40 yaş üstü olanlar bu habere dikkat
ESOGÜ Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Oftalmoloji Derneği Glokom Birimi Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr. Nilgün Yıldırım, Glokom hastalığına karşı kör olma riski taşıyan özellikle 40 yaş üzeri vatandaşların mutlaka göz kontrollerine gitmeleri gerektiğini söyledi
09.03.2016 00:00:00
Glokom Haftası ve hastalığı hakkında konuşan ESOGÜ Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgün Yıldırım, glokomun, gözdeki görme işlevini beyine ileten göz sinirinin kronik ilerleyici bir hastalığı olduğunu söyledi. Glokomun, bir beyin hastalığı olarak da düşünülebileceğini belirten Yıldırım, "Göz içi basınç yüksekliği, halk arasında göz tansiyonu olarak da bilinir. En önemli risk faktörüdür. Dolayısıyla toplumda da pek bilinmeyen sinsi olduğu içinde, özellikle bir farkındalık yapmak içinde tüm dünyada Glokam Haftası düzenlenir" dedi.
Prof. Dr. Nilgün Yıldırım, 40 yaş üzerinde olan vatandaşların hastalığa dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Çok farklı glokom türü var. Bunların bir kısmı acil olabilir. Mesela çok ağrılı olan tipleri var ya da çocukluk dönemi var. Bizim için en önemli olan ve hiçbir bulgu vermeyen muayene sırasında anlaşılan bir glokom türü var. Bunun için 40 yaş üzerinde bulunan vatandaşlara mutlaka göz muayenesini yaptırmaları ve göz sinirini de göz tansiyonu ile birlikte değerlendirmesini de öneriyoruz. Günümüzde göz hekimleri bu kontrolleri yeterince kadar yapıyorlar. Glokomu biz tedavi ile ortadan kaldırmıyoruz. Glokomdan kalan hasarı azaltıyoruz. Körlükten koruyoruz. Önlenebilir bir körlük nedeni. Bu açıdan çok önemli. Erken tanı konulursa ve tedavi edilirse körlükten koruyabiliyoruz. Bundan dolayı erken tanının üzerinde duruyoruz. Ailesinde glokom olanların daha dikkatli olması gerek. Yaşla birlikte artış gösterdiğini de bilmek lazım. 40 yaşından sonra glokom görülme oranı dünyada yüzde 2 ve 4,5 milyon kişi şuanda glokomdan dolayı kör. Bunu 2020 için düşünürsek 11 milyon kişi kör olacak. O nedenle erken tanı önemli. Risklerin belirlenmesi önemli. Demek ki yaş önemli, ailede glakom olması önemli. Göz tansiyonu olması önemli. Ülkemiz için önemli olan bir konu daha var. Eksfoliasyon bir glokom türü var. Çok sinsi, hiçbir belirti vermiyor. Bu konuda da özellikle Türk toplumu için bir risk oluşturuyor. Tedavisine gelecek olursak, yapabildiğimiz tek şey göz tansiyonunu düşürmek. Bunu da ya damlalarla, ya lazerle ya da cerrahi ile yapıyoruz. Hastanın durumuna göre, evresine göre tedavi kararlarımız değişebiliyor. Onun için takibi önemli olduğu için bu hastalar, hekime her geldiğinde tedavileri planlanmaktadır."
Prof. Dr. Nilgün Yıldırım, 40 yaş üzerinde olan vatandaşların hastalığa dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Çok farklı glokom türü var. Bunların bir kısmı acil olabilir. Mesela çok ağrılı olan tipleri var ya da çocukluk dönemi var. Bizim için en önemli olan ve hiçbir bulgu vermeyen muayene sırasında anlaşılan bir glokom türü var. Bunun için 40 yaş üzerinde bulunan vatandaşlara mutlaka göz muayenesini yaptırmaları ve göz sinirini de göz tansiyonu ile birlikte değerlendirmesini de öneriyoruz. Günümüzde göz hekimleri bu kontrolleri yeterince kadar yapıyorlar. Glokomu biz tedavi ile ortadan kaldırmıyoruz. Glokomdan kalan hasarı azaltıyoruz. Körlükten koruyoruz. Önlenebilir bir körlük nedeni. Bu açıdan çok önemli. Erken tanı konulursa ve tedavi edilirse körlükten koruyabiliyoruz. Bundan dolayı erken tanının üzerinde duruyoruz. Ailesinde glokom olanların daha dikkatli olması gerek. Yaşla birlikte artış gösterdiğini de bilmek lazım. 40 yaşından sonra glokom görülme oranı dünyada yüzde 2 ve 4,5 milyon kişi şuanda glokomdan dolayı kör. Bunu 2020 için düşünürsek 11 milyon kişi kör olacak. O nedenle erken tanı önemli. Risklerin belirlenmesi önemli. Demek ki yaş önemli, ailede glakom olması önemli. Göz tansiyonu olması önemli. Ülkemiz için önemli olan bir konu daha var. Eksfoliasyon bir glokom türü var. Çok sinsi, hiçbir belirti vermiyor. Bu konuda da özellikle Türk toplumu için bir risk oluşturuyor. Tedavisine gelecek olursak, yapabildiğimiz tek şey göz tansiyonunu düşürmek. Bunu da ya damlalarla, ya lazerle ya da cerrahi ile yapıyoruz. Hastanın durumuna göre, evresine göre tedavi kararlarımız değişebiliyor. Onun için takibi önemli olduğu için bu hastalar, hekime her geldiğinde tedavileri planlanmaktadır."
