Yeşilay ve Kızılay

Her yıl 1-7 Mart tarihleri arasında Yeşilay haftası olarak kutlanmaktadır. Bendeniz de ilköğretim yıllarımda Yeşilay kolunda idim. Yeşilay sigara, alkollü içki ve diğer uyuşturucu gibi alışkanlıklar ile mücadele eden ve bütün zararlı alışkanlıklardan halkın ve bilhassa gençlerin korunması için yaptığı çalışmalarla kamuya hizmet cemiyetleri arasında yer alıyor.

Kamuya yararlı cemiyetler, çalışmalarıyla memleket çapında faydalı olan, ülke ve toplum menfaatine hizmet etmesi için kurulan cemiyetlerdir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Ata'mız 1934'te, Yeşilay'ı kamu yararına dernek haline getiriyor ve Yeşilay'ı daha da geliştirme kararı alıyor.

Ve Kızılay...

Kızılay'ın amacı, her nerede görülürse, hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır.

Kızılay, ihtiyaç anında dayanışmanın, ıstırap anında eşitliğin, savaşın en kızgın anında insancıllığın, tarafsızlığın ve barışın simgesidir.

Bu çok değerli iki kurumumuza da adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Ata'mız ruhunda incelik, nezaket, nezafet ve insan sevgisi mevcut olan yüce bir insandır. İnsanlığa faydalı olma, onların dertleriyle ilgilenme, sorunlara acil çözüm üreten gençlerimizin zehirli alışkanlıklardan ve insanımızın kan kaybından yukarıda bahsettiğim sorunlardan mağdur olmaması için bu iki kurumu kurmuştur. Bizlere her konuda örnek olan Ata'mızın bu konuda da çok güzel bir şekilde örnek olduğuna inanıyorum.

Ben bu çok değerli iki kurumumuza hep şu gözle bakarım; Yeşilay denilince Hz. Hasan, Kızılay denilince Hz. Hüseyin aklıma gelir. Tüm kurumlarımızın Ehl-i Beyt'in gönlü ile bakış açısı ile hizmet etmesi gerekir. Önce insan deyip insanımızı Ehl-i Beyt, vatan, millet, bayrak sevgisiyle; küçüğünü seven, büyüğüne saygı duyan, yüksek karakterli, liyakat sahibi olarak yetiştirmeliyiz. Aksi takdirde işin ehli olmayan insanı işbaşına getirirsek bu hangi iş olursa olsun, hayırlı bir sonuç elde etmek mümkün değildir. Ancak bu hassasiyeti yaşamak ve yaşatmak için sistemin değişmesi şarttır. Mevcut sistemle hiç bir kurumumuzun istenilen şekilde hizmet etmesi mümkün değildir.

Durum ortada, kurumlarımızın ve devletimizin bekası, milletimizin huzuru için Milli Ekonomi Modeli'nin Sosyal Devlet projelerinin hayata geçirilmesi şarttır.

Sözlerime Ata'mızın sözüyle son vermek istiyorum, "Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır."

Bunu hayal ediyorsak, millet olarak azim ve kararlılık göstermemiz gereklidir. Aksi taktirde, Allah bize 100 yıl daha ömür verse bir şey değişmez.