ABD için Türkiye rakip ülkelerden mi?
27.09.2018 00:00:00
ABD'nin yeni dönem stratejilerini görebilmek için, elbette ki istihbarat çalışmalarının nerelere odakladığını görmemiz lazım. Amerikan istihbaratı denilince de ilk akla alan elbette ki CIA… CIA'nın yeni Direktörü Gina Haspel, teşkilatın yeni stratejisini açıkladı:
"ABD'ye rakip ulus devletlere karşı casusluk faaliyetlerine odaklanmak…"
Haspel'in daha önceki görevleri ve uzmanlaştığı konu esasen CIA'nın nasıl bir faaliyet ortaya koyacağını gözler önüne seriyor: "11 Eylül 2001 saldırılarının ardından başlatılan terör zanlılarını kaçırıp esir alma ve işkenceden geçirme programının yöneticisi…"
Peki, ABD'nin yeni dönemde odaklanacak olduğu "rakip ulus devletler" hangileri?
Haspel direkt olarak ülkelerin isimlerini saymıyor ama şu ifadeleri, rakip ülkelerin hangileri olduğunu ifade ediyor: "ABD'ye rakip ulus devletlere karşı casusluk faaliyetlerine odaklanacağız… Yabancı dil uzmanlığı olan ajanları ellerinde tutmak, yenilerini yetiştirmek ve saflarına katmak önceliklerimiz arasında… Özellikle Arapça, Çince, Farsça ve Türkçe konuşan ajan istihdam ediyoruz."
Evet, Türkiye'nin yıllardır stratejik müttefik olarak gördüğü ABD, Türkiye'yi rakip ülkeler kategorisinde zikredip, Türkçe bilen ajanlar istihdam ediyor.
Üstelik Türkiye, asıl rakip ülkeler Çin ve İran'ın yanında ifade ediliyor.
ABD'ye karşı temkinli olma noktasında; askerimizin başına çuval geçirilmesi yeterli olmadı, 15 Temmuz darbe girişimi yeterli olmadı, YPG/PKK'ya verdikleri destek yeterli olmadı, Brunson bahanesiyle ekonomik operasyon yapması yeterli olmadı, şimdi de CIA operasyonlarının odağına konuluyoruz.
Diyeceksiniz ki, siyasilerimiz gerekli tepkileri gösteriyorlar; "Ey Amerika" diyorlar, Brunson'ları serbest bırakmıyorlar, S-400 alımı ve Rusya ile ilişkiler devam ediyor, bunların hepsi ABD'ye karşı yapılıyor. Tamam da, ABD'nin yaptıklarına karşı asıl tepki bunlar değildir.
Esasen milli menfaatler doğrultusunda yapmamız gerekenleri sırf ABD'ye tepki olsun diye yapmak da doğru değildir.
Sizler yapılması gerekeni yaparsanız, zaten ders alması gerekenler alacaklarını alırlar. Okuyun Prof. Dr. Haydar Baş'ın eşsiz eseri Hoş Geldin Atatürk kitabını… Orada "milli bir duruş nasıl olmalıdır?" sorusunun cevabını Atatürk'ün şahsında seyredin.
Atatürk hem işgali geri püskürtmüştür, hem de bölgemize ve dünyaya barışı getirmiştir.
Tarihe mal olmuş örneğimiz de var ama istifade edebilene, görebilene… İstifade eden, görebilen bu işin kitabını yazıyor, göremeyen ise suya yazı yazmaya devam ediyor, ya tutarsa diye…
Dilek ve temennilerle böyle stratejik ve hedefte olan bir coğrafyada tutunulamaz.
Önce ülkemiz üzerindeki menfur hesapları çok iyi teşhis etmek zorundayız.
Kabul etseniz de, etmeseniz de bu konuda en başarılı öngörülere sahip, hiç yanılmayan kişi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
O, ülkemiz üzerinde Şark Projesi, büyük İsrail hesapları, BOP kapsamında bölme ve parçalama hedefleri olduğunu yıllardır ifade etmektedir.
ABD'nin iklim şartları sebebiyle kendine vatan aradığını, vatan olarak da içinde Türkiye'nin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçtiğini 2000'li yılların başında söylemişti.
1991 yılında Körfez Harekâtı başladığında "Irak üçe bölünecek, asıl hedef Türkiye'dir" tarihi öngörüsünde bulunan odur.
Bu doğru öngörülerde bulunmazsak, ülkemize her türlü ekonomik, siyasi, toplumsal, kültürel, dini operasyonu yapan ABD gibi ülkelere hala stratejik gözüyle bakmaya devam ederiz ve bize göz kırpsın diye kapısında bekleriz. Bütün dış politikamız ABD'ye kur yapmaya odaklı olur.
Halbuki CIA Direktörü'nün açıkça ifade ettiği gibi Türkiye ABD'nin rakip ülkelerinden ifade edilmektedir ve CIA operasyonlarının merkezindedir.
Sadece bu konuda değil, dış politikanın her notasındaki en doğru çözümü de yine Sayın Baş ifade etmektedir: "Üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz."
Ama şu bir gerçek ki, hangi ülkeyle ilişki kurarsak kuralım, sağlıklı ve devamlı olması ekonomik bağımsızlığımızdan geçer. Bir taraftan ABD'nin dolarına ve fonlarına ihtiyaç duyarken, diğer taraftan Rusya ve Çin'le sağlıklı ilişki kurmak mümkün değildir.
Paramız dolara endeksli, üretimimiz yine dolara ve ithalata endeksli; en yerli ve milli ürünümüz bile dolar karşılığı basılan para, ithal hammadde ve ithal enerjiyle üretiliyor. Esasen bu manada bir kuruş milli paramız olmadığı gibi, bir gram yerli mamülümüz de yok.
S-400 alalım diyoruz, adamlar doları fırlatıyor, F-35 kotası getiriyor. Suriye politikasına müdahil olalım diyoruz, adamlar YPG/PYD'ye tır tır ağır silah gönderip, orada bize karşı ordu oluşturuyor. Suçu sabit olan papaz Brunson'ı tutukluyoruz, adamlar bu ay bırakmazsanız canınızı okuyacağız diyor. Boynumuza taktıkları ekonomi ve dolar zinciriyle adamlar attığımız her adıma bir takoz koyuyorlar. İşte bağımlılık bu…
Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli ile ekonomik bağımsızlığa kavuşmadan, gerçek bağımsızlığa asla kavuşamayız, üzerimizdeki kirli hesapları da asla bertaraf edemeyiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
