Bugün 23 Nisan... Geçen yılın 23 Nisan'ından farklı değil.
Kuvay-ı Milliye ruhunun şahlanışı ve bağımsızlık meşalesinin korlanışının hafızalarımızdan silinmeye yüz tuttuğu o eski dönemlerde farklıydı 23 Nisan.
Son devirdekilerin hepsi birbirinin adeta fotokopisi.
Adı üstünde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Fakat uzun zamandan beri bu bayramı sadece çocukların kutladığının farkında mısınız?
23 Nisan "sanki sadece çocukların bayramı", yanlız çocuk şenliği.
Ya ulusal egemenlik kısmı?... İşte bugün en zor sual bu.
Büyükler sadece TBMM' deki kırmızı koltukları çocuklara birkaç saatlığına terkederek katkıda bulunuyorlar 23 Nisan'a. Bir de kağıttan okudukları 'yüreksiz beyanat'larla...
Gönüllerdeki "bağımsızlık ateşi" sönmeye yüz tutmuş...
Evet, 23 Nisan belki sadece çocukların hakkı...
Onların dünyaları hür, onların yürekleri bağımsız, onların gönülleri prangasız.
Üç kuruşluk IMF'nin faiz yüklü kredisi karşılığındaki global dayatmalarla 'ülke kaynaklarını özelleştirme peşkeşine tabi tutmakla kalmayıp' kalmayıp hala eski tas eski hamam gibi "aynı güdüm ve aynı uyum" içinde sürüklenen büyüklere, ulusal bağımsızlıktan ne haber diye sormak, boşuna.
AB sevdası uğruna Kıbrıs'ımızı sırtımızda "kambur" görerek üç-beş gün önce Rumlara kaptıranlara, vatanın bölünmez bütünlüğünü Kuzey Irak cephesinden başlayarak "kalbur"a çevirenlere, Brüksel'in talimatlarını harfiyen yerine getirmeyi "yegane onur" diye algılayanlara, ulusal egemenlikten ne haber demek, vakit kaybı.
Kürt devletinin kurulmasına kimse engel olamaz diye sürmanşet giren Washington Post'a ABD tek global lider diye makale döşenerek Amerika bağımlılığını ikrar etmeyi çok ciddi bir iş olarak gören devlet adamlarına, Başbakan'a ulusal egemenlikten ve 23 Nisan'dan ne haber, diye sormak nafile.
Parayı verenin "talimat vermek için sıraya girdiği bir siyasi süreç" yaşıyoruz. Ulusal egemenlik, bölgesel egemenlik bu hallere düşürülmüş... Milli egemenliğin ve bağımsızlığın bedeli 1 milyar dolara düşürülmüş.
Manda marazı, "politik bir veba" gibi Ankara'da yaygınlaştıkça yaygınlaşmış. SARS virüsü, manda marazı yanında sıfır kalmış.
Dünya Bankası pervasız. IMF rutin talimat yağdırıyor; KİT'ler ve diğer kamu kuruluşlarınızdaki 40 bin 800 istihdam fazlası personelin işlerine son verin, diyor.
O halde ulusal egemenlikten ne haber, diye sormayın...
Küresel güçlerin talimatlarıyla çıkartılan tezkerelerden, global egemenlikten, ABD'den, AB'den, IMF'den, dolarlardan ne haber, deyin.
Büyüklerin bu gidişatı, Irak'ta olduğu gibi, korkarım, küçüklerimizin de 23 Nisan bayramını pek yakında zehir edecek. Ya da bağımsız ve hür çocuklar, 23 Nisan müsameresi için kuruldukları Meclis'in kırmızı koltuklarından kalkmayacaklar. Taa ki, bağımsız ve hür karakterli büyükleri oralara gelinceye kadar. Böylece 23 Nisan, hem ulusal egemenlik hem de çocuk bayramı olarak bir bütün halinde yaşanıncaya kadar.
