ABD, Kapitalizmle doğdu, Kapitalizmle ölüyor

"Devletin dini adalettir" der, ilim şehrinin kapısı Hz. Ali efendimiz...

Adalet yoksa, kaos vardır, karmaşa, kavga, çatışma vardır.

Devletin en büyük vazifesi de adaleti tesis ederek milletinin güven ve huzur içinde yaşamasını sağlamak, milletini geleceğe taşımaktır.

"Milleti yaşat ki devlet yaşasın" der atalarımız... İşte bu, ancak adaletle temin edilebilir.

Kapitalizmin en büyük özelliği adaletsizliktir.

Paranın ve kaynakların belirli ellerde toplanmasını ve tekelleşmesini sağlayan Kapitalizmde, adaletin sağlanması asla mümkün değildir.

Bugün Kapitalizmin kalesi olarak ifade edilen ABD'deki olayların sebebine sadece siyahi bir vatandaşa yapılan zulüm olarak bakmak, bu olayları doğru okuyamamak demektir.

Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Başkanı Marcel Fratscher, Korona'nın, Kapitalizmin tabutuna son çiviyi çaktığını itiraf etmişti; George Floyd cinayeti de ABD'de bardağı taşıran son damla oldu.

ABD'den bu konuda her gün dikkat çekici açıklamalar geliyor.

ABD'nin Santa Barbara kentinde bulunan Kaliforniya Üniversitesi'nde Sosyoloji Bölüm Başkanı olarak görev yağan Profesör William Robinson, "Korkarım bir iç savaşa gidiyoruz" dedi.

Profesör Robinson, Yunan Epohi gazetesine yaptığı açıklamada, "Bir Amerikalı olarak gerçek şu ki faşizmin uçurumuna hiç bu kadar yakın olmadık. Bir iç savaşa gitmekten korkuyorum. Bu kelimeyi hiç de kolaylıkla kullanmıyorum" ifadelerini kullandı.

Covid-19 krizinin ABD'de milyonlarca kişiyi politik kayıtsızlıktan uyandırdığını söyleyen Profesör Robinson, "İşçiler arasında radikalleşme var. Yeni bir dayanışma duygusu yaşanıyor. Adeta savaşın hatları çiziliyor. Toplumsal huzursuzluk belirginleşiyor" dedi.

ABD'nin patlamaya hazır bir krizle karşı karşıya olduğunu belirten Robinson, "George Floyd'un polisler tarafından soğukkanlılıkla öldürülmesi şu anda gerçekleşen protestoların katalizörü oldu. Tetikleyiciden başka bir şey değil. Ekonomik çöküş on milyonlarca insanı işsiz bıraktı. Acı çeken insan eşitsizlik seviyesinin farkına varıyor" şeklinde konuştu.

40 yıllık neoliberalizmin ardından halk sağlığı sistemlerinin çöktüğünü belirten Robinson, "Giderek daha yoğun sömürü seviyeleri, güvensizlik ve ölüm olayları. Bütün bunlar patlayıcı bir ortam oluşturdu" diye konuştu.

ABD'li sosyolog Robinson'un açıklamalarından da açıkça anlaşılıyor ki, mesele sadece siyahi bir vatandaşın acımasızca katledilişi değil, eşitsizlik ve adaletsizlik oluşturan neoliberalist politikaların doğurduğu bir sonuç...

Bahsettiğimiz gibi, tabuta çakılan son çivi, bardağı taşıran son damla...

ABD'li profesör Robinson bir iç savaştan bahsediyor; bakın, ABD'de son zamanlarda yaşanan silahlanma yarışı olayların bu noktaya geldiğini gösteriyor.

ABD'de silah satışları, Mayıs ayında yaklaşık yüzde 80 artış gösterdi.

Küçük Silahlar Analizleri ve Öngörüleri (SAAF) isimli şirket tarafından yürütülen araştırmada, Mayıs ayında ABD'de yaklaşık 1.7 milyon silah satıldığı tespit edildi. 

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) adli sicil kaydı soruşturmalarına dayandırılan verilerde araştırma şirketi, tabanca satışlarının geçen yıla göre yaklaşık yüzde 94, uzun namlulu silah satışlarının ise yüzde 66.3 arttığını tahmin ediyor.

Silah mağazası sahiplerine göre satışlar, Minnesota'da siyah ABD vatandaşı George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesiyle de artışa geçti. 

ABD'de silah üreticileri ve satıcılarını temsil eden NSSF'ye göre yılın ilk 4 ayında müşterilerin yüzde 40'ı ilk defa bir silah satın aldı. Bu oran geçen yıla kıyasla yüzde 67'lik bir artışa denk geliyor. 

ABD'de iç savaş tamtamları çalıyor.

İşte Türkiye'de birilerinin hala güvendiği dağ(!) olan ABD'nin durumu bu...

"Zulümle payidar olunmaz" der atalarımız; Kapitalizme bu gözle baktığımızda bugün gelir adaletsizliğinin temel nedeni olduğu için bir zulüm sistemidir.

Bugün ABD'de yaşananlar zulümle payidar olunamayacağının en önemli ispatlarındandır.

"Devleti ebed müddet"in sırrı, sihirli değneği "adalet"tir.

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, "Adalet, haklıya hakkını vermek, haksıza da haddini bildirmektir."

Prof. Dr. Baş dünya tarihinde ilk kez adaletin ekonomi modelini yazmıştır: Milli Ekonomi Modeli...

Yine Sayın Baş tarihte ilk kez adaletin devlet modelini yazmıştır: Sosyal Devlet Milli Devlet...

Devlet ve millet olarak payidar olmak mı istiyorsunuz, bunun için bir yol haritası, sağlam bir gemi ve işi bilen güvenilir bir kaptan mı arıyorsunuz?

İşte size Milli Ekonomi Modeli, işte size Milli Devlet tezi, işte size bugün "bu işin şifrelerini biliyoruz" diyen Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı hukukçu Hüseyin Baş...

Problem ortada, çözüm ise net...