Tüm sermayesini AB'ye yükleyen AKP Hükümeti geldi, gidiyor... Halen zerre olumlu bir gelişme sağlanamadı. Tam tersine, AB uyum yasalarını ardı ardına çıkaran ve bu uğurda Türkiye'yi her sahada ciddi tehditlere maruz bırakan AKP'ye AB yönetiminin teşekkürü üyelik müzakerelerinin dondurulması oldu. AKP bu kararın Türkiye açısından bir şey ifade etmeyeceğini ve yola devam edeceklerini söyleye dursun, AB 3 fasıl dışında tüm ilişiği kesmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde AB Komisyon Başkanı Barroso da durumu değerlendirerek, "müzakereleri sorgulamak AB nin itibarına zarar verir" dedi.4.5. yılın değerlendirmesini defalarca yaptık. Karne de geçer not alan hiçbir konu yok. Ama hükümet dış siyaset konusunda özelikle çok eksik kalmıştır. AB bizim için bir çözüm veya olmazsa olmaz bir birliktelik değildir. Hele hele uğruna taviz üstüne taviz verilecek değerde hiç değildir. Henüz kendi içinde birliğini temin edememiş, hatta anayasasını dahi kabul edememiş AB, söz konusu Türkiye olunca, tek bilek tek yürek hareket etmekte, alınan kararlar oy çokluğuyla derhal hayata geçirmektedir. Burada altı çizilmesi gereken konu, Türkiye için üyeliğe kabulün ötesinde üzerimizde hesabı olduğu için kurtuluş savaşı verdiğimiz ülkelerin, 21. yüzyılda halen devam eden mücadelesi söz konusudur. Hangi ülke dönem başkanı olursa olsun, Kıbrıs, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması konusu, azınlıklara haklar verilmesi Ermeni meselesi gündeme geliyor. Bütünlüğümüze yönelik tehdit içeren bu taleplerin AB üyeliği ile ne ilgisi olabilir. AB'ye uyum adın altında çıkarılan yasaları yakın bir zamanda sizlere aktarmıştık. Genel manada azınlık haklarının iyileştirilmesi yönünde ciddi adımlar atıldı. Bu sorun sadece AKP'nin değil, AB'ci olduğunu söyleyen tüm partilerin sorunudur. Parti programına AB'ye girmek temel hedeflerimiz arasındadır diyen CHP, ANAP, MHP, DP, Saadet vs. aklınıza gelen tüm AB'ye üyeliği hedef olarak seçenler yukarıdaki taleplere ses çıkarmamaktadır. Bir adım ilerisi parçalanma süreci ise, bu partilerin neye evet dediği iyi görülmelidir. Siyasi arenada AB'ye hayır diyen tek parti Bağımsız Türkiye Partisi'dir. Ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye diyen tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Bunun nedenlerini her konuşmasında, her mitinginde AB nedir başlığı ile izah etmektedir. Türkiye'nin üyelik sürecinde geldiği tehlikeli noktanın altını kalın çizgilerle çizmektedir. Bunun yanında AB'ye Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu ve güçlü bir Türkiye'nin AB'siz nasıl şekilleneceğini de projelendirmiştir. AB'siz bir Türkiye isteyenlere duyrulur.
Abdullah Kibarlı / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt'i sevmek, Yüce Allah ve Rasulü'nün emridir / 01.03.2011
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007