logo
20 NİSAN 2024

2007 'mezhep savaşı yılı' olacak

22.01.2007 00:00:00
Irak'taki 'mezhep savaşı'nın nedeni Şii-Sünni düşmanlığı değil, ABD'yle İran arasındaki çıkar çatışması. İran bölgesel gücünün tanınması için, ABD de uluslararası hegemonyasını korumak için Irak'ı kullanıyor. İhtilaf nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, kabak Arapların başına patlayacak Iraklı ve Amerikalı yöneticiler, eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'i geçen yılın son gününde idam etti. Muhalifler de bu yılın ilk günlerinde 20 Iraklıyı ağaçlara asarak karşılık verdi. Her iki durumda da siyasi ve mezhepçi intikam hâkimdi ve düşündüğümüz gibi daha kanlı ve sıcak bir sürecin kapıları açıldı. Mezhep savaşının rüzgârı, başka Arap ülkelerinde de acılı Irak'tan ilham alarak esmeye başladı. ABD Başkanı George W. Bush, alevi körüklemek için askeri ve siyasi ağırlığıyla Irak'ın çalkantılı şartlarına aniden daldı ve yeni Irak stratejisinin hedefinin güvenliği getirmek, şiddete son vermek ve demokrasiyi başarılı kılmak olduğunu ifade etti. Mezhep savaşı İran'a da yarıyor Yeni Amerikan stratejisinin en önemli maddesi, Irak'a 20 bin asker gönderilmesine dair. Fakat, bu askerler Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında patlak veren mezhepsel ve etnik çekişmenin halihazırdaki şartlarının gölgesinde sükûnet bulamayacak; bu stratejinin kavrulan ateş çukuru üzerinde yakın vadede kontrol sağlayacağına inanmıyoruz. Süper güç, dört yıl zarfında Irak'ta gerçek bir siyasi, askeri veya demokratik başarı elde edemedi. Tabii Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesi ve eski liderin idam edilmesi hariç. Fakat bu başarı aslında işleri daha da tehlikeli bir boyuta taşıdı. ABD mezhep ve etnisite savaşını tutuşturdu. Etnik ve dini intikam duygularını besledi, bölünmenin temellerini sağlamlaştırdı. 750 bin Iraklıyla 3 bin Amerikan askerinin ölümüne, bir milyon Iraklının başka ülkelere göç etmesine ve farklı bölgelerdeki Şiilerle Sünniler, Araplarla da Kürtler arasındaki karşılıklı mezhep temelli temizleme operasyonlarıyla yine bir milyon Iraklının tehcirine yol açtı. Ülkeyi, köktenciliğin ve şiddetin dünyadaki en sıcak bölgesine çevirdi. İran'ın Irak'taki siyasi nüfuzu derinleşirken, Amerikan vatandaşları bu kaybedilen savaşa şu ana kadar 400 milyar dolar harcadı. İran önemli bir bölgesel güç. Siyasi nüfuzu, emelleri, stratejik planları, yasal ve yasadışı talepleri var. Aynı zamanda en büyük Şii devleti olduğu için Şiiler üzerinde etkisi var. Mezhep kılıfı altında siyasi nüfuzunu genişletiyor, Suudi Arabistan ve Irak'tan sonra üçüncü büyük petrol rezervine sahip ülke konumunun sağladığı siyasi ve ekonomik imkânlar da mezhepsel etkisini destekliyor. İran savunma gerekçesiyle hızla nükleer kulübe de girmek istiyor. İşte bölge, iyaset, din, yenilenmiş emperyalist emeller ve bölgesel egemenlikle uluslararası hegemonya arasında işlerin birbirine karışmasıyla kaynıyor. Öncelikle Irak bir anda bir test ve deneme sahasında boğuldu. Ardından çekişme komşu ülkelere taşınacak. Bu durum sıranın kendilerine geleceğini bilen Arap ülkelerini endişelendiriyor. Çekişmenin özünü aslında Sünni-Şii veya İslam-Hıristiyanlık tartışması değil, Amerika-İran ihtilafı ve bu iki ülkenin müttefik ve dostları oluşturuyor. Derinlerinde de bu iki esaslı tarafın stratejik ve hayati çıkarları yatıyor. İran petrolünü kullanarak, zengin Körfez sahillerinden Suriye ve Lübnan kıyılarına uzanan bölgede, Mısır, Suudi Arabistan hatta belki Türkiye gibi diğer bölgesel güçlerin aleyhine olacak biçimde bölgesel bir güç sayılmak istiyor. ABD'yse buna müsaade etmiyor, aksine İsrail'in ve bazı dost Arap rejimlerinin güvenliğini teminat altına alarak Körfez ve Irak'taki petrol ve gaz alanları da dahil bölge üzerinde kara, deniz ve havadan tek başına hâkimiyet kurmak istiyor. O halde bu savaş esasında, din ve mezhep bulutunun altında yaşanan bir siyasi ve ekonomik çıkarlar savaşı. Zira ABD Irak savaşını 2003'te, Bush'a 'inen' ve kendisinden kötülere karşı iyilerin savaşını başlatmasını talep eden ilahi vahiy kılıfı altında açtı. Tahran'sa, ABD'nin İslam'a karşı sadece Irak'ta savaş açmadığını, İran ve komşu Arap ve İslam ülkelerinde de din ve kültürü hedef aldığını söylerek yanıt verdi. İran doğal olarak Irak'taki Şiileri destekledi; bir çok Şii milisi, özellikle de Abdulaziz el Hekim liderliğindeki