Tebrik etmek yetmez?
İznik Küçük Ayasofya Camii olarak da bilinen İznik Orhan Gazi Camii'nin "kilise" olarak tahsis edilişine dair dünkü manşet haberimiz, halkımızın dikkatini celbetti. AKP hükümetinin bu vahim icraatını milletimizin hafsalası adeta almadı.700 yıldan beri camii?Orhan Gazi Han tarafından 1331'de "fethin sembolü" olarak kiliseden camiye çevirilmişti.Konuyu manşete taşımamız sebebiyle birçok tebrik e-maili aldık.Tebrik etmek kafi değil; demokratik haklarımızı yerli yerinde kullanacağız, Müslüman milletimizin mukaddesatını ve tarihi mirasını Haçlı dünyasına peşkeş çekenleri sandığa gömeceğiz.Aksi halde, Türkiye'yi, Anadolu'nun Horasan erenleri ve Ehl-i Beyt nefesiyle İslamlaşması/Türkleşmesindan önceki cahiliye devrine ve paganist etnik bölünmüşlüğe döndürülür ki, Allah korusun, o zaman ne ortada İslam kalır, ne birlik, ne millet, ne devlet!
***Devlette "hukuk" esas ise, devlet kurumları birbiriyle çelişemez
Devlet kurumları ve hükümet organları, hukuka ve hukukun üstünlüğüne herkesten ziyada bağlı olmalıdır. Devletin temel ve olmazsa olmaz niteliği "hukuk devleti" olmasıdır.Devlet bir bünyedir.Düşünün, bir bünyede sağ elin evet dediğine, sol el hayır derse ne olur? Gözün evet dediğine, dil hayır derse ne olur?!Böyle bir kaos ve karmaşa ile hayat devam edebilir mi? Asla?Devlet kurumları da böyledir.Dolayısıyla, devletin bir kurumunun dediğini, aynı devletin bir başka kurumu yok sayamaz. Hükümetin bir bakanlığının "hukuk budur, gerçek budur" dediğine, bir diğer bakanlığı, yok öyle şey diyemez.Devlette "hukuk" esas ise, devlet kurumları birbiriyle çelişemezİznik Ayasofya Camii'nin "kilise"ye çevrilmesi maalesef böyle bir çarpık, çelişkili ve hukuk dışı vaziyet arzediyor.1995 yılından beri, İznik Ayasofya Camii'nin "kilise"ye çevrilmesi resmi olarak gündemde. Başbakanlık, konuya "hukuk" gereği hayır diyor, Başbakanlığa bağlı diğer bir bakanlık, "kilise" yaparım diyor, köprünün altından sular akıyor, 2010'da "kilise" yapıyor!
***Değil kilise; müze dahi yapılamaz
Devletin bizzat kendisi şu hükmü veriyor: 700 yıllık cami, değil kilise; müze dahi yapılamaz?Başbakanlık, 13/2/1995 tarih ve B.02.1.VGM.0.13.00.01.211(1600)95-109 sayı Vakıflar Genel Müdürlüğü yazısı, İznik Ayasofya Camii hakkında aynen şunları vurguluyor ve yasal hükmü açıklıyor:"Bursa-İznik ilçesinde bulunan Ayasofya Cami, evvelce kilise olarak kullanılmakta iken, Orhan Gazi tarafından camiye çevrilmiş, bu amaçla kullanılmak üzere Mimar Sinan tarafından gerekli değişiklikler yapılarak tamir edilmiştir.
İstiklal Savaşı yıllarına kadar cami olarak kullanılan bu yapı, bu tarihlerde geri çekilme sırasında düşmanlar tarafından yakılarak harap bir duruma geti
rilmiştir. Halen tapu, imar ve eski eser kayıtlarında cami olarak kayıtlı bulunmaktadır?6570 sayılı Kanun'un 1. Maddesinde "Mabetler kiraya verilemez ve ibadethane haricinde hiçbir iş için de kullanılamaz" hükmü yer almaktadır.2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 10. maddesi ise; tahsis edildikleri maksada göre kullanılmaları kanuna veya amme intizamına uygun olmayan? hayrat vakıfların mümkün mertebe gayede aynı olan diğer hayrata tahisis edileceğini hükme bağlamıştır.Bu bakımdan sözkonusu Ayasofya Camii'nin müze olarak kullanılmak üzere
Kültür Bakanlığı'na tahsisi mümkün olamamaktadır."1995'te, resmen, bu camidir, müze dahi yapılamaz diyen Başbakanlık, 2010'da "kilise" yapıyor.Dün "hukukî hükmü" deklare eden Başbakanlık, bugün, aklım böyle esiyor, bu hükmü çizdim, camiyi yaptım kilise diyemez!Diyemez? Ama AKP hükümeti diyor! İVEDİ/ 20.10.2010 tarihli yazısıyla AKP'nin Kültür Bakanlığı, burasını "Hıristiyanların hac mekanı" olarak "kilise" yaptım, oldu bitti, diyor!
***Safımız, sandıktaki oyumuzdur
Bu vaziyet karşısında görev miletimize düşüyor.Çünkü demokrasilerde söz milletin, irade halkındır, deniyor.Milletimiz, iradesini Orhan Gazi Han'dan ve onun emanetini koruyanlardan yana mı kullanacak; yoksa Türk milletiyle asırlar boyunca dişe-diş mücadele eden Haçlı'dan ve medeniyet mirasımızı Haçlı'ya peşkeş çeken siyasi anlayışlardan yana mı kullanacak!?Milletimiz, kronik aymazlık haliyle şayet mukaddesatını ve medeniyet mirasını oldu-bittiyle Haçlı'ya peşkeş çekenlerin safında yer alırsa; ne medeniyet kalır, ne millet, ne devlet, ne vatan, ne iman, ne cami? Cümlesi olur tek tip, Haçlı!Demem şu ki, safımız, "sandıktaki tercih"imizdir, sandığa attığımız oyumuzdur. Herkes tercihinde hürdür, dilediği safta yerini alabilir?Ben asla Haçlı'nın ve onların emir erlerinin safında yer alamam!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019