MHP lideri Bahçeli'nin 'Öcalan' çağrısıyla başlatılan terörsüz Türkiye sürecinin en önemli basamaklarından birisi PKK'nın silah bırakmasıydı. Ve hükümet yetkililerinden yapılan açıklamalarda sürecin devamı için "PKK'nın tüm bileşenlerinin" silah bırakması gerekiyordu.
Sürecin başından beri PKK'nın Suriye kolu olan PKK/YPG, güncel adıyla SDG, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının muhatabı olmadığını ve silah bırakmayacaklarını açıkladılar. Hatta Şara rejimiyle 8 maddelik bir entegrasyon anlaşması imzalayarak silah bırakmamayı garanti altına aldılar.
Fakat bu entegrasyon anlaşmasında SDG unsurlarının Suriye ordusuna katılması ve SDG'nin kontrol ettiği bölgelerdeki kamu kurumlarının Şara yönetimine teslim edilmesi de vardı. SDG, bu noktadaki anlaşma maddelerine uymadığı gibi, özerk yönetim ve SDG unsurlarının orduya katılmaması hususunda ısrarcı oldular.
SDG'nin bu tavrı, Türkiye'nin de gündeminde. Milli Savunma Bakanlığı'ndan geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada konuyla ilgili şunlar ifade edildi:
"SDG terör örgütünün silahsızlanma ve Suriye devletine entegrasyon taahhütlerini yerine getirmemesi Suriye'nin birlik ve bütünlüğü ile ulusal güvenliğimize tehdit oluşturmaktadır.
Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerimiz nettir. SDG terör örgütünün süreci sabote eden tavırlarına izin vermeyeceğimiz ve Suriye'nin yeni yönetimiyle işbirliği içinde terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimiz defalarca belirtilmiştir.
SDG terör örgütü, Suriye ordusuna entegrasyon sürecine uymalı, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verecek her türlü eylem ve söylemden vazgeçmelidir. Türkiye bu sürecin takipçisi olmaya devam edecek ve gerektiğinde hem kendi güvenliği hem de Suriye'nin istikrarına katkı sağlamak için Suriye'ye her türlü desteği verecektir."
8 Eylül Pazartesi Beştepe'de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısında da konu masadaydı. Suriye'deki YPG'nin henüz silah bırakmaması, bu ülkede zaman zaman yükselen tansiyon ve sahadaki son durum da toplantıda değerlendirildi.
Bütün bu gelişmeler ve hükümet yetkililerinin sert açıklamaları, "Acaba Suriye'deki SDG bölgesine bir askeri operasyon mu planlanıyor?" sorusunu gündeme getirdi. Bu konuda dikkat çeken diğer bir husus ise, ne zaman ABD korumasındaki SDG'ye Türkiye tarafından bir operasyon ihtimali olsa, hemen ardından ABD'den, "SDG, DEAŞ'la mücadelede ortağımız" açıklamaları gelmeye başlıyor.
Dahası, Türkiye'nin değişik bölgelerinde hemen DEAŞ bağlantılı terör eylemleri gerçekleşiyor. İzmir'de polis merkezine yapılan ve iki emniyet görevlimizin şehit olmasına neden olan terör eyleminin 16 yaşındaki failinin DEAŞ'la bağlantılı olabileceği ifade ediliyor.
Bu, acaba Türkiye'ye bir "SDG'ye operasyon yapma" mesajı mıydı?
Bu arada Irak'taki Barzani bölgesinden de peş peşe ilginç açıklamalar geliyor.
Irak'taki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesut Barzani, ABD ve DEAŞ'a karşı kurulan uluslararası koalisyon güçlerinin Irak'tan çekilmesi durumunda DEAŞ'ın yeniden ortaya çıkışının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Fransız kanalı France 24'e açıklamada bulunan Barzani, ABD ve DEAŞ'a karşı kurulan uluslararası koalisyonun 2025 yılı sonunda Irak'tan çekilmesinin ciddi sorunları beraberinde getireceğini ifade etti. Barzani, 'Şüphesiz, ABD ve koalisyon güçlerinin çekilmesiyle 2012'deki senaryo tekrarlanır ve DEAŞ canlanır.' diye konuştu. ABD'nin bölgedeki varlığı terör örgütü SDG için mutlak bir güvence.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sürekli ilişkileri olduğunu söyleyen Barzani, Suriye'deki gelişmelere de değinerek, Suriye hükümeti ile SDG arasındaki anlaşmayı desteklediklerini ifade etti. Barzani, "Anlaşmanın doğru bir şekilde uygulandığını görmek için birlikte çaba gösterdik, fakat bazı zorluklar ve engeller vardı, bunun yolu kolay değil" dedi. Yani Türkiye'ye, "Acele etmeyin, sabırlı olun" diyor.
Mesut Barzani'nin Suriye mesajları bununla da sınırlı kalmıyor elbette ki. Suriye yönetimi üzerinden Türkiye'ye bir gönderme de var; kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit misali… Mesut Barzani, Suriye Arap aşiretlerine seslenerek bölgede gerilimi arttıracak bir açıklama yaptı. Suriye'nin kuzey doğusunda varlık gösteren SDG'nin operasyonel merkezi haline gelen Rojava'yı Suriyeli Arap aşiretlere karşı her koşulda savunacağını ifade eden Barzani, Suriye'nin içine müdahale etmekten çekinmeyeceğini söyledi.
Barzani, açıklamasında "Suriye'deki Arap aşiretlerine açıkça söyledim: Rojava'ya saldırırlarsa, tüm Peşmerge güçleri Kamışlı'ya giden yolu açacak ve ben de o Peşmergeler arasında olacağım... Doğru, bazı konularda fikir ayrılıklarımız olabilir, ama Rojava'yı asla yalnız bırakmayacağız" diye konuştu.
Bu şartlarda Türkiye SDG'ye silah bıraktırabilir mi, SDG gerçekten Şara'nın ordusuna dahil olur mu? Silah bırakmazsa, entegre de olmazsa Türkiye bölgeye bir askeri operasyon yapabilir mi? Peki, silah bırakmanın SDG ayağı olmazsa, terörsüz Türkiye sürecinin Türkiye ayağında tavizler vermenin mantığı ne?
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025
- 22 Ekim'in 1'nci yılında endişe verici tablo! / 21.10.2025
- İsrail'in hedefinde Kıbrıs var! / 18.10.2025
- Gazze'de ateşkes sonrası ABD'nin odağında hangi ülkeler var? / 17.10.2025
- 'Sermayeye var, dar gelirliye yok' bütçesi! / 16.10.2025


















































































