Yine de umutlu olalım

Milli takımımız İtalya karşısında çok kötü bir performans göstererek hepimizi üzdü.

Baştan söylemek lazım ki ortaya çıkan sonuç İtalyanlar'ın futbolun prensiplerini doğru bir şekilde uygulamalarının  neticesiydi.

Futbol bir pas ve sürat oyunu. İtalyanlar milli takımımız karşısında bu gerçeği mükemmel bir şekilde uyguladılar.

Peki şimdi sormak lazım ilk onbirimiz, kalecimiz ve Ozan Tufan dışında Avrupa'da top koşturan futbolculardan kuruluyken neden aynı prensipleri biz doğru bir şekilde uygulayamıyoruz.  

Bunun tek bir maçtan öteye giden nedenleri var.

Nasıl ki hayata bakışımızı şekillendiren düşüncelerimizin mahalle kültürü ile belirlenmesinden şikayetçiysek futbolu izlerken de aklımız mahalle maçlarında.

Kendini yaşıtlarına kabul ettirmek için bir türlü topu ayağından çıkarmayıp sürekli çalım atan ya da arkadaşları arasında sağa sola deli gibi koşturup topla bir türlü buluşamayan oyuncular var kafamızda.

Bu tarz futbolcuları yıldızlaştırıyoruz. Sonra da futbolun gereğini yapan takımların karşısına çıkınca İtalya maçında olduğu gibi darmadağın oluyoruz.

Peki şimdi bir soru daha soralım istikrarlı bir başarı nasıl geliyor? Futbolun prensiplerini bilen insanlarla tabii ki.

Kim gibi? Mancini gibi. Her halde Şenol Güneş bu tarz seçimleri yaparken yeteri kadar doğru kararlar alamıyor.

Yoksa Şenol Güneş'in futbolun gerekleri hakkında yetersiz olduğunu düşünmek bile istemem.

Bundan sonra sansımız ne olacak? Eğer İtalya karşısındaki gibi oynayacaksak grubu puan almadan bitiririz.

Yok eğer toparlanıp bir şeyler yaparsak Galler maçında topla oynayan tarafın biz olacağını tahmin ediyorum zira İsviçre karşısında izlediğim Galler'in hücum gücü çok yeterli değil.

İsviçre, Galler karşısında çok da efor sarf etmeden topa sahip olabildi.

Galler'de Bale'in performansı zayıf. Güçlü bir Umut Meraş karşısında zorlanır.

16 numaralı Morrell Galler ataklarında zaman zaman etkili olsa da çok ciddi bir tehdit gibi durmuyor.

7 numaralı Allen ise defans önünde savunmacı bir orta saha hücuma katkısı yok. Galler'i yenme olasılığımız yüksek.

İsviçre ise daha dişli bir takım. 3-5-2'yi tercih ediyorlar. Takım oyunu yüksek organize bir ekip.

Oyuncular mevkilerine sadık dağılmıyorlar. Fakat en önemlisi 8 numaralı Frueller. Oyunu yönlendirdiği müddetçe Galler'in sahasına gömülü kalmasına neden oldu. Bu oyuncuya dikkat etmemiz gerekiyor.

İsviçre karşısında yüksek efor sarf etmemiz gerekecek. Eğer böyle olmazsa maç zora girer ve hafazanallah bir mağlubiyet daha alıp gruptan çıkamayız.

Galler'i yenip İsviçre ile berabere kalarak üçüncülük kotasından bir üst tura çıkma şansımız var gibi.

Son olarak söylemek isterim ki İtalya maçında mental olarak da kötüydük.

Son iki maçımızda motivasyonumuz bu kadar kötü olmamalı. Her şeye rağmen kendimizi toparlayıp üst tura çıkacağımıza inanmak istiyorum.