ABD'den "PYD artık PKK değil" itirafı

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin yaptığı PYD açıklaması, esasen Kobani süreciyle PYD'nin bir dönüşüm yaşadığının da bir itirafı niteliğindeydi. Kirby, PKK'yı terör örgütü olarak gördüklerini ama PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini söylemişti. 
Normal şartlar altında "PKK'nın Suriye kolu" ya da "PKK'nın Suriye uzantısı" olarak ifade edilen PYD-YPG, ABD tarafından müttefik olarak kabul edilip, PKK terör örgütü olarak tanımlanıyorsa demek ki bugünkü PYD, bildiğimiz PKK değildir.
Dilerseniz önce siyasilerimizle ABD'li yetkililerin yaşadığı PYD krizindeki son gelişmeleri hatırlatıp sonra değerlendirmemizi yapalım.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Obama'nın (sözde) IŞİD karşıtı koalisyondaki özel temsilcisi Brett McGurk'ın Kobani ziyaretine tepki göstermiş ve "Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor Kobani'ye gidiyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın, yoksa Kobani'deki teröristler mi?" ifadelerini kullanmıştı.
Bu rest ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Kirby'e soruldu ve "Türkiye'nin, YPG ile ilgili endişelerini anlıyoruz. Ancak YPG, IŞİD ile mücadelede en başarılı güçlerden biri. Biz onları terörist örgüt olarak görmüyoruz ve kendilerini desteklemeyi sürdüreceğiz" cevabı alındı.
İşin garip tarafı, AKP siyaseti, ABD'nin bir dediğini iki etmiyor, verilen her misyonu fazlasıyla, jestler yaparak yerine getiriyor, hem de BOP'ta eşbaşkanlık görevini hala yürütüyor ama gelinen noktaya bakın: Bir terör örgütü Türkiye'ye tercih ediliyor.
Normalde siyasilerimizin, "Bu iş buraya kadar" deyip yeni ve milli bir stratejiye yönelmesi lazım ama değişen bir şey var mı, yok, aynı tas aynı hamam, sanki böyle bir restleşme ve ters köşeye yatırılma yaşanmamış gibi aynen devam ediliyor. 
İtibarsızlık diz boyu? Kirby'nin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "ABD'nin PYD ile ilgili yaklaşımıyla ilgili olarak söylediği "Saflık mı diyelim, ne diyelim bilemiyorum" yorumuna dair yaptığı "Bu açıklamayı görmedim" açıklaması ise Türkiye'nin ABD nezdindeki konumunu gözler önüne seriyor. Şimdi gelelim, PYD'deki dönüşüme?
Kobani sürecine kadar PYD, PKK'nın uzantısıydı. Ama IŞİD Kobani'ye yönlendirilip de, bu bahane ile Kobani'ye Yahudi Barzani'nin Peşmergesi yerleşince, PKK uzantısı olan PYD, Büyük İsrail projesinin Suriye ayağını gerçekleştirmek üzere Barzanileşmiş PYD'ye dönüştü.
Dikkat edin, bu süreçten sonra Salih Müslim Barzani'nin ağzıyla konuşmaktadır, ABD, İsrail, İngiliz ve Fransız askerleri PYD'nin saflarında bulunmaktadır. PYD güçlerinin eğitimi için ABD özel kuvvetlerinden 50 uzmanı Kobani'de görevlendirmiştir. PYD'nin Fırat'ın batısına geçişi ve ilerlemesi sürecini 20 ABD'li danışman koordine etmektedir.
Ve son olarak Şubat başında McGurk'ın Kobani ziyareti? Böyle üst düzey ABD'li bir yetkilinin Suriye'nin kuzeyine yaptığı ilk ziyaret? McGurk, yalnız da gelmedi, yanında Fransız ve İngiliz yetkililer de eşlik ettiler. Rojava bölgesinde iki gün geçiren McGurk, hem Peşmerge yetkilileriyle hem de PYD'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri adlı yeni oluşumun yetkilileriyle görüştü. McGurk'ın burada eski PKK'lı olan PYD Sözcüsü Polat can'la görüşmesine, Kirby, Türkiye siyasetiyle alay edercesine, "sadece tesadüf" dedi. O düzeydeki görüşmelerde asla bir tesadüf olmayacağını bilmeyen yok.
Bu yaşananları Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ekim 2014'te gazetemizde yazdığı "Sıra Türkiye'ye gelecek" başlıklı yazısında net olarak görebilirsiniz:
"Bilindiği gibi IŞİD'in Kobani'ye saldırmasının ardından yerel halk bölgeyi terk etmeye başladı. Bu şekilde IŞİD'den kaçan 200 bin insan Türkiye'ye geldi. Böylece Kobani boşaltılmış oldu. Şimdi ise bölgeye Barzani'ye bağlı Peşmergelerin yerleştirilmesi konusu gündemde... Üstelik bu yerleştirme işlemi Türkiye üzerinden yapılacak"
"ABD bu gelişmelerden son derece memnun... ABD Dışişleri Sözcü Yardımcısı, "Türkiye'nin Peşmergelerin Kobani'ye geçmesine izin vermesi çok önemli bir adım. Türkiye önemli şeyler yapıyor" diyor. Bu ifade aslında, "Türkiye, Büyük İsrail Devleti'nin kurulması projesinde önemli yardımlar yapıyor" şeklinde anlaşılmalıdır. Çünkü bütün bu gelişmeleri doğru okuduğumuzda çıkan netice şudur:
IŞİD Kobani'ye kendi kendine saldırmadı, oraya saldırtıldı. Bu vesileyle bölge boşaltıldı. Buraya Yahudi Barzani'ye bağlı Peşmergeler yerleştirildi. Böylece Büyük İsrail Devleti'nin Suriye ayağında sona gelinmiş oldu. Bu iyi kurgulanmış bir denklemdir. 
Burada maksat zannedildiği gibi bir Kürt devleti kurulması değildir. Eğer öyle olsaydı Alevi Kürtler Kobani bölgesinde üç kanton bölge oluşturup özerklik ilan ettikleri zaman onlara 'dur' denmezdi. Asıl hedef PYD kontrolünde bir Kürt devleti değil Barzani kontrolünde bir Yahudi devletidir."
"ABD neden PYD denen örgütü terörist kabul etmiyor? Çünkü o takdirde IŞİD'e karşı PYD ile beraber hareket etme kararı alan Barzani'yi de terörist kabul etmeleri gerekir. Ki istenilen asla bu değildir. Maksat Barzani'yi meşrulaştırmak ve onun kontrolünde bir Yahudi devleti meydana getirmektir."
"Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın 'PYD terörist örgüttür' şeklindeki söylemleri ülkemizde infial uyandırmak ve dikkatleri buraya çekmekten başka bir netice vermeyecektir. Zaten bu projenin bir adım sonrası Türkiye'dir. Büyük İsrail Devleti'nin kuzeydeki sınırları Güneydoğu bölgemizi içine almaktadır?"
Ne diyelim yaşananlar bir kez daha Sayın baş'ı haklı çıkarıyor.