Zafer mi, yenilgi mi?

Çoktandır bu soruyu soruyor bizim basın. Kimi diyor ki; İsrail Lübnan Savaşında kaybetti, kimi daha ihtiyatlı ve İsrail'in istediğini elde ettiğini söylüyor. Bu soruya cevap aramadan önce şunu belirtmek istiyorum; bu tür işler uzun vadelidir ve kısmi kazanımlarla böyle uzun soluklu bir süreci değerlendiremezsiniz. Eğer; bugün kazandığınızı düşünüyorsanız bu yeterli değildir, kesin sonucu getirecek tüm adımları da kazanmalısınız.Şimdi gelelim asıl konumuza. İsrail'in Lübnan'da kaybettiği konusunda hemen hemen  tüm uzmanlar hem fikir. Hizbullah küçümsenemez bir başarı sağlamıştır ve bu başarı İsrail hükümetini sarsmıştır. İsrail hükümeti Lübnan'da kesinlikle savaşı iyi  yönetememiş ve arkalarındaki halk desteği de yüzde 70'lerden yüzde 40'lara düşmüştür.  İsrail'in tamamen teknolojiye ve makine üstünlüğüne güvenerek girdiği savaşta Lübnan halkı kahramanca direnmiştir. Gerçi 1948'deki Arap-İsrail savaşında da  Arap gönüllüler ve fedailer İsrail'e karşı nerdeyse her cephede savaşı kazanmış olmalarına rağmen kazanımlarının hepsini masa başında kaybetmişlerdir. (Hatta Irak ordusunun o savaşta Telaviv'e girmelerine ramak kalmıştır.)İsrail'in 1967'de kazandığı zaferse Müslüman ülkeleri açısından hem trajedi hem de yüzkarasıdır. Mısır birlikleri İsraile karşı savaşmamış, Suriye Golan'ı teslim etmiş, Ürdün ise evlere şenlik bir direniş göstermiştir. İsrail kesinlikle bu savaşı cephede değil birçok ayak oyunu ile satın aldığı hainler vasıtasıyla kazanmıştır. Dolayısıyla yenilmez görülen İsrail tabusu zaten şişirme bir balondan başka bir şey değildir. İsrail'in gücü Müslümanların güçsüzlüğünden kaynaklanmaktadır.Hizbullahın başarısı aynı oranda İran'ın da başarısı sayılmalıdır. ABD ve İsrail ikilisi şimdilik kaybetmiş görünüyorlar. Her yükselişin bir inişi vardır ve İsrail için artık iniş (gerileme) süreci resmen başlamıştır. Dediğimiz gibi Müslümanlar kendilerine geldikçe bu son kaçınılmaz olacaktır.