23 yıldan beri Tunus'u yöneten Zeynelabidin bin Ali, Tunus halkının ayaklanması ile soluğu Arabistan'da aldı.
İşsiz bir gencin, sebze-meyve sattığı tezgahına el konulmasının ardından kendisini yakması ile bir anda bütün ülke alev topuna döndü ve 23 yıllık iktidar tepetaklak oldu.
İşin içinde dış parmak var mı, Sorosvari bir devrim mi henüz net değil.
Rivayet o ki, Tunus yönetiminin devrilmesi komşu ülkeleri de, özellikle yöneticileri de büyük büyük endişelere sevk etmiş.
Cezayir, Fas ve Mısır'ın da diken üstünde olduğu haberleri dolaşıyor dillerde.
Zalim değilseniz korkmanıza gerek yok.
Yönetim emanetini üzerinize aldığınız halkın dertleri ile dertleniyorsanız, onların dertlerinden ötürü uykusuz kalıyorsanız, yönettiğiniz ülkenin ve kendi milletinizin çıkarlarını ve kazanımlarını her şeyin üstünde tutuyorsanız endişeye mahal yok.
Yönettiğiniz halkın yaşam tarzına ve şartlarına uygun bir hayatınız varsa, nimetleri de külfetleri de onlarla paylaşıyorsanız, onlara ait olan kaynakları yad ellerle paylaşmıyorsanız rahat olun.
Böyle değil de, yönettiğiniz halkın yaşantısı ile sizin yaşantınız arasında uçurumlar varsa, onlara fildişi kulelerden bakıyorsanız, onlar karın doyurmak için çöpleri karıştırıyor da sizler sadece kolunuzda, parmağınızda, boynunuzda, boğazınızda servetlerle dolaşıyorsanız o zaman korkun.
Yönetim emanetini üzerinize aldığınız ülkenin kaynaklarını kendi fakir halkınızla paylaşmak yerine, onları aş ve iş sahibi yapmak yerine o kaynakları ecnebi dostlarınızla paylaşmayı tercih etmişseniz elbette korkmalısınız.
Yönettiğiniz milletlerin insanca yaşamaları için asgari şartları sağlamamışsanız, sağlık, eğitim, iş, aş, hukuk, adalet alanlarında problemlerini çözmemişseniz ve buna rağmen bir de lüks hayatın içinde yüzüyorsanız kesinlikle korkmalısınız.
Yönettiğiniz milletler yoklukla, yoksullukla boğuşurken, bir de kendilerine ait olan yer altı ve yer üstü kaynakların küresel şirketlere kelepir fiyatlarla peşkeş çekildiğini öğrenmişlerse, servetin ve sermayenin göz göre göre el değiştirdiğine şahitlik ediyorlarsa elbette ve kesinlikle korkmakta haklısınız.
Bu gün Tunuslu yöneticilerin başına gelenler er ya da geç sizlerin de başına gelecektir. Zalim değilseniz, zorba değilseniz, hırsız değilseniz, küresel tefecilerle ortak değilseniz niye korkasınız ki?
İşsiz bir gencin, sebze-meyve sattığı tezgahına el konulmasının ardından kendisini yakması ile bir anda bütün ülke alev topuna döndü ve 23 yıllık iktidar tepetaklak oldu.
İşin içinde dış parmak var mı, Sorosvari bir devrim mi henüz net değil.
Rivayet o ki, Tunus yönetiminin devrilmesi komşu ülkeleri de, özellikle yöneticileri de büyük büyük endişelere sevk etmiş.
Cezayir, Fas ve Mısır'ın da diken üstünde olduğu haberleri dolaşıyor dillerde.
Zalim değilseniz korkmanıza gerek yok.
Yönetim emanetini üzerinize aldığınız halkın dertleri ile dertleniyorsanız, onların dertlerinden ötürü uykusuz kalıyorsanız, yönettiğiniz ülkenin ve kendi milletinizin çıkarlarını ve kazanımlarını her şeyin üstünde tutuyorsanız endişeye mahal yok.
Yönettiğiniz halkın yaşam tarzına ve şartlarına uygun bir hayatınız varsa, nimetleri de külfetleri de onlarla paylaşıyorsanız, onlara ait olan kaynakları yad ellerle paylaşmıyorsanız rahat olun.
Böyle değil de, yönettiğiniz halkın yaşantısı ile sizin yaşantınız arasında uçurumlar varsa, onlara fildişi kulelerden bakıyorsanız, onlar karın doyurmak için çöpleri karıştırıyor da sizler sadece kolunuzda, parmağınızda, boynunuzda, boğazınızda servetlerle dolaşıyorsanız o zaman korkun.
Yönetim emanetini üzerinize aldığınız ülkenin kaynaklarını kendi fakir halkınızla paylaşmak yerine, onları aş ve iş sahibi yapmak yerine o kaynakları ecnebi dostlarınızla paylaşmayı tercih etmişseniz elbette korkmalısınız.
Yönettiğiniz milletlerin insanca yaşamaları için asgari şartları sağlamamışsanız, sağlık, eğitim, iş, aş, hukuk, adalet alanlarında problemlerini çözmemişseniz ve buna rağmen bir de lüks hayatın içinde yüzüyorsanız kesinlikle korkmalısınız.
Yönettiğiniz milletler yoklukla, yoksullukla boğuşurken, bir de kendilerine ait olan yer altı ve yer üstü kaynakların küresel şirketlere kelepir fiyatlarla peşkeş çekildiğini öğrenmişlerse, servetin ve sermayenin göz göre göre el değiştirdiğine şahitlik ediyorlarsa elbette ve kesinlikle korkmakta haklısınız.
Bu gün Tunuslu yöneticilerin başına gelenler er ya da geç sizlerin de başına gelecektir. Zalim değilseniz, zorba değilseniz, hırsız değilseniz, küresel tefecilerle ortak değilseniz niye korkasınız ki?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024