2 Ekim 2006

Başbakan'ın aylardır almak için mücadele ettiği ve Cüneyd Zapsu'ları devreye koyduğu ABD ziyareti nihayet başladı. Bush'un uzun süre randevu vermediği Erdoğan, 2 Ekim'de (yani bugün) Bush tarafından "huzura kabul" edilecek.2 Ekim tarihi her açıdan Türkiye için önemli bir kırılma noktası olmaya namzet!Çünkü bugün Erdoğan'ın Bush ile yapacağı görüşmede konuşulacaklar ile Erdoğan'ın başbakanlık koltuğuna oturmadan önce Bush ile yaptığı görüşmede konuştukları öz itibariyle pek farklı olmayacak. 2002'deki görüşme sonrasında Türkiye'ye başbakan olarak dönmüştü, belki bu görüşmenin ardından da Türkiye'ye cumhurbaşkanı olarak dönecek! Tek fark bu olabilir.Ayrıca Erdoğan bu kez heybesi oldukça dolu bir şekilde ABD'ye gitti. Heybeyi dolduran en önemli malzeme de, Meclis'ten geçirilen tezkere sonucunda Lübnan bataklığına bin mehmetçiğin gönderilecek olması ve atanan PKK koordinatörü!Şunu unutmayalım ki, Bush-Erdoğan görüşmesi sonrasında kimse somut ve şaşılacak cümleler beklemesin. Nasıl Erdoğan, Bush ile görüşmesini klişeleşmiş, "öncelikle terörle mücadele başta olmak üzere ikili ve bölgesel konularda görüş alış-verişi" cümlesiyle ifade ediyorsa, görüşme sonrasında da benzer klasik cümleler kurulacağından hiç şüpheniz olmasın.2 Ekim'i önemli kılan asıl önemli olay ise Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Harp Akademileri'nin açılışında yapacağı konuşma. Bu konuşmada Büyükanıt paşadan oldukça net ve sert mesajlar alacağız. Birçok TV kanalının canlı yayın yapmasına müsaade edilmesi ve bazı gazeteciler vasıtasıyla bu konuşmanın önemine dikkat çekilmesi, konuşmayı Türk kamuoyu ve batılı çevrelerin dikkatli bir şekilde dinlemelerini temin etmeye yönelik adımlardı.Yeni Komuta kademesi son 20 gündür oldukça net mesajlar veriyor. Hem Büyükanıt paşa, hem İlker Başbuğ paşa, hem de Yener paşa, başta AB olmak üzere Türkiye üzerinde hesapları olan iç ve dış mihraklara gereken mesajları, yoruma mahal bırakmayacak netlikte verdiler. Ancak Büyükanıt Paşa'nın, Başbakan Erdoğan'ın Bush ile görüşeceği gün yapacağı bu konuşmada verilecek mesajlar birileri tarafından özenle not edilmeli. Çünkü o birilerinin, Büyükanıt Paşa Genelkurmay başkanı olduğu günden bu yana uykuları kaçıyor, kötü kötü kabuslar görüyorlar. Büyükanıt ve diğer komutanların özellikle PKK konusunda verdikleri "kararlılık" mesajlarının adreslerine ulaştığını, Talabani, bölücübaşı Öcalan ve siyasi uzantılarının yaptıkları "panik ateşkes" açıklamalarıyla gördük. ABD'nin PKK konusunda atadığı koordinatör ile Türk askerini bir müddet frenleme operasyonu da, Talabani, Öcalan ve yandaşlarının yaşadığı panik havasının Atlantik ötesinde de yaşandığının ispatı niteliğinde.Nitekim Talabani'ye ABD tarafından verilen randevunun, Başbakan Erdoğan'a verilen randevuyla aynı tarihlere denk gelmesi de tesadüf değil. Tıpkı, Talabani'nin "Türkiye içişlerimize karışırsa, biz de Türkiye'deki muhalif güçleri destekleriz" açıklamasının ABD'de yapılmasının tesadüf olmadığı gibi. Anlayacağınız bugün tarihi bir gün. Bugün yapılan açıklamaları, satır aralarına hapsedilmeye çalışılacak önemli ayrıntıları sakın gözden kaçırmayın. Çünkü bugün verilecek mesajlar ve taahhütler Türkiye'nin geleceğini ve kaderini yakından ilgilendiriyor. Ekonomik ve siyasi olarak esir alınan Türkiye askeri olarak da kumpasa alınmak isteniyor. Batılı basın organlarının "NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip, bölgesel bir güç" Türkiye tanımlamasındaki ince ayrıntıları ve en caydırıcı noktamızı umarım geç farketmeyiz.Türkiye, tarihinin en kritik sürecinden geçiyor. Bu süreçte başımıza indirilmek istenen son darbe kaderimizi tayin edecek. Ya yok olup gideceğiz, ya da küllerimizden doğup yeniden şahlanacağız!