İslam Devrimi Yüksek Konseyi'ne ve Mukteda Sadr liderliğindeki Sadr akımına bağlı Bedir güçleri ve Mehdi Ordusu'nu eğitti. Bağdat bile ikiye bölündü Irak'ta İran ve Amerika taraftarları siyasi, askeri ve dini olarak kendilerini belli ederken, nüfusun yüzde 15-17'sini oluşturan Sünni azınlık da öldürme ve tasfiye çukuruna düştü. Eski dosyalar açıldı, tarihi karanlıktan intikam çığlıkları yükseldi, Sünni ve Şiiler birbirlerini mezhebe göre öldürdü, camileri ve türbeleri yıktı. Irak'ta gerçek bir mezhep temizliği başladı. Etkin Şii çevreler orta ve güney bölgelerdeki dokuz vilayette özerk yönetim talep ediyor. Bu bölgeler petrol ve su zengini. Sünniler dört vilayette, özellikle de batıda ve Bağdat'ta durumu sağlama alırken, Kürtler kuzeydeki üç vilayetteki fiili bağımsızlıklarını kolluyor. Daha önce Bağdat'ın merkezi yönetimin başkenti olacağı tasavvur ediliyordu ancak Bağdat geçtiğimiz yıl mezhebe göre temizliğin pençesine düştü. Bugün Bağdat ikiye ayrılıyor. İlki, Dicle nehrinin doğusundaki Rasafa diye bilinen bölge. Burası Sünnilerin zorunlu tehciri sonrası tümüyle Şiileşti. İkincisiyse, Dicle'nin batısındaki Kerh diye bilinen bölge. Burası da, milislerin öldürme, korkutma ve karşılıklı tehcir uygulamaları sonrası Sünnileşti. Yani Bağdat, 'mezhepçi devlet'in mezhepçi modeli olarak ortaya çıktı. Irak mezhepler ve ırklar arasında parçalanıyor, Amerikalı koruyucu, İsrailli teşvikçi ve İranlı uyanık sayesinde cehennem kapıları açılıyor. Irak'ta Şiilerle Sünniler arasında patlak veren ve İran'ın siyasi ve dini olarak çok iyi kullandığı mezhep çekişmesinin, iğrençlik bakımından İran'la ABD arasındaki nükleer silah çatışmasından geride kalmadığı kesin. Nükleer savaş, Arapları ve uluslararası toplumu kutuplara ayırıyor. Bazıları İran'ın aynı anda iki savaşa girmesini garipsiyor; ancak bu iki savaşın birbirine hizmet ettiğini görüyoruz. Zira İran bütün siyasi ve askeri gücüyle Irak'a giriyor, müttefiklerini destekliyor ve onları nükleer projesini kabul ettirmek için ABD'yle savaşında kullanıyor. İran bölgesel nüfuzunu ve uluslararası alandaki tanınmış rolünü derinleştirmek için ABD ve dünyaya meydan okuyarak, nükleer projesini başarılı kılmakta ileri adım atıyor. ABD'yse Arap ve Avrupalı müttefiklerinin desteğiyle tam tersini yapıyor. İki senaryonun da sonu aynı Aynı sahne bir kez daha tekrarlanıyor. Mezhep ve din çekişmesi, stratejik çıkarların üzerini örtüyor. Askeri ve siyasi ihtilaf, yükselen bir bölgesel güçle inatçı bir uluslararası süper güç arasındaki kutuplaşma, mezhep ayrımcısı ve dinci emellere yansıyor. Peki biz neredeyiz? Şu iki senaryo karşısındayız: Birincisi, Irak üzerindeki İran-ABD çarpışmasının, bir yandan siyasi ve askeri savaş, diğer yandan da mezhepçi ve dini savaş kullanılarak başka Arap ülkelerine taşınacak biçimde sürmesi. Bu durum, bazı Arap ülkelerinin ve doğal olarak İsrail'in desteğini alabilir, ABD ve İsrail İran'a karşı bir nükleer saldırı düzenleyebilir. Böyle saldırıya karşılık İran etkili bir askeri misilleme yaparsa, Arap ülkeleri, Irak ve özellikle de Körfez ülkeleri, çekişme ve yıkım alanına dönüşür. İkinci senaryoya göre, ABD ve İranlı taraflar nüfuz, çıkar ve ganimetlerin dağılımında anlaşmaya vararak sükûnet ve anlayış sağlayabilir. O zaman da Arap ülkeleri ve özellikle de Irak ve Körfez ülkeleri, İran ve ABD sofrasındaki iştah kabartıcı bir mönüye dönüşecektir. Her iki senaryonun da aynı şekilde sonuçlanması şaşırtıcı. Kurban aynı, yani bizler. Bize düşense, paylaşım masasında olmamanın, zayıflık ve acziyetin faturasını ödemek. Salahaddin Hafız/ (Mısır gazetesi Ehram/ Radikal
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü

Tokat'ın Sulusaray ilçesinde geçtiğimiz gün etkili olan depremlerde 338 konut hasar gördü.
19.04.2024 10:50:00
İhlas Haber Ajansı
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
5.6 büyüklüğündeki Tokat depreminde 338 konut hasar gördü
Tokat'ın Sulusaray ilçesinde en şiddetlisi 5.6 büyüklükteki depremler Tokat'ta 3, Yozgat'ta da 3 ilçede hasara neden oldu.

Hasar tespit çalışmaları sürerken şuana kadar yapılan tespitlere göre 338 konut, 99 ahır ve 12 cami ve 1 fırında hasar oluştu.

Panikle kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı.

Yozgat ve Tokat'ta hasar tespit çalışmalarının akşam saatlerinde tamamlanması bekleniyor.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.