Papaz Andrea Santoro neden öldürüldü? Trabzon'da öldürülen kilise papazı Andrea Santoro'nun son Danimarka'daki karikatür olaylarıyla ilgisi olmadığı düşünülmektedir. Çünkü olayda bazı değişik etkenler görülmektedir. Önce acaba bu ölümün arkasında bir örgüt var mı diye araştırıldı. Araştırmada belirli bir örgütün bulunmadığı da anlaşıldı. Daha sonra olayın failinin yakalanmasıyla durum kısmen de olsa aydınlandı. Öldürülme olayının, Kilise papazı Santoro ile ayinlere parayla devam ettikleri iddia edilen çocukların arasındaki anlaşmazlıklarla ilgili olduğu sonunda anlaşılmıştır. Ancak bu olayda, paralı askerler gibi, paralı ayin dinleyicilerinin de olduğu açıkça meydana çıkmıştır. Ancak bu olayların derinliği ve misyonerliklerle ilgili tüm boyutlarının henüz anlaşılmadığı da bir gerçektir. Çünkü olaylar Kilise ve Papazın aleyhine gelişme gösterince aniden gündemden yok oldu! Herhalde daha fazla kurcalanması ve bazı gerçeklerin aydınlığa çıkması pek istenmedi! Papaz'ın naaşı askeri uçakla gönderildi Papazın cenazesi yapılan törenin ardından ambulansla Trabzon Havaalanı'na getirildi. Cenaze, daha sonra THY'nin tarifeli uçağıyla 21.10'da İstanbul'a gönderildi. Cenazenin, İstanbul'dan İtalya'ya gönderilmesi için Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, askeri uçak tahsis ettiği öğrenildi. İtalya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli konsolos Stefano Canzio, Sancta Maria Katolik Kilisesi'nin rahibi Andrea Santaro'nun öldürülmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Olayı ferdi olarak yapılmış bir olay olarak alıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Güvenlik gerekçesiyle Danimarka büyük elçiliğindeki Danimarka bayrağı indirildi. Şu anda sadece Türk Bayrağı dalgalanmaktadır. Tüm Kiliseler önünde de güvenlik önlemleri alındı. İslam-ABD-AB ve uygulamaları Bu tür soykırım uygulamalarından sadece bunu yapanlar değil, bunu görenler ve seyredenler de sorumlu olmaktadır. Şu anda tüm dünya devletleri Irak'ın ve Filistin'in yaşadıkları bu ıstırapları görmekte ve seyretmekle yetinmektedir. Buna karşı gelmemekte ve adeta fazla ilgilenmemektedir. Sebebi gayet açık olarak belli olmaktadır. Hiçbir devlet gücü ne Avrupa, ne de Asya'daki devletler ABD'ye ve ne de İsrail'e karşı olmak istememektedirler. Onlardan çekinmekte ve adeta korkmaktadır. Bunun yanında tüm katliamlar Müslümanlara yapılmaktadır. Onların ülkeleri saldırılara uğramakta ve onların halkı öldürülmektedir. Hatta Hıristiyan dünyası bunu memnuniyetle bile karşılamaktadır. Çünkü zaten İslam'ın kuruluşundan beri Hıristiyanlıkla İslam arasından bir gizli savaş var olmak veya yok olmak seviyelerine ulaşan bir hesaplaşma uygulanmaktadır. Sovyetlere karşı uygulanan soğuk savaş Rusya'nın çöküşüyle sonra erdi. ABD ve Hıristiyan alemine bir yeni düşman bulmak gerekiyordu. Bu konuda Mr. Hungtington yardıma yetişti. Hungtinton Medeniyetler Savaşı teorisini ortaya koydu. Üstelik bunun kaçınılmaz olduğunu da açıkça belirtti. ABD sanayi tröstleri buna dört elle sarıldılar. Ve derhal planlar yapıldı ve uygulama imkanları arandı. Çünkü ABD düşmansız kalamazdı, gelişemezdi, teknolojisinin bütçedeki ödeneklerle beslenmesi gerekiyordu. Teknolojinin zirvesinde ise savaş sanayi veya savaş teknolojisi başı çekiyordu. Yeni silahların deneme sahasının bulunması gerekiyordu. Kısacası dünya birilerinin tehdit etmesi ve ABD'nin de onun kurtarıcısı olması gerekiyordu. İşte bu da bulunmuştu. Adı da konulmuştu. Bu İslam olacaktı. Hedef kitle ise İslam ülkeleri olacaktı. İşte ondan ötürü bu İslam'a karşı açılan savaş tüm diğer Hıristiyan Dünyasının da bir nevi hoşuna gitmişti ve hoşnut olmuştu. İyi ama Dünyada yaklaşık olarak 1.5 milyardan fazla İslam mensubu var. Onların idare eden bir çok devlet mevcut. Başlarında da birçok kral, emir, sultan ve reisicumhur var, onlar neden sadece seyirci kalmaktadır. Neden müdahale etmemektedir. Üstelik onlar yaklaşık olarak 30-40 yıldan beri en zengin yer altı ve yer üstü topraklarına ve yataklarına sahiptir. Neden bu Müslüman katliamlarını sadece seyretmektedirler? İşte burada durmak gerekir. Onların durumlarına bir göz atmak gerekir. Onların idarelerinde ne kadar muhtariyet ve bağımsızlık mevcut. Ne kadar güçleri ve gelişmişlikleri söz konusu olabilir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006