Brezilya Devlet Başkanı Lulu da Silva, "Her gece kendime şu soruyu soruyorum: Neden tüm ülkeler ticaretlerini dolara dayandırmak zorunda? Neden kendi para birimimizle ticaret yapamıyoruz? Altın standardının ortadan kalkmasından sonra doların rezerv para birimi olduğuna kim karar verdi? Tüm ülkeler tek bir para birine bağımlı durumda. Bütün ülkeler kendi para birimleri ile ihracat yapabilecekken neden ihracat yapmak için dolar peşinde koşmak zorunda kalıyor?" dedi.
Eğer Lulu da Silva önceki makalemizi okusaydı FED'in kuruluş aşamalarını ve küresel para düzeninin 1. Dünya Savaşı sonrası manzarasını değerlendirerek altın standardının neden terk edildiğini ve FED'in sınırsız para basma imkânının bütün dünyayı hangi yöntemlerle sömürdüğünü çok iyi öğrenecekti. Da Silva'ya da Yeni Mesaj gazetesi okumasını tavsiye ediyoruz!
1. Dünya Savaşı'ndan sonra savaş tazminatları konusu uluslararası ticaretin ve para sisteminin yönünü belirledi.
Bu süreçte İngiltere, ABD, Almanya, Fransa, Belçika ve diğer Avrupalılar dış ticarette birbirlerine üstünlük kurabilmek amacıyla kur savaşlarını hızlandırdıkça hızlandırdılar. Başta Almanya olmak üzere diğer batılı ülkelerin devalüasyon savaşları Almanya'da görülmemiş düzeyde bir hiperinflasyona yol açarak sonuçta Alman markının çökmesine neden oldu.
Mark'taki çöküş öylesine dramatik bir hal aldı ki lokantalar müşterilerden parayı aldıktan sonra servis yapıyorlardı. Çünkü müşterilerin karınlarını doyurmak için lokantaya girişi ile çıkışı arasında geçen o bir saatte bile fiyatlar artıyordu.
Alman Merkez Bankası bu kadar çok banknot bastı ki mürekkepten tasarruf edebilmek için paranın sadece ön yüzü basılıyordu.
1. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılan Almanya, savaş tazminatını ödeyemediği için Belçika ve Fransa alacaklarına karşı sanayi Bölgesi Ruhr'u işgal ettiler. İşte Hitler tam bu ortamda iktidara geldi. Kısacası kur savaşları Hitler gibi bir canavarı Almanya'nın tepesine oturttu.
1. Dünya Savaşı sonunda devletler istedikleri sonucu alamayınca ve kalıcı barış sağlanamayınca 2. Dünya Savaşı başladı.
Savaştan Almanya yine mağlup ayrılınca savaşın galibi olan ABD dünyaya daha kapsamlı ve sömürgen yeni bir para sistemini tek taraflı bir şekilde dayattı.
Bretton Woods kasabasında alınan kararlar çok karmaşık görünse de aslında çok basit 3 esasa dayanıyordu:
1- ABD doları dünya parası oldu.
2- Dolar altına eşdeğer kabul edildi.
3- "Klasik Altın Standardı" gitti "Klasik Dolar Standardı" geldi.
Gelen gideni aratır kuralı maalesef burada da işledi.
Bretton Woods'ta alınan kararlar, ABD'nin matbaada istediği kadar dolar/altın basabileceği anlamına geliyordu. Başlangıçta her ne kadar 1 dolar yaklaşık olarak 1 gram altına çapalansa da dolar üretimini denetleyecek bir mekanizma yoktu.
ABD, bu imkânı sonuna kadar kullandı. ABD, o kadar ileri gitti ki diğer ülkelerin merkez bankalarında rezerv olarak tuttukları altının yerine doları ikame etmeyi kabul ettirdiler. Kabul etmeyenleri savaşla, ekonomik krizle, darbe ile veya işgalle sindirdiler.
Prof. Dr. Haydar Baş "Bizim paramız dolar karşılığı basılıyor. Merkez Bankası, TL basmak için faizle aldığı sendikasyon kredisine mukabil TL basıyor. Bunun adı tercüme paradır. Doların tercümesidir. Bizim milli paramız yoktur" derken tam olarak bunu kastediyordu.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024