2014'ten 2015'e Bakış'ı, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca ile göz göze, diz dize yaptık!Yaptık derken, Baştürk Haydar Hoca'nın özel gayretleri ve kırılmaz iradeleri ile bir fikir merkezi, feyz kaynağı hüviyetine bürünen AKÇAABAT'tan naklen gerçekleştirilen yayından bahsediyorum.Türk Milletinin fikren inşasını üstlenmiş Baştürk Haydar Hoca'yı evinde ziyaret eden seçkin heyet içinde maalesef yoktum ama ekranın ve Hocam'ın karşısında bağdaşımı kurup programı ve bütün panelist Gönüldaşlarımı, su içer gibi dinledim.2014'ün bitip 2015'i idrak ettiğimiz saniye ve dakikalarda Baştürk Haydar Hoca'nın ekrandan yaydığı müsbet elektrikle biraz daha ayıkdım! İzmir'de havai fişek bombardımanı ile yer-gök inletilirken Haydar Hoca, Baba Ocağı'ndan Müslüman-Türk'ün Fikir Yanardağı'nı ateşliyordu!Haydar Hoca'nın ekrandan yayılan erkek ama mûnis Davûdi sesi, havai fişek gürültüsünü bastırıyordu! Çünkü gereksiz bir yarış içinde değildi, çünkü asla bir gösteriş peşinde değildi.Konuşmacıların ortak kanaati ile 2014 yılı Türkiye'de; başta Rusya olmak kaydıyla BRICS Ülkeleri ve birçok dünya ülkesini yönlendiren "Sosyal Devlet/Millî Devlet Projesi" ve "Milli Ekonomi Modeli" tezlerini özetle "Haydarizm'i saklama, örtme-perdeleme yılı" olarak tarif edildi!Bana asıl çarpıcı gelen tarif ise 2014 Yılı'nın bütün dünyaya; "Ehl-i Beyt Yolu Bayrağı'nın Türkiye'den göndere çekildiği yıl" olarak ilanıydı!Sesli sesli şükrettim ekran karşısında!Baştürk Haydar Hoca'nın; "Kâinat Türk Devleti" ve "Kâinat Türk Milleti" ideali yolunda kadrosuna olan güvenini hissederek -uzak da olsam- o muhteşem kadronun içinde acizâne yerimin olduğunu düşünerek de ayrıca iftihâr ettim! Bana bu onuru nasip edene şükrettim.2014'ü geride bırakan, bütün dünya konuşuldu! Bütün dünyanın son bir yıllık panoraması, anlaşılır bir lisanla gözler önüne serildi!Haydar Hoca'nın; "Amerika kâğıdını boyuyor, dünyayı soyuyor!" şeklindeki özetin özeti kelimelerle ABD ekonomisi ve dolarını tarif edişi, tek kelime ile muhteşemdi!Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Terzi Beğ'e ve O'nun şahsında bütün BTP Teşkilatlarına verdiği; ayda yüz program olarak gerçekleştirilen "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Programı" sayısının önce ayda yüz elliye, sonra iki yüze çıkarılması talimatıyla evime sığmadım!En başa kendimi koymak kaydıyla sanki rehâvete kapılmış gibi zannettiğim Gönüldaşların da aynı şekilde şevke geldiklerine inanıyorum.Yeri gelmişken Aydın'dan yazan bir okurumuzun mektubundan alıntılayarak bir kıssa arz edeyim: "Köyün birinde, toprak susuzluktan çatlamış, bitkiler kurumakta, hayvanlar ve insanlar içmeye bir damla su bulamamaktadır. Dayanılmaz boyutta bir kuraklık hüküm sürmektedir. Başvurmadık yetkili ve merci kalmamıştır!Son çare olarak köy halkı çoluk çocuk demeden herkes toplanır ve son bir kere yağmur duasına çıkmaya karar verirler. Köy imamı başta olmak üzere herkes tövbe ve istiğfar edip Allah'tan merhâmet ve rahmet dilerler. Çok geçmeden gök gürlemeye ve müthiş bir yağmur yağmaya başlar! Köy halkı aniden bastıran bu sağanak yağmur altında sırılsıklam olur ıslanırlar! Sadece küçük, şirin bir kız çocuğu ıslanmaz! Çünkü, sadece onda şemsiye vardır!"O, çocuk gönlünün samîmiyeti ile çıktıkları Yağmur Duâsının neticesine gönülden inanmış ve şemsiyesini yanına almıştır!Dünyaya ve İslâm Âlemine, 2014 Yılında Ehl-i Beyt Yolu Sancağı'nın Türkiye'den ve Baştürk Haydar Hoca önderliğinde açıldığını ilan eden II. Kuvay-ı Milliyeciler yani BTP'nin "Kâinat Türk Devleti" idealistleri; çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek, fakir-zengin, işçi-işveren, sendikalı-sendikasız, esnaf-köylü, memur-emekli, asker-sivil yani top yekûn Türk Milleti yağmur duâsına çıkmak durumundadır!Hadisenin şifresi, kaç kişinin bu yağmur duâsına şemsiyeli çıkacağında saklıdır!Ortaçağ Engizisyon Mahkemelerine kafa tutan Martin Lüter'den daha zor bir zamanda, daha cesur bir davranışla 1.335 yıldır din diye dayatılan Emevizme kafa tutan ve "Sünnîlik Emevî uydurmasıdır! Eğer İslâm'ı yaşayacaksak Ehl-i Beyt gibi yaşayacağız! Ehl-i Beyt gibi namaz kılıp oruç tutacağız! Bunu da ne kimsenin gönlünü kırmak, ne de kimsenin gönlüne hoş gitsin diye değil Allah rızası için yapacağız!" dediğinde coşkun yüreğimin sözü, sevinç gözyaşlarıma geçmiyordu!Komünizmin merkezi Moskova'da DUMA'da, dünyanın en bilinen Türk Düşmanı Jirinovski'ye kendi ofisinde; "Ne mutlu Türk'üm diyene" dedirttirecek kadar Türk oğlu Türk; yine aynı DUMA koridorlarında yüz elli Müslüman Türk'e imamlık ederek vakit namazı kıldıran ama bir kare fotoğraf çektirmeyi aklına bile getirmeyecek kadar ehl-i takva bu Müslüman Türk oğlu Türk'ü; "Görmeyenler körse, duymayanlar sağırsa ne yapalım?" diyebiliriz ama aksine çalışmalara hız vermeliyiz diye düşünmenin zamanı!T.C. Devleti'nin son elli yılını bizzat yaşayarak bilen bir Türk Milletçisi olarak; Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'dan başka bir milli önder ve BTP'den başka bir milli kurum olmadığına yemin edebilirim!Eğer "Türk Yusuflar" kuyudan çıkarılacaksa kervan Bağımsız Türkiye Partisi, kervancı ise Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'dır."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017