İktidar partisi ile ana muhalefet partisi didişmeyi yoğunlaştırdıkça, halkın takatten düşmesi, hayat pahalılığına dayanma gücünden uzaklaşması, zaten yok olan umutsuzluğa gark olması arttıkça artıyor.
Onların didişmeleri sürdükçe, milletin uçurumlardan uçurumlara düşmesi artarak devam ediyor.
Mevcut siyasi iktidar ve koltuk ortakları, konforlu koltuklarını kaybetmemek için, gözlerini karartmışçasına önlerine çıkan her engeli yakarak ve yıkarak ilerlemeye azmetmiş görünüyorlar ve halkın yaşadığı sefaleti görmüyorlar, üstelik bu sefaleti bizzat kendilerinin yaşattıklarını da görmüyor, göremiyorlar.
Yasaklarla, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele etmeyi programlamışlardı, bu program ne yazık ki yıllardır tam tersi istikamette devam ediyor, elleriyle ve dilleriyle oluşturdukları yasaklar, milletin iki ayağını bir pabuca sokmuş durumda.
Kapılarını ardında kadar açtıkları yolsuzluklar, hazineyi tamtakır hale getirdi, yeni eğitim öğretim yılında okulların acil ihtiyaçlarını karşılamak, gereken öğretmen atamalarını yapmak ve beslenme çantalarını desteklemek bir yana, veliler, eğitimin başladığı ilk günde, çocuklarının çantalarının yanında, tuvalet kâğıdı kolileri, sabun paketleri ve A4 kâğıtları kolileri ile okulların kapılarından giriş yaptılar.
Yoksulluğun boyutlarını, ulaştığı derinlikleri ise ne siz sorun ne de ben söyleyeyim, zaten her birimiz ayrı ayrı iliklerimize kadar yaşıyoruz.
Güya, faize karşı olan mevcut iktidarın devrinde, bu yoksul milletten direkt ve dolaylı olarak toplanan vergilerin yarısı faize gidiyor, çarşı-pazardaki ve dahi mutfaklardaki yangınlar alev alev, dolgun maaşlı vekillerimizin çoklu maaşlı bürokratlarımızın umurlarında bile değil bu felaket.
Dayanılmaz boyutlara ulaşan yoksulluk halkın barınma umutlarını sildi süpürdü ve aldı götürdü.
Milletin derisini soyma aşamasına kadar ilerleyen yolsuzluklar, halkın çoluk çocuğunun beslenme ihtiyaçlarını tırpanladı yalayıp yuttu.
Gitgide alttan alta, üstten üste, toplumun tüm katmanlarına yayılan yasaklar ise, halkın, özellikle gençlerin geleceğe dair umutlarını ve beklentilerini günden güne buharlaştırdığı için, barınmada da, beslenmede de bürünmede de, yani giyim kuşam ihtiyaçlarının karşılanmasında da hedefler büsbütün şaştı.
Söz verildiği halde üç Y ile gereğince mücadele edilmediği için halkın acil ihtiyacı olan üç B, yani barınma, bürünme ve beslenme ihtiyaçları da karşılanamaz oldu ve adeta buharlaştılar.
- Sütün ağzı açık kediler ise çok acımasız / 25.10.2025
- Damla düşmez yoksullara / 24.10.2025
- Bu tanımın neresindeyiz? / 23.10.2025
- Demir olsa erir odunsa yanar / 14.10.2025
- Y’ler yağmur gibi yağdı dört bir yandan / 11.10.2025
- Demedim mi ey değirmen! / 10.10.2025
- Hangisi doğru? / 04.10.2025
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025





















































































