12 Ada’ya değil, 20 adaya bak!

Atatürk ve Lozan karşıtı siyasilerin en çok gündem ettikleri konuların başında Ege Denizi'ndeki 12 Ada konusu gelmektedir. "12 Ada Lozan'da kaybedildi" iftirasını atarak, Lozan zaferini sanki bir hezimetmiş gibi gösterme gayretindeler.

Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, Lozan Antlaşması, Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemine binaen tekrar tekrar vurguladığı gibi, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bağımsızlık tapusudur."

Bağımsızlığımızın tescili büyük bir diplomasi zaferi olan Lozan'ı, yalan yanlış bilgilerle ve iftiralarla karalamaya çalışmak, elbette Atatürk'ün başarılarını gizleme gayretleridir; Türkiye'ye ve Türk milletine yönelik bir düşmanlığın ürünüdür.

Hatırlarsanız, bunlar "Lozan'da gizli bir madde var, buna göre madenlerimizi 2023 yılına kadar çıkartamıyoruz" iftirasını atıyorlardı.

Yıllarca bu yalan üzerinden milletimizi kandırdılar.

Ama ne var ki, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı hukukçu Hüseyin Baş'ın girişimiyle bu konu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) soruldu ve bizzat CİMER, resmi bir kurum, Lozan'da böyle gizli bir maddenin olmadığını, maden çıkartmamızı engelleyecek herhangi bir maddenin olmadığını açıkladı.

CİMER ya da yetkili siyasiler bugüne kadar bu gerçeği neden açıklamadı, merak konusu… Yıl 2022, 2023'e kalmış 1 sene, bu yalan, bu iftira resmen açığa çıkıyor. Peki, bu arada millet olarak bu yalanla yıllardır kaybettiklerimiz ne olacak?

Hadi, böyle bir gizli madde olmadığı anlaşılmış oldu, peki, o günden sonra bu konuda madencilik sahasında ciddi bir adım atıldı mı? Elbette ki hayır…

Yine aynı tas, aynı hamam devam ediliyor.

Biz yine adalar konusuna dönelim. Gördüğünüz gibi, Lozan konusunda iftira üstüne iftira atılmaya devam edildi. Bu noktada adalar konusunun da açıklığa kavuşması gerekiyor. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın Bursa'da organize edilen "Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli" programındaki tarihi konuşmasında bu konudaki şu tespitleri oldukça önemliydi:

"Biz, Adaları Lozan'da kaybetmedik. Osmanlı'nın yaptığı anlaşmayla kaybedilen adaların egemenlik hakkı, yönetim hakkı Yunanistan'a geçti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Lozan Antlaşması'yla Yunan'ın egemenlik hakkına çomak soktu ve 'Bu adalar sende kalmış olsa bile silah çıkaramazsın' dedi. Bunu yapan Atatürk bir dehadır. Silahsızlandırılması gereken adalara Yunanlılar silah çıkarırken buradakiler Atatürk ile yine kavga ediyordu. Bakın bu ülkenin geçmişi de Atatürk'tür, bugünü de Atatürk'tür, geleceği de Atatürk'tür. Siz Atatürk ile barışmadan, siz Atatürk'ün hakkını teslim etmeden, siz Atatürk'ün ruhaniyetinden özür dilemeden vallahi helak olursunuz, billahi helak olursunuz."

Evet, Lozan'da kaybedildiği iddia edilen 12 Ada, BTP Lideri'nin ifade ettiği gibi, Lozan'da kaybedilmedi. Tarih kitaplarına baktığınız zaman, ya da internet ortamında sağlam kaynaklardan araştırdığınız zaman net olarak görüyorsunuz ki, 12 Ada, Lozan Antlaşması'ndan yaklaşık 10 yıl önce, 1910'lu yıllarda Osmanlı Devleti'nin üst üste yaşadığı mağlubiyetler neticesinde kaybedildi. 

Tekrar altını çizelim, 12 Ada'yı veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil, Osmanlı Devleti'dir. Lozan Antlaşması'na oturulduğunda 12 Ada zaten bize ait değildi. Dahası, Lozan Antlaşması'yla, Osmanlı Devleti'nin Sevr Antlaşması'yla düşmanlara resmen teslim ettiği Anadolu coğrafyasının Türk milleti adına bağımsızlık tapusu alındı.

Osmanlı döneminde devredilen 12 Ada konusunu sürekli gündem edenler, 2004 yılından sonraki süreçte Yunan'a kaptırılan ve Lozan'a göre de Türkiye'ye ait olan 20 ada ve 2 kayalıktan hiç bahsetmiyorlar. Bu adalar şunlar:

İzmir iline bağlı, Koyun adası ve Venedik Kayalıkları; Aydın iline bağlı, Hurşit, Eşek, Nergizçik, Marathi, Bulamaç, Fornoz adaları; Muğla iline bağlı, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Limoniye, Ardacık, Ardıççık, Koçbaba adaları ve yine Türkiye'ye ait olan Koufonisi, Gaidhouronisi, Gavdos, Küçük Çuha, Dhia, Dionisades adaları…

Bu adalarla ilgili Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım yazısında şunları ifade ediyor:

"Türkiye'ye ait adalarda, 90'lı yılların ortalarından itibaren iskana açma çalışmaları yapan Yunanistan, 2004 yılı Ekim ve Kasım aylarında asker çıkararak adalarımızı fiilen işgal etmiştir. Misâk-ı Milli ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı 2004 yılından beri Yunan işgali altındadır. İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içinde bulunan vatan topraklarında, Yunan bayrağı dalgalanıyor ve Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşıyor.

Türk Tarih Kurumu ve Deniz Kuvvetleri haritası ile Karayolları Haritası'nda, Yunan işgali altında olan adaların Türkiye'ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir.

Ayrıca, 1939 tarihli İngiliz Haritası ile 1957 tarihli ABD Haritası'nda, Yunanistan'ın işgal ettiği adaların Onikiada deniz sınırlarının dışında ve Türk egemenliğinde olduğu açıkça gösterilmiştir.

1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan'a verilmeyen adalar, hem milli haritalarda hem de Lozan Antlaşması'na taraf olan İngiltere ve Paris Antlaşması'na taraf olan ABD tarafından yayınlanan haritalarda Türkiye'ye ait olduğu açıkça gösterilirken, 3 milin dışındaki adalar Yunanistan'a aittir demek tam bir akıl tutulmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarına ve Vatan topraklarına sahip çıkmak milli bir görevdir."

Lozan'a göre maden çıkartamıyoruz diyerek, madenlerimizi yabancılara ve yandaşlara peşkeş çektiler; Osmanlı'nın verdiği 12 Ada'yı sanki Lozan'da vermişiz gibi göstererek de Yunan'ın, bize ait 20 adayı ve 2 kayalığı işgal etmesine göz yumdular. Tarih bu yapılanları affetmeyecektir.