Bugün liberalizm adına insana tanınan sözde serbestlik, beraberinde toplumun büyük bir kesiminin hem mağdur edilmesine, hem de yolsuzluk ekonomisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
İşin bir başka noktası da, liberalizmden yola çıkarak piyasalar için en uygun anlayışın tam serbestlik olduğunu savunanlar, söz konusu kendi çıkarları olduğunda birçok yasağı hayata geçirirler. Liberalizm adına bugün Türkiye'de tarım ürünlerine getirilen yasaklar, Merkez Bankası'nın hazineye borç vermesine getirilen yasaklar, yerli üretime verilen desteklemelere getirilen kısıtlamalar ve daha yüzlercesi yazılabilir. Öyleyse yapılması gereken serbest piyasa adı altında toplumu birkaç kişinin kontrolüne terk etmek yerine, toplumun her ferdini koruyup kollayan bir ekonomi modelini hayata geçirmektir. Güçlünün karşısında zayıfın korunmadığı bir ortamda, sonuçta tüm ekonominin zarar görmesi kaçınılmazdır. Dikkat edilirse monopol (tekel) piyasalarda istenilen verimin elde edilememesinin sebebi de bireysel tercihlerin toplumsal çıkarların önüne geçmesidir.
Birey ve toplumun çıkarları buluşturulmalıdırKonuya bir soruyla girelim: Bilinen ekonomi anlayışlarında mümkün olmamasına rağmen, toplumun her kesiminin çıkarları aynı anda maksimize edilebilir mi? Eğer, bireyin çıkarlarını toplumun çıkarlarına katkı sağlayacak bir biçimde yönlendirebilirsek aynı anda hem bireyin, hem de toplumun maksimum fayda elde etmesi mümkün olacaktır. Esasen Milli Ekonomi Modeli'nde yapılmaya çalışılan da bundan ibarettir. Milli Ekonomi Modeli'nde insanlar, hem tüketirken, hem de üretirken topluma katkıda bulunacaklardır. Gelirini arttırma gayreti içerisinde bulunan her birey, diğer bireylerin de gelirini arttıracak, tüketim yapan her birey diğer bireylerin daha fazla kazanmasını, dolayısıyla daha fazla tüketebilmesini sağlayacaktır.
Tüketim artışı sağlanmalıdırMesela, dar gelirli insanlara verilen destek aynı zamanda yeni bir tüketim artışına sebep olduğu için bu daha fazla üretim, daha fazla istihdam imkanı sağlayacaktır; yani toplumun bir kesimine doğrudan verilen destek Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde toplumun diğer kesimlerine de dolaylı olarak, hatta misli oranında yansıyacaktır. Mesela para kazanma hırsına sahip olan bireylerin bu talebi para ile para kazanma şeklinde değil de emeği devreye koyacak şekilde karşılandığı takdirde bireyin bu isteği aynı zamanda topluma fayda olarak yansıyacaktır. Aksi takdirde para ile para kazanıldığında, toplumun diğer bireylerine ait olması gereken bir kazancın haksız yere bir bireye transferi söz konusudur.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Sabden Orazalı / Kazakistan İktisat EnstitüsüMEM "model kanun" olmalıProf. Dr. Haydar Baş, bu kitabı yazmasaydı biz burada toplanıyor olmazdık. Diyorum ki, dünya bilim adamlarının bu seslerini Türkiye Hükümeti, Azerbaycan Hükümeti, Rusya Hükümeti, Kazak Hükümeti, Özbek Hükümeti ve diğer hükümetler dinlemeli. Bu yüzden mademki Milli Ekonomi Modelini inşa etme gayesini konsept olarak destekliyoruz; o zaman daha fazlasını yapmalıyız. Bu bağlamda birleşmemiz gerektiğini söyleyen bilim adamlarını destekliyorum. Evet, birleşmemiz gerekir.Çağımızda bütün dünyada ilerlemeci fikirler nereden çıkıyor biliyor musunuz? Hükümetlerden değil, bakanlardan değil, ilerlemeci fikirler bilim adamlarından ve sivil toplum örgütlerinden çıkıyor. Bu yüzden Orta Asya ve diğer bölge ekonomi bilimcileri olarak biz gerçek bir sivil toplum teşkilatını kurmalıyız ve her sene bir araya gelerek Milli Ekonomiyi incelemeliyiz. Toplantı sonrasında sonuç bildirgesi hazırlamalıyız ve bu bildirge bütün devletlerin başkanlarına sunulmalı ki, onlar bizi dinlesin. Bundan sonra küreselleşme bizi dinlemeli, uslanmalı. Burada toplandığı gibi bütün ülkelerin potansiyel entelektüellerinin öncülük yapması kaydıyla mücadele edilmeli.
