Dünyanın dört bir yanında işçiler kapitalist anlayışın âdeti olduğu üzere yılın bir günü bayramlarını kutladılar.
Haklarını vermeye yanaşmadığı işçi, memur, anne, baba, öğretmen, emekli vesaire kesimlerle adeta dalga geçer gibi yılda 1 günü bayram diye yutturmak kapitalizmin sömürüsünü sürdürebilmek için kitleleri uyutma planının birer parçası bence.
Anneler Günü, Babalar Günü, İşçi Bayramı gibi özel günlerde insanların bulunduğu durumlar masaya yatırılmakta, adeta ağıtlar yakılmakta, sorumlular göreve çağrılmakta ama ertesi gün hiçbir değişiklik olmadan aynen devam edilmektedir.
Bundan dolayı İşçi Bayramı’nı ve diğer özel günleri kapitalizmin bir oyunu olarak görüyorum.
1889`da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü “ olarak kutlanmasına karar verildi. İşçi Bayramı ilk ortaya atıldığında amaç çok farklıydı elbette. Ama aradan geçen zaman zarfında kapitalizm pek çok şeyi yaptığı gibi bu bayramı da emellerine alet etmeyi bildi.
Bence ya İşçi Bayramı’nın adı değişmeli -çünkü ortaya bayram yaparak kutlayacak bir durum söz konusu değil- yahut da inan onuruna yakışır çalışma şartları sağlanana dek işçiler bayram yapmamalı.
Bugün Türkiye’de 701 TL olan asgari ücretle çalışan on birlerce işçi var. Bu gelirle hangi bayram yapılabilir?
Oysa dünyanın her ülkesi elindeki imkânlarla ve kaynaklarıyla kendi insanlarını refah içerisinde yaşatmayı başarabilir.
Ama nasıl?
İşte burası çok önemli. Kapitalizmle ya da sosyalizmle bu işin başarılamayacağını artık herkes anlamış durumda. Bu dediğimizin başarılması sadece Milli Ekonomi Modeli’yle olacaktır. Bakın Rusya bile bütün iktisat modellerini bir kenara iterek Milli ekonomi Modeli’ni bizzat tezin sahibinden dinleyebilmek için Prof. Dr. Haydar Baş’ı parlamentosuna davet ediyor.
Milli Ekonomi Modeli diğer iktisadi analizlerin aksine belli bir sınıfın ya da azınlık sayılabilecek kadar küçük bir kesimin değil, işçinin, memurun, dar gelirlinin, annenin, babanın, emeklinin hülasa toplumu oluşturan her kesimin çıkarları için çalışmaktadır.
Devletin bütün kaynakları belli kesime ya da ecnebilere değil, Milli Ekonomi Modeli’nin uygulandığı bir ekonomide istisnasız herkesin hizmetinde olacaktır.
Anacak böyle bir ekonomide toplumun her kesimi bayram yapabilecektir. İşçiler için 1 Mayıs o zaman kutlanmayı hak etmiş olacaktır.
Haklarını vermeye yanaşmadığı işçi, memur, anne, baba, öğretmen, emekli vesaire kesimlerle adeta dalga geçer gibi yılda 1 günü bayram diye yutturmak kapitalizmin sömürüsünü sürdürebilmek için kitleleri uyutma planının birer parçası bence.
Anneler Günü, Babalar Günü, İşçi Bayramı gibi özel günlerde insanların bulunduğu durumlar masaya yatırılmakta, adeta ağıtlar yakılmakta, sorumlular göreve çağrılmakta ama ertesi gün hiçbir değişiklik olmadan aynen devam edilmektedir.
Bundan dolayı İşçi Bayramı’nı ve diğer özel günleri kapitalizmin bir oyunu olarak görüyorum.
1889`da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü “ olarak kutlanmasına karar verildi. İşçi Bayramı ilk ortaya atıldığında amaç çok farklıydı elbette. Ama aradan geçen zaman zarfında kapitalizm pek çok şeyi yaptığı gibi bu bayramı da emellerine alet etmeyi bildi.
Bence ya İşçi Bayramı’nın adı değişmeli -çünkü ortaya bayram yaparak kutlayacak bir durum söz konusu değil- yahut da inan onuruna yakışır çalışma şartları sağlanana dek işçiler bayram yapmamalı.
Bugün Türkiye’de 701 TL olan asgari ücretle çalışan on birlerce işçi var. Bu gelirle hangi bayram yapılabilir?
Oysa dünyanın her ülkesi elindeki imkânlarla ve kaynaklarıyla kendi insanlarını refah içerisinde yaşatmayı başarabilir.
Ama nasıl?
İşte burası çok önemli. Kapitalizmle ya da sosyalizmle bu işin başarılamayacağını artık herkes anlamış durumda. Bu dediğimizin başarılması sadece Milli Ekonomi Modeli’yle olacaktır. Bakın Rusya bile bütün iktisat modellerini bir kenara iterek Milli ekonomi Modeli’ni bizzat tezin sahibinden dinleyebilmek için Prof. Dr. Haydar Baş’ı parlamentosuna davet ediyor.
Milli Ekonomi Modeli diğer iktisadi analizlerin aksine belli bir sınıfın ya da azınlık sayılabilecek kadar küçük bir kesimin değil, işçinin, memurun, dar gelirlinin, annenin, babanın, emeklinin hülasa toplumu oluşturan her kesimin çıkarları için çalışmaktadır.
Devletin bütün kaynakları belli kesime ya da ecnebilere değil, Milli Ekonomi Modeli’nin uygulandığı bir ekonomide istisnasız herkesin hizmetinde olacaktır.
Anacak böyle bir ekonomide toplumun her kesimi bayram yapabilecektir. İşçiler için 1 Mayıs o zaman kutlanmayı hak etmiş olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024