Yine karanlık tünele doğru yol alıyoruz
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, son haftalarda birçok ülkede koronavirüs salgınının yeniden artışa geçtiğine dikkat çekerek, “Yeniden kısıtlayıcı önlemlerin gündeme gelebileceği dünyada, salgının orta ve uzun vadeli etkilerini halen tam olarak yaşamadığımız ve hatta bazılarını öngöremediğimiz ortada” dedi.
30.08.2020 17:31:00





AHMET SAFA TERZİ / İSTANBUL
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi ve İSO Meslek Komiteleri'nin (MESKOM) Ağustos ayı ortak toplantısında Covid 19 döneminde imalat sanayi sektörlerinin genel durumu ve geleceğine ilişkin değerlendirmeler ele alındı. Açılış konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın yaptığı video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen ortak toplantıda, İSO Meclis ve İSO MESKOM üyeleri de görüşlerini paylaştı.
Bazı göstergeler toparlandı
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Mart ayından bu yana devam eden koronavirüs salgınının Türkiye ekonomisindeki etkilerine değindiği konuşmasında, son haftalarda açıklanan bazı verilerin ekonominin koronavirüs şokunu atlattığı yönünde umut verdiğine, bununla birlikte sürdürülebilir büyümeye ve finansal istikrara özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bahçıvan, şunlar söyledi: "Salgının ilk iki ayında kümülatif olarak yaklaşık yüzde 35 daralan takvim ve mevsim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, Mayıstaki yüzde 18'lik toparlanmanın ardından Haziranda da yüzde 17.6 büyüme kaydetti. Temmuz öncü göstergeleri de faaliyet koşullarında iyileşmenin belirginleştiğini gösteriyor: İSO Türkiye İmalat PMI 56.9 ile 9.5 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak bu yılın ikinci yarısına oldukça güçlü bir başlangıca işaret etti. Sanayicilerimizin ihracat koşullarını ölçen İSO Türkiye İhracat İklimi Endeksi de 53'e yükselerek son 5 ayda ilk kez 50 eşiğini aştı. Büyümenin olmazsa olmaz unsuru olan talep koşullarına da baktığımızda, otomobil ve konut başta olmak üzere ertelenmiş tüketim harcamalarının büyük bir ivme kazandığı görülüyor. Bu gelişmede bankaların kredi kullandırmasını teşvik edici önlemlerin ve elverişli faizlerin rolü tartışmasız çok büyük… Yaşanan göreli iyileşmeye paralel olarak, ekonomik güven endekslerinde de genel bir toparlanma var."
Kritik sorunlar var
Bazı göstergelerin toparlanmasının tüm sorunların üstesinden gelindiği anlamı taşımadığına işaret eden Bahçıvan, "En az büyümenin hızı kadar sürdürülebilirliğine, niteliğine ve onun temel taşlarından biri olan finansal istikrara özen göstermemiz gereken bir dönemdeyiz" değerlendirmesinde bulundu. Salgının küresel ekonomiye verdiği hasarın boyutlarına da değinen Bahçıvan, gelişmelerin koronavirüsün bir süre daha hayatın bir gerçeği olarak kalacağına ve ekonomide yüksek risk ve belirsizlik ortamının geniş bir zamana yayılacağına işaret ettiğini kaydetti. Dünyada ikinci çeyrek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla verilerine bakıldığında Euro Bölgesi'nin yüzde 12, İngiltere'nin yüzde 20, Japonya'nın yüzde 28, ABD'nin de yüzde 33 gibi tarihi oranlarda küçüldüğüne tanık olduklarını söyleyen Bahçıvan, "Diğer yandan Mayıs ve özellikle Haziran ayından itibaren dünya çapında salgına karşı uygulanan kısıtlamaların gevşetilmesiyle birlikte üçüncü çeyrekte normalleşme belirtileri gözleniyor" dedi.
Para politikaları riskli
Son haftalarda birçok ülkede koronavirüs grafiğinin yeniden yönünü yukarıya çevirdiğini de belirten Bahçıvan, şunları kaydetti: "Bazı ülkelerde virüsün yayılımındaki ivmelenme nedeniyle kısıtlayıcı tedbirlerin yeniden alındığına dair haberler kış aylarına ilişkin karamsarlığı pekiştiriyor. Bu risk ve kaygılar gerçekleşmese dahi salgının orta ve uzun vadeli etkilerini halen tam olarak yaşamadığımız ve hatta bazılarını halen öngöremediğimiz ortada. Yılın ortalarından itibaren küresel ekonomi tablosunda gözlenen iyileşmenin sürdürülebilir olmasının önünde muhtemel engeller var. Örneğin koronavirüsün yol açtığı ekonomik hasarı onarmak için uygulanan 'ultra gevşek' para ve maliye politikaları nedeniyle önümüzdeki dönemde bütçe dengeleri, fiyat istikrarı (enflasyon) ve finansal istikrar alanlarında da ciddi riskler olabilecek. Zira pandeminin etkileri sürdükçe, merkez bankalarının geniş çaplı para enjeksiyonları, hükümetlerin ise yüksek bütçe açığı verme ihtiyacı devam ediyor ve salgın sonrası uygulanması gerekecek konsolidasyonun da boyutu artıyor."
Jeopolitik riskler artıyor
İSO Başkanı Bahçıvan, salgın öncesinde de oldukça sıcak olan jeopolitik, ticari ve stratejik gerilimlerin yeni dönemde artarak devam ettiğini hatırlatarak, "Tedarik zincirlerinde Çin'e bağımlılığı azaltmaya yönelik girişimler, yaklaşan ABD seçimleri, bazı ülkelerde artan toplumsal huzursuzluklar, Akdeniz'de yükselen gerilim, Belarus'taki gelişmelerle yeniden ısınan Doğu Avrupa, Beyrut'taki patlamanın ardından Ortadoğu'daki yeni konumlanmalar ve benzeri birçok faktör, geleceğin daha da belirsiz görünmesine yol açıyor" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.