İşin bir başka noktası da, liberalizmden yola çıkarak piyasalar için en uygun anlayışın tam serbestlik olduğunu savunanlar, söz konusu kendi çıkarları olduğunda birçok yasağı hayata geçirirler. Liberalizm adına bugün Türkiye'de tarım ürünlerine getirilen yasaklar, Merkez Bankası'nın hazineye borç vermesine getirilen yasaklar, yerli üretime verilen desteklemelere getirilen kısıtlamalar ve daha yüzlercesi yazılabilir. Öyleyse yapılması gereken serbest piyasa adı altında toplumu birkaç kişinin kontrolüne terk etmek yerine, toplumun her ferdini koruyup kollayan bir ekonomi modelini hayata geçirmektir. Güçlünün karşısında zayıfın korunmadığı bir ortamda, sonuçta tüm ekonominin zarar görmesi kaçınılmazdır. Dikkat edilirse monopol (tekel) piyasalarda istenilen verimin elde edilememesinin sebebi de bireysel tercihlerin toplumsal çıkarların önüne geçmesidir.
Birey ve toplumun çıkarları buluşturulmalıdırKonuya bir soruyla girelim: Bilinen ekonomi anlayışlarında mümkün olmamasına rağmen, toplumun her kesiminin çıkarları aynı anda maksimize edilebilir mi? Eğer, bireyin çıkarlarını toplumun çıkarlarına katkı sağlayacak bir biçimde yönlendirebilirsek aynı anda hem bireyin, hem de toplumun maksimum fayda elde etmesi mümkün olacaktır. Esasen Milli Ekonomi Modeli'nde yapılmaya çalışılan da bundan ibarettir. Milli Ekonomi Modeli'nde insanlar, hem tüketirken, hem de üretirken topluma katkıda bulunacaklardır. Gelirini arttırma gayreti içerisinde bulunan her birey, diğer bireylerin de gelirini arttıracak, tüketim yapan her birey diğer bireylerin daha fazla kazanmasını, dolayısıyla daha fazla tüketebilmesini sağlayacaktır.
Tüketim artışı sağlanmalıdırMesela, dar gelirli insanlara verilen destek aynı zamanda yeni bir tüketim artışına sebep olduğu için bu daha fazla üretim, daha fazla istihdam imkanı sağlayacaktır; yani toplumun bir kesimine doğrudan verilen destek Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde toplumun diğer kesimlerine de dolaylı olarak, hatta misli oranında yansıyacaktır. Mesela para kazanma hırsına sahip olan bireylerin bu talebi para ile para kazanma şeklinde değil de emeği devreye koyacak şekilde karşılandığı takdirde bireyin bu isteği aynı zamanda topluma fayda olarak yansıyacaktır. Aksi takdirde para ile para kazanıldığında, toplumun diğer bireylerine ait olması gereken bir kazancın haksız yere bir bireye transferi söz konusudur.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Sabden Orazalı / Kazakistan İktisat EnstitüsüMEM "model kanun" olmalıProf. Dr. Haydar Baş, bu kitabı yazmasaydı biz burada toplanıyor olmazdık. Diyorum ki, dünya bilim adamlarının bu seslerini Türkiye Hükümeti, Azerbaycan Hükümeti, Rusya Hükümeti, Kazak Hükümeti, Özbek Hükümeti ve diğer hükümetler dinlemeli. Bu yüzden mademki Milli Ekonomi Modelini inşa etme gayesini konsept olarak destekliyoruz; o zaman daha fazlasını yapmalıyız. Bu bağlamda birleşmemiz gerektiğini söyleyen bilim adamlarını destekliyorum. Evet, birleşmemiz gerekir.Çağımızda bütün dünyada ilerlemeci fikirler nereden çıkıyor biliyor musunuz? Hükümetlerden değil, bakanlardan değil, ilerlemeci fikirler bilim adamlarından ve sivil toplum örgütlerinden çıkıyor. Bu yüzden Orta Asya ve diğer bölge ekonomi bilimcileri olarak biz gerçek bir sivil toplum teşkilatını kurmalıyız ve her sene bir araya gelerek Milli Ekonomiyi incelemeliyiz. Toplantı sonrasında sonuç bildirgesi hazırlamalıyız ve bu bildirge bütün devletlerin başkanlarına sunulmalı ki, onlar bizi dinlesin. Bundan sonra küreselleşme bizi dinlemeli, uslanmalı. Burada toplandığı gibi bütün ülkelerin potansiyel entelektüellerinin öncülük yapması kaydıyla mücadele edilmeli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.