23 Nisan’ın hatırlattıkları

Değerli dostlarım müsaadenizle ben 23 Nisan hakkında biraz daha yazmak istiyorum. Çünkü milli bayramları çok önemsiyorum. Rahmetli Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız: "Milli bayramlarını kutlayamayanlar dini bayramlarını da kutlayamaz" demişti. 

Bu sebeple de "Milli bayramlarda evinize bayrağımızı asacaksınız. Asmazsanız sonra gelir başka milletlerin askerleri kendi bayraklarını bizim evlerimize asarlar. Bunda hiç kuşkunuz olmasın. Bunun ne demek olduğunu çok iyi bilelim" demiştir. 

Milli bayramlarımızın ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kıymetini anlamakta zorlananlar, vatan gemisinin batmakta olduğunu anlamaya başladılar. Yavaş yavaş Atatürk limanına yanaşmaya başladılar. Bunda en büyük pay sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızdır. Onun çabalarıyla yurt sathında düzenlenen "Atatürk vatandır" sempozyumlarıyla "Hoş Geldin Atatürk" eseriyle Atamızın aziz hatıraları canlandı. Milletimiz gerçek Atatürk'le buluştu. 

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, 2019 da düzenlenen sosyal medya buluşmasında yaptığı konuşma, bir dönemin bitip bir dönemin başlangıcı gibi devrim niteliğinde bir konuşmaydı. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız bakınız neler söylemişti o zaman: 

"Anıtkabir'i ziyarete giderken mutlaka abdestli gidin. Anıtkabir'e gittiğinizde kalben O'nun huzurunda olduğunuzu bilin, sohbet ediyor gibi konuşun. Bak yeminle konuşuyorum, O sizi duyuyor, sizin isteklerinize cevap veriyordur, kimsenin kuşkusu olmasın. Mustafa Kemal bu, yani sıradan bir insan olması asla mümkün değil. Evet, bu insan bize bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti emanet etti. Bu devleti kurarken en güçlü yönü milletin namusunu garantiye aldı. Eğer bu devlet kurulmasaydı milletin namusu koruma altında olmayacaktı, vatanımız teminat altında, devletimiz teminat altında, ordumuz teminat altında, her şeyimiz Mustafa Kemal ile teminat altında olmuştur. Dünyanın hiçbir yerinde görülmedi ki, kendi devletini kuran insan eleştirilsin, inkâr edilsin. Ama bizde bütün bunlar oldu. Biz ise şimdi bütün bunları elimizin tersiyle silip atıyoruz."

Saltanat yanlısı olmanın, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığının pirim yaptığı, hutbelerde dahi Atatürk'e hakaret edilmesinin marifet sanıldığı, sözde şeriat isteriz diye sokaklarda kargaşa çıkartmaya çalışanların cirit attığı bir zamanda, Atatürk'ü böyle yalın kılıç savunmak her yiğidin kârı değildir. 

Dile kolay, camilerde adının anılmadığı, çok önemli günlere, 10 Kasımların Çanakkale zaferinin cuma günlerine rastladığında bile bir kelime Atatürk'ün adının anılmadığı günlerden geliyoruz. 

2024 yılının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı o kadar coşkuyla kutlandı ki dillere destan. Sanki vatandaşın üstünden bir kara bulut kalkmışçasına, sanki Atatürk yeniden dirilmişçesine bir coşku yaşandı. Ben bu gelişmeleri Rahmetli Haydar Baş hocamızın "Bizim devrimiz başladı" sözünün tecellisi olarak görüyorum. 

Çünkü Haydar Baş Hocanın fikirlerinin hayat bulacağı sistemde en büyük değer Gazi Mustafa Kemal Atatürk olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilelebet payidar olması, devletimizin kâinat devleti, milletimizin mutlu ve zengin olması, insan onuruna yakışır bir hayat sürmesi için mücadele verilecektir. Güzümüz aydın olsun. Milli bayramlarımız topyekûn kutlu olsun.