Uluslararası Af Örgütü'nün ABD Branşı tarafından hazırlanan raporda, ABD'nin ırksal geçmişe ya da dini bağlılıklara göre insanları hedef alarak yaklaşık 32 milyon kişi hakkında fişleme yaptığı kaydedildi
Af Örgütü raporuna göre, polisin kanunsuz bir şeklide hedef aldığı ve sıklıkla durdurarak arama yaptığı etnik, ırksal ya da dini gruplara üye olan 87 milyon insanın, yani ABD'de yaşayan her üç kişiden birinin, fişleme uygulamasının kurbanı olma riski bulunuyor.
Irka göre fişlemenin "teröre karşı savaş"ın genişlemesiyle birlikte her geçen gün büyüyen bir problem haline geldiğinin belirtildiği raporda, problemin 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana en kötü şekilde görüldüğü yerlerin ise polis, göçmenlik ve havaalanı güvenlik prosedürleri olduğu ifade edildi.
Raporda, son üç yıldır Ortadoğu ve Güney Asya kökenli vatandaşlar,ziyaretçiler ve bu bölgeden gelen insanlara benzeyenlerle Müslümanlar ve Sihlerin bu ırkçı fişlemenin en büyük hedefini teşkil ettiğine dikkat çekildi.
Bu tarz ırksal fişlemelerin ulusal güvenlik çabalarında zaaf doğuracağı da belirtilen rapor, genelde Arap, Müslüman ve Güney Asyalılar üzerine odaklanan polisin "beyaz teröristler" konusunda büyük zaafiyet içinde olduğuna dikkat çekti. Raporda, ABD'nin 27 eylatindeki yasaların ırka göre fişlemeyi yasaklamadığı, 46 eyalette ise dine göre fişlemeyi yasaklayan kanun bulunmadığı belirtildi. 35 eyallette yayaların durdurularak sorgulanmasına dair yasak bulunmazken, bu yasağın bulunduğu 15 eyletten sadece altısında ırka dayalı fişlemenin tanımının yapıldığı kaydedildi.
Af Örgütü raporuna göre, polisin kanunsuz bir şeklide hedef aldığı ve sıklıkla durdurarak arama yaptığı etnik, ırksal ya da dini gruplara üye olan 87 milyon insanın, yani ABD'de yaşayan her üç kişiden birinin, fişleme uygulamasının kurbanı olma riski bulunuyor.
Irka göre fişlemenin "teröre karşı savaş"ın genişlemesiyle birlikte her geçen gün büyüyen bir problem haline geldiğinin belirtildiği raporda, problemin 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana en kötü şekilde görüldüğü yerlerin ise polis, göçmenlik ve havaalanı güvenlik prosedürleri olduğu ifade edildi.
Raporda, son üç yıldır Ortadoğu ve Güney Asya kökenli vatandaşlar,ziyaretçiler ve bu bölgeden gelen insanlara benzeyenlerle Müslümanlar ve Sihlerin bu ırkçı fişlemenin en büyük hedefini teşkil ettiğine dikkat çekildi.
Bu tarz ırksal fişlemelerin ulusal güvenlik çabalarında zaaf doğuracağı da belirtilen rapor, genelde Arap, Müslüman ve Güney Asyalılar üzerine odaklanan polisin "beyaz teröristler" konusunda büyük zaafiyet içinde olduğuna dikkat çekti. Raporda, ABD'nin 27 eylatindeki yasaların ırka göre fişlemeyi yasaklamadığı, 46 eyalette ise dine göre fişlemeyi yasaklayan kanun bulunmadığı belirtildi. 35 eyallette yayaların durdurularak sorgulanmasına dair yasak bulunmazken, bu yasağın bulunduğu 15 eyletten sadece altısında ırka dayalı fişlemenin tanımının yapıldığı kaydedildi.