaması ile virüsün yayılmasının önüne geçmeye çalışırken başta ABD ve AB ülkeleri trilyonlarca dolarlık yardım paketleri açıkladılar.

Kapanan işyerleri ve tecrit altına alınan insanlar yüzünden gerek üretim gerekse tüketim kısaca ekonomi durma  noktasına geldi. O halde piyasalara para sürmek gerek! Bizzat tüketicinin cebine para koymak her ne kadar kapitalizmin doğasına aykırı olsa da halkın cebine para koymak lazım ki, ekonomi tamamen durmasın. Bu hamleler aslında kapitalizmi kurtarma çabasından başka birşey değil. Neden? Çünkü kapitalizm en önemli sömürü kaynağı olan insanın ölmesine de razı gelmiyor. Aksine bu durumu avantaja çevirme gayesinde. 

Nasıl mı! Ülkemiz ekonomisinden örnek verelim; 2018'in ilk 11 ayında 54,5 milyar lira olan bütçe açığı 2019 yılının aynı döneminde yüzde 70 artarak 92,3 milyar liraya yükseldi. Üstelik bu açık Merkez Bankası'ndan bütçeye aktarılan 41 milyar liralık ihtiyat akçesine rağmen yaşandı.Peki bu açık nasıl finanse edildi? Hazine açığı finanse edebilmek için borçlandı. Üstelik aldığı borçları hem yüksek faizli hem de kısa vadeli almak durumunda kaldı. Durum böyle olunca borçların ödenmesi 2020'ye kalmış oldu! Hükümet 2020'de borç ödemek için ya daha fazla borçlanacak yada vergileri artıracaktı! Hazine, 2019'un ilk 11 ayında anapara ve faiziyle beraber toplam 137,7 milyar lira iç borç ödemesi gerçekleştirdi. Bu yılın aynı döneminde ise planlanan iç borç ödemesinin sadece anaparası 167,1 milyar lira olacak idi. 81,8 milyar liralık iç borç faiz ödemesi de eklendiğinde toplam iç borç ödemesinin 249,5 milyar lira olması hedefleniyordu. Böylece geçen yıldan yüzde 81 daha fazla borç ödenecekti.Dahası 2020 bütçesinde de 139 milyar lira bütçe açığı verileceği tahmin ediliyordu. Böylece ödenecek borçlar yeni borçlanmalarla finanse edilecekti! Evdeki borçlanma hesabı böyle iken bu hesaba korona virüsü bulaştı. 

Bu verileri neden paylaştım? Korona virüs nedeniyle tüm dünya devletleri gibi AKP hükümeti de bir yardım bütçesi beyan etti. Tam 100 milyar TL!

Şimdi soruyorum, yukarıdaki 2018-2019 bütçe notlarımıza göre kasası tam takır olan hükümetin bu yardımının kaynağını nedir?

a) Dış borçlanma

b) Salgın sonrası yeni ve daha ağır bir vergi politikası!

IMF Başkanı Christalina Georgieva yaşanan krizin, gelişmekte olan piyasaları ve kalkınmakta olan ekonomileri en sert biçimde vuracağını, bu ekonomilerin yüz milyarlarca dolar dış yardıma ihtiyaç duyacağını açıkladı. 

Bu ne demek! Ülkelerin daha çok borçlanması demek. 

O halde şu soruyu soralım, herkesin konuştuğu yeni dünya düzeninde bugün ABD ve AB ülkelerinde örneklerini gördüğümüz üzere kapitalizm bir evrim geçirerek işsizin cebine harçlık koyan sosyal bir yapıya mı bürünecek yoksa daha sert (siyasi ve ekonomik) kurallarla gemileri yakma pahasına Milli Ekonomi Modeli'nin karşında son raunda mı çıkacak?

Batının kapitalizmi makyajlayarak ortaya koyacağı muşamba dekor yeni dünyasının aksine asıl olan, gerçek olan ve sağlam temeller üzerine ilim, bilim, tarih ve medeniyet temelli kurulan yeni dünya düzenini size haber vereyim mi;

- Serbest piyasa, dolar, faiz ve borsa sistemi ile sömüren kapitalizmin yerine vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk maaşı ile fakirliği ortadan kaldıran"milli ekonomi modeli" 

- Küreselleşme yalanı ile sınırları silinen soyut devlet anlayışı yerine her türlü sınırları yeniden çizilen tam bağımsız "milli devlet" düzeni kuruluyor. 

Bu millet tercihini bugün yapmalıdır! 

Ya Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında tam bağımsız bir ülkede, hakkı ile haklı bir hayat sürmek ya da mevcut sistemde hiçbir can, mal ve namus emniyetinin olmadığı, fakirliğin zilleti ile hakir bir yaşam sürmek…