Moğollar dört bir yanı talan edip, yakıp yıkıp, istila etmişlerdi.
Bu istiladan en fazla Anadolu etkilenmişti.
Anadolu’da yaşayan halk, Moğol istilaları altında eziliyordu.
Düzen, intizam, huzur ve güven kalmamıştı.
Can, mal ve namus haydutların insafına terkedilmişti.
Hırsızlar kol gezmekteydi.
Herkes kendi canını, malını ve namusunu korumaya çalışmaktaydı.
Halk, umutsuzluk içerisinde perişandı.
Kimse bu durumdan nasıl kurtulacaklarını bilemiyordu.
Günlerden bir gün Horasan taraflarından bir alperen çıkageldi.
Bu öyle bir alperendi ki, “Ey erenler, Genceli’de ay gibi doğan, adını Abdal Mûsa çağırtan… Beni isteyen orada bulsun” diyerek daha doğmadan Hacı Bektaş-ı Veli’nin müjdelediği bir Hakk eriydi.
Her şeyini yitirmiş Anadolu insanına bu alperen umut, güven ve dayanma şuuru aşıladı.
Unutulmuş olan sığınacak yegâne limanın Allah olduğunu insanlara hatırlattı.
Anadolu’nun Türkleşmesi O’nun sayesinde oldu.
İslam O’nun sayesinde Anadolu’da kök saldı.
Bu alperenin adı, kutlu ve seçilmiş Ehl-i Beyt neslinden Abdal Musa’ydı.
Bugün Anadolu’da Müslümanların var olması Abdal Musa Sultan gibi alperenlerin hizmetleri sayesindedir. Bundan dolayı hepimiz onlara borçluyuz, dersek yalan olmaz.
Anadolu’nun gerçek sahiplerinden biri olan Abdal Musa Sultan Hazretlerinin Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Tekke köyündeki dergâhında yarın Ehl-i Beyt sevdalıları buluşacak.
Anadolu’nun birliğini geçmişte sağlamış olan bu mübarek zatların şahsında yeniden birlik ve beraberliği sağlamaya yönelik Prof. Dr. Haydar Baş’ın çalışmaları kapsamında Ehl-i Beyt Sempozyumları serisinin altıncısı yarın pek çok akademisyen ve âlimlerin katılımıyla Abdal Musa Hazretleri’nin huzurunda düzenlenecek.
Bu sempozyum, birliğimizi bozmak isteyenlere tokat gibi bir cevap verecek ve “inadına biriz, inadına beraberiz” haykırışı olacak inşallah.
Şii ve Sünni’nin kardeş olduğunu haykırmaya,
var mısınız?
Haçlı oyunları Abdal Musa’da bozmaya,
var mısınız?
BOP’u, Arap Baharı’nı tarihe gömmeye,
Var mısınız?
Kardeşin kardeşi kırmasına “dur” demeye,
Var mısınız?
Ehl-i Beyt’te bir olmaya, beraber olmaya, dost olmaya,
Var mısınız?
Haydi, o zaman Abdal Musa Dergâhına…
Bu istiladan en fazla Anadolu etkilenmişti.
Anadolu’da yaşayan halk, Moğol istilaları altında eziliyordu.
Düzen, intizam, huzur ve güven kalmamıştı.
Can, mal ve namus haydutların insafına terkedilmişti.
Hırsızlar kol gezmekteydi.
Herkes kendi canını, malını ve namusunu korumaya çalışmaktaydı.
Halk, umutsuzluk içerisinde perişandı.
Kimse bu durumdan nasıl kurtulacaklarını bilemiyordu.
Günlerden bir gün Horasan taraflarından bir alperen çıkageldi.
Bu öyle bir alperendi ki, “Ey erenler, Genceli’de ay gibi doğan, adını Abdal Mûsa çağırtan… Beni isteyen orada bulsun” diyerek daha doğmadan Hacı Bektaş-ı Veli’nin müjdelediği bir Hakk eriydi.
Her şeyini yitirmiş Anadolu insanına bu alperen umut, güven ve dayanma şuuru aşıladı.
Unutulmuş olan sığınacak yegâne limanın Allah olduğunu insanlara hatırlattı.
Anadolu’nun Türkleşmesi O’nun sayesinde oldu.
İslam O’nun sayesinde Anadolu’da kök saldı.
Bu alperenin adı, kutlu ve seçilmiş Ehl-i Beyt neslinden Abdal Musa’ydı.
Bugün Anadolu’da Müslümanların var olması Abdal Musa Sultan gibi alperenlerin hizmetleri sayesindedir. Bundan dolayı hepimiz onlara borçluyuz, dersek yalan olmaz.
Anadolu’nun gerçek sahiplerinden biri olan Abdal Musa Sultan Hazretlerinin Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı Tekke köyündeki dergâhında yarın Ehl-i Beyt sevdalıları buluşacak.
Anadolu’nun birliğini geçmişte sağlamış olan bu mübarek zatların şahsında yeniden birlik ve beraberliği sağlamaya yönelik Prof. Dr. Haydar Baş’ın çalışmaları kapsamında Ehl-i Beyt Sempozyumları serisinin altıncısı yarın pek çok akademisyen ve âlimlerin katılımıyla Abdal Musa Hazretleri’nin huzurunda düzenlenecek.
Bu sempozyum, birliğimizi bozmak isteyenlere tokat gibi bir cevap verecek ve “inadına biriz, inadına beraberiz” haykırışı olacak inşallah.
Şii ve Sünni’nin kardeş olduğunu haykırmaya,
var mısınız?
Haçlı oyunları Abdal Musa’da bozmaya,
var mısınız?
BOP’u, Arap Baharı’nı tarihe gömmeye,
Var mısınız?
Kardeşin kardeşi kırmasına “dur” demeye,
Var mısınız?
Ehl-i Beyt’te bir olmaya, beraber olmaya, dost olmaya,
Var mısınız?
Haydi, o zaman Abdal Musa Dergâhına…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024