Geçen yıl da bu özlem vardı, bu yıl da. Türkiye tam bağımsız oluncaya dek bu özlem yüreklerde hep varolagidecek.
Bugün, çocukça yaşamaya, hür ve bağımsız olmaya karar verin. İcmal dergisinin Nisan sayısında rastladığım şair Servet Yüksel gibi "içinizdeki çocuk"luğu, gönlünüzdeki bağımsız çocukları büyütün. Çocuklarınızı bağrınıza basarcasına, bağımsızlığı bağrınıza bir kez daha basın.
Bir de; evet bir de, 23 Nisan'ın anlamına uygun tam bağımsız bir şenlik olması için Bağımsız Türkiye özlemini meşale edinen Bağımsız Türkiye Partisi'ne kulak verin, gönül verin, emek verin.
Şu şiiri de arasıra okuyun...
Hala yüreğimde sancı çekerler,
Yarım kalan masalları ninemin.
Ne tatlıydı o naneli şekerler,
Ah, bir bulsam ceplerini dedemin.
Dizüstü sedirde zaman erirdi,
Hafızama işlenirken sureler.
Herkes düşlerini bana verirdi,
Hani, nerde fethettiğim ülkeler..?
Azık götürürdüm bağa, bostana,
Ne hoş utanırdı kızlar, gelinler!
Bereket bir yana, şükür bir yana,
Harmanlarda savrulurdu ekinler.
Gözlerimde binbir çiçek açardı,
Artık ağlayamaz, gülemez olduk.
Böyle çabuk büyüyecek ne vardı,
O günleri özlüyorum be çocuk...
Çocukların ve çocuklar kadar yürekleri bağımsız büyüklerin 23 Nisan'ını kutlar, bağımsızlık karakteri pörsümüş olanlara da gerçekten 23 Nisan'ı kutlayabilecek "bağımsız gönüller" dilerim.
Bir dahaki 23 Nisan'da eskinin benzeri değil, tam bağımsız bir 23 Nisan yazısı yazma dileklerimle...
Kuvay-ı Milliye ruhunun şahlanışı ve bağımsızlık meşalesinin korlanışının hafızalarımızdan silinmeye yüz tuttuğu o eski dönemlerde farklıydı 23 Nisan.
Son devirdekilerin hepsi birbirinin adeta fotokopisi.
Adı üstünde, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Fakat uzun zamandan beri bu bayramı sadece çocukların kutladığının farkında mısınız?
23 Nisan "sanki sadece çocukların bayramı", yanlız çocuk şenliği.
Ya ulusal egemenlik kısmı?... İşte bugün en zor sual bu.
Büyükler sadece TBMM' deki kırmızı koltukları çocuklara birkaç saatlığına terkederek katkıda bulunuyorlar 23 Nisan'a. Bir de kağıttan okudukları 'yüreksiz beyanat'larla...
Gönüllerdeki "bağımsızlık ateşi" sönmeye yüz tutmuş...
Evet, 23 Nisan belki sadece çocukların hakkı...
Onların dünyaları hür, onların yürekleri bağımsız, onların gönülleri prangasız.
Üç kuruşluk IMF'nin faiz yüklü kredisi karşılığındaki global dayatmalarla 'ülke kaynaklarını özelleştirme peşkeşine tabi tutmakla kalmayıp' kalmayıp hala eski tas eski hamam gibi "aynı güdüm ve aynı uyum" içinde sürüklenen büyüklere, ulusal bağımsızlıktan ne haber diye sormak, boşuna.
AB sevdası uğruna Kıbrıs'ımızı sırtımızda "kambur" görerek üç-beş gün önce Rumlara kaptıranlara, vatanın bölünmez bütünlüğünü Kuzey Irak cephesinden başlayarak "kalbur"a çevirenlere, Brüksel'in talimatlarını harfiyen yerine getirmeyi "yegane onur" diye algılayanlara, ulusal egemenlikten ne haber demek, vakit kaybı.
