ABD siyasetinde istifa depremi

ABD siyaseti, önemli bir sarsıntı yaşıyor. Georgia eyaletinin Cumhuriyetçi Temsilcisi Marjorie Taylor Greene'in Kongre'den istifa edeceğini açıklaması, Washington'da şok dalgaları yarattı.

Bu karar, Donald Trump'ın ikinci başkanlık döneminin başlangıcında, Cumhuriyetçi Parti içindeki bölünmeleri ve sadakat testlerini öne çıkarıyor. Greene, Trump'ın sadık bir müttefiki olarak bilinirken, ani istifası partinin iç dinamiklerini sorgulatıyor.

İstifanın arka planı

Marjorie Taylor Greene, 2021'den beri Georgia'nın 14. Kongre bölgesini temsil ediyor. QAnon gibi komplo teorileriyle ilişkilendirilen ve aşırı sağ görüşleriyle tanınan Greene, Kongre'ye girdikten sonra hızla yükseldi. Trump'ın 2020 seçim yenilgisi sonrası "seçim hilesi" iddialarını desteklemesiyle dikkat çekti. Ancak 2025'te, Trump'ın ikinci zaferinin ardından, Greene'in pozisyonu değişmeye başladı.

20 Kasım 2025'te yaptığı açıklamada, 5 Ocak 2026 itibarıyla istifa edeceğini duyurdu. Bu tarih, Trump'ın ikinci yemin töreninden hemen sonrası ve Greene'in beş yıllık Kongre hizmetini tamamlayarak emeklilik maaşı hakkını kazanmasını sağlıyor, sadece üç gün farkla.

Greene'in istifası, basit bir emeklilik değil. Medya raporlarına göre, bu karar Trump ile yaşanan bir anlaşmazlığın sonucu. Greene, Trump'ın kabine atamalarında bazı adaylara karşı çıktığı için dışlandı. Örneğin, Trump'ın Sağlık Bakanı adayı Robert F. Kennedy Jr. hakkında eleştirilerde bulunmuştu. Bu, Greene'in partinin "MAGA" (Make America Great Again) kanadındaki konumunu zayıflattı.

Trump ile ilişki kırılması

Greene ve Trump arasındaki ilişki, başlangıçta sıkı bir ittifaktı. Greene, Trump'ın 6 Ocak Kongre baskını sonrası savunucularından biriydi ve 2024 seçim kampanyasında aktif rol aldı. Ancak Trump'ın ikinci dönemiyle birlikte, sadakat testleri sertleşti. Trump, Kash Patel gibi sadık isimleri FBI Direktörlüğü gibi kritik pozisyonlara atadı. Patel'in FBI'yi "temizleme" planları, Trump'ın intikamcı yaklaşımını yansıtıyor, zaten Ocak ayından beri Adalet Bakanlığı'ndan 200'den fazla çalışan kovuldu.

Greene'in Trump'la çatışması, bu ortamda patlak verdi. BBC ve PBS gibi kaynaklar, Greene'in Trump'ın bazı atamalarına karşı çıktığını ve bunun sonucunda dışlandığını belirtiyor. Trump, Greene'i "sadakatsiz" olarak nitelendirdi ve bu, Greene'in istifasını hızlandırdı. Greene ise açıklamasında, "Kongre'de kalmak yerine, dışarıdan mücadele edeceğim" dedi. Bu, Trump'ın partiyi "temizleme" stratejisinin bir parçası olarak görülebilir; sadık olmayanlar tasfiye ediliyor.

Potansiyel sonuçlar

Greene'in istifası, Georgia'da özel bir seçim gerektirecek. Vali Brian Kemp'in çağrısıyla başlayacak süreç, eyalet siyasetini etkileyecek. Açık koltuk, çok sayıda adayı çekebilir ve Cumhuriyetçi Parti içindeki fraksiyonları karşı karşıya getirebilir. Ulusal düzeyde ise, bu olay Trump'ın otoriter eğilimlerini pekiştiriyor. Kongre'de Greene gibi sesler azalınca, Trump'ın gündemi (örneğin, göç reformu ve federal kurumların yeniden yapılandırılması) daha kolay geçebilir.

Ancak bu, partide bölünme riskini artırıyor. Demokratlar, Greene'in istifasını "Trump'ın diktatörlüğünün kanıtı" olarak kullanıyor. Alexandria Ocasio-Cortez gibi isimler, Greene'i sertçe eleştirdi. Ayrıca, Greene'in dışarıdan aktivizmi, aşırı sağ grupları mobilize edebilir ve 2026 ara seçimlerini etkileyebilir.

Marjorie Taylor Greene'in istifası, ABD siyasetinde bir dönüm noktası. Trump'ın ikinci döneminin, sadakat üzerine kurulu bir yapıya evrilmesini simgeliyor. Bu olay, demokrasinin sınırlarını zorlarken, partilerin iç çatışmalarını da derinleştiriyor. Gelecek aylarda, benzer tasfiyeler artarsa, Amerikan siyaseti daha kutuplaşmış bir hal alabilir. Greene'in hikayesi, güç oyunlarının bireysel kariyerleri nasıl şekillendirdiğinin bir örneği olarak tarihe geçecek.