AB'de yerimiz yok
25.04.2004 00:00:00
Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, kültürlerin yok sayılarak, dünya üzerinde "suya yazı yazar gibi birtakım faraziyeler'' yürütülemeyeceğini söyledi.
Kültürlerin köklerinin mitolojiye dayandığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz, şöyle konuştu:
"Avrupa kültürü, mitolojik olarak, Yunan, Grek, Latin ve bunların oluşturduğu kültüre dayanır. Bugün herkes biliyor ki 'anayasaya AB'nin dini Hıristiyanlıktır diye yazalım mı, yazmayalım mı' diye tartışılıyor. Bu konuda, Avrupalı din adamlarının toplanıp, çok ateşli tartışmalar yaptıklarını biliyoruz. Ayrıca, Almanya ve Fransa'nın AB'yi federal bir topluluğa doğru dönüştürmek için faaliyetleri olduğunu biliyoruz. Yani, kültürel anlamda AB'de bizim yerimiz yok.'' Avrupa Birliği'nin çok kültürlülüğü kabul etmesi durumunda Türkiye'nin bu yapı içerisinde olabileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz, şöyle devam etti:
"Mitolojik bir ilişkinin olmaması, Türkiye'nin AB'ye girmemesi için tek engel olmayabilir. Girebiliriz. Ancak varsayım olarak prensipte girebiliriz. 1959 yılından beri AB'ye girmeye çalışıyoruz, bir türlü başaramıyoruz. Eksiklerimiz var, doğru ama bizden daha eksik ülkeler yok mu? Ama, bizim önümüze hep engeller çıkarılıyor. Bizi neden almıyorlar diye düşündüğümüzde, eksikliklerimizin olduğu içindir şeklinde düşünmek bir bakış tarzıdır. AB, çok kültürlülüğü kabul ederse bu yapı içerisinde olabiliriz.'' AB ülkelerindeki nüfusun sadece yüzde 10'unun, Türkiye'nin üyeliğine olumlu baktığını vurgulayan Oğuz, "AB, ekonomik ve bölgesel bir güç olmak istiyorsa, din konusunda, Hıristiyanlıktan vazgeçmesi ve çok kültürlülüğü benimsemesi gerekir. AB'ye gireceğiz diye çok büyük ödünler vermemeliyiz'' diye konuştu.
Kültürlerin köklerinin mitolojiye dayandığını ifade eden Prof. Dr. Oğuz, şöyle konuştu:
"Avrupa kültürü, mitolojik olarak, Yunan, Grek, Latin ve bunların oluşturduğu kültüre dayanır. Bugün herkes biliyor ki 'anayasaya AB'nin dini Hıristiyanlıktır diye yazalım mı, yazmayalım mı' diye tartışılıyor. Bu konuda, Avrupalı din adamlarının toplanıp, çok ateşli tartışmalar yaptıklarını biliyoruz. Ayrıca, Almanya ve Fransa'nın AB'yi federal bir topluluğa doğru dönüştürmek için faaliyetleri olduğunu biliyoruz. Yani, kültürel anlamda AB'de bizim yerimiz yok.'' Avrupa Birliği'nin çok kültürlülüğü kabul etmesi durumunda Türkiye'nin bu yapı içerisinde olabileceğini belirten Prof. Dr. Oğuz, şöyle devam etti:
"Mitolojik bir ilişkinin olmaması, Türkiye'nin AB'ye girmemesi için tek engel olmayabilir. Girebiliriz. Ancak varsayım olarak prensipte girebiliriz. 1959 yılından beri AB'ye girmeye çalışıyoruz, bir türlü başaramıyoruz. Eksiklerimiz var, doğru ama bizden daha eksik ülkeler yok mu? Ama, bizim önümüze hep engeller çıkarılıyor. Bizi neden almıyorlar diye düşündüğümüzde, eksikliklerimizin olduğu içindir şeklinde düşünmek bir bakış tarzıdır. AB, çok kültürlülüğü kabul ederse bu yapı içerisinde olabiliriz.'' AB ülkelerindeki nüfusun sadece yüzde 10'unun, Türkiye'nin üyeliğine olumlu baktığını vurgulayan Oğuz, "AB, ekonomik ve bölgesel bir güç olmak istiyorsa, din konusunda, Hıristiyanlıktan vazgeçmesi ve çok kültürlülüğü benimsemesi gerekir. AB'ye gireceğiz diye çok büyük ödünler vermemeliyiz'' diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