Kürt devletinin kurulmasına kimse engel olamaz diye sürmanşet giren Washington Post'a ABD tek global lider diye makale döşenerek Amerika bağımlılığını ikrar etmeyi çok ciddi bir iş olarak gören devlet adamlarına, Başbakan'a ulusal egemenlikten ve 23 Nisan'dan ne haber, diye sormak nafile.
Parayı verenin "talimat vermek için sıraya girdiği bir siyasi süreç" yaşıyoruz. Ulusal egemenlik, bölgesel egemenlik bu hallere düşürülmüş... Milli egemenliğin ve bağımsızlığın bedeli 1 milyar dolara düşürülmüş.
Manda marazı, "politik bir veba" gibi Ankara'da yaygınlaştıkça yaygınlaşmış. SARS virüsü, manda marazı yanında sıfır kalmış.
Dünya Bankası pervasız. IMF rutin talimat yağdırıyor; KİT'ler ve diğer kamu kuruluşlarınızdaki 40 bin 800 istihdam fazlası personelin işlerine son verin, diyor.
O halde ulusal egemenlikten ne haber, diye sormayın...
Küresel güçlerin talimatlarıyla çıkartılan tezkerelerden, global egemenlikten, ABD'den, AB'den, IMF'den, dolarlardan ne haber, deyin.
Büyüklerin bu gidişatı, Irak'ta olduğu gibi, korkarım, küçüklerimizin de 23 Nisan bayramını pek yakında zehir edecek. Ya da bağımsız ve hür çocuklar, 23 Nisan müsameresi için kuruldukları Meclis'in kırmızı koltuklarından kalkmayacaklar. Taa ki, bağımsız ve hür karakterli büyükleri oralara gelinceye kadar. Böylece 23 Nisan, hem ulusal egemenlik hem de çocuk bayramı olarak bir bütün halinde yaşanıncaya kadar.
Geçen yıl da bu özlem vardı, bu yıl da. Türkiye tam bağımsız oluncaya dek bu özlem yüreklerde hep varolagidecek.
Bugün, çocukça yaşamaya, hür ve bağımsız olmaya karar verin. İcmal dergisinin Nisan sayısında rastladığım şair Servet Yüksel gibi "içinizdeki çocuk"luğu, gönlünüzdeki bağımsız çocukları büyütün. Çocuklarınızı bağrınıza basarcasına, bağımsızlığı bağrınıza bir kez daha basın.
Bir de; evet bir de, 23 Nisan'ın anlamına uygun tam bağımsız bir şenlik olması için Bağımsız Türkiye özlemini meşale edinen Bağımsız Türkiye Partisi'ne kulak verin, gönül verin, emek verin.
Şu şiiri de arasıra okuyun...
Hala yüreğimde sancı çekerler,
Yarım kalan masalları ninemin.
Ne tatlıydı o naneli şekerler,
Ah, bir bulsam ceplerini dedemin.
Dizüstü sedirde zaman erirdi,
Hafızama işlenirken sureler.
Herkes düşlerini bana verirdi,
Hani, nerde fethettiğim ülkeler..?
Azık götürürdüm bağa, bostana,
Ne hoş utanırdı kızlar, gelinler!
Bereket bir yana, şükür bir yana,
Harmanlarda savrulurdu ekinler.
Gözlerimde binbir çiçek açardı,
Artık ağlayamaz, gülemez olduk.
Böyle çabuk büyüyecek ne vardı,
O günleri özlüyorum be çocuk...
Çocukların ve çocuklar kadar yürekleri bağımsız büyüklerin 23 Nisan'ını kutlar, bağımsızlık karakteri pörsümüş olanlara da gerçekten 23 Nisan'ı kutlayabilecek "bağımsız gönüller" dilerim.
Bir dahaki 23 Nisan'da eskinin benzeri değil, tam bağımsız bir 23 Nisan yazısı yazma dileklerimle...
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019