ABD'nin Ortadoğu'daki ayak oyunları

ABD Ortadoğu'da, bir taraftan karıştırıyor, bir taraftan da yerleşiyor.
Barzani'nin bağımsızlığını el altından desteklerken, görüntüde karşı olduğunu açıklıyor.
Malum, Barzani 25 Eylül'de bağımsızlık referandumu düzenleyecek.
Trump'ın DEAŞ'la mücadele özel temsilcisi Brett McGurk, ABD'nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) 25 Eylül'de yapılması planlanan bağımsızlık referandumuna 'kesinlikle karşı' olduğunu söyledi.
Mısır'ın Bağdat Büyükelçisi Alaa Musa ise "Bağdat'la anlaşmaya varırsanız, Mısır ertesi gün 'Kürdistan'ın bağımsızlığını tanıyacaktır" ifadelerini kullandı.
Bağımsızlık referandumuna ABD "hayır", ABD'nin isteğiyle hareket eden Mısır "evet" diyorsa burada bir bityeniği vardır.
İsrail'in de bu referandumu desteklediğini biliyoruz. Bu konuda defalarca destek açıklamaları yaptılar.
Peki, nedir mesele? ABD istiyor ki, Barzani'nin bağımsızlık adımı kendi özgür kararı gibi gözüksün. Böylece, Rusya, Türkiye, İran, Çin gibi ülkelerin bu süreci daha kolay kabullenmesinin sağlanabileceğini düşünüyor.
ABD müdahale ederse, resmiyette Irak'ı bölen ülke olur, işi Barzani'ye bırakıyor ki, "Irak'ın kendi halkı böyle istedi" diyebilmek için.
Unutmayalım ki aynı senaryolar Türkiye için de var, Suriye ve İran için de?
ABD, Barzani'ye bağımsızlık adımını attırırken, elbette ki bunu Kürtlere devlet kazandırmak için yapmıyor. Oluşacak Barzani devleti bir Kürt devleti değil, ABD'nin bir eyaleti olacak. Burada ABD üsleri olacak, ABD ordusu bulunacak ve ABD burayı kullanarak Ortadoğu'ya hızla yerleşmeye devam edecek.
Dikkat ederseniz, Suriye'ye yapılan askeri sevkıyatlar hep Barzani'nin bölgesinden yapılıyor. Son yapılan 112 tırlık sevkıyatla beraber toplam sevkıyat 1121 tır oldu.
Tırlar Barzani'nin bölgesinden Suriye'ye girerek Haseke'ye geliyor ve buradan bir kısmı YPG unsurlarına büyük bölümü de ABD üslerine dağılıyor.
ABD bütün bu silahları YPG'lilere vermiyor. Şu an zaten Rakka da dahil olmak üzere IŞİD ile YPG'nin bir çatışması yok. ABD'nin kooridinatörlüğünde YPG ile IŞİD anlaştı ve aynen Kobani'de, Tel Abyad'da olduğu gibi hiçbir çatışma olmasızın IŞİD Rakka'yı boşaltıyor, yerine YPG yerleşiyor.
Peki, bir YPG-IŞİD savaşı yoksa bu bin küsür tırla neden ağır silahlar sevkediliyor?
Malum, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde 9, güneyinde de 2 olmak üzere toplam 11 askeri üssü var. Tabi, bunlar bildiklerimiz. Bilmediklerimiz de gayet tabii olabilir.
ABD'nin açıklandığı üzre Suriye'de 2000 askeri var ama hazırlanan üslerin her biri uzmanların ifadesiyle en az on bin askeri barındıracak, birçok savaş uçağını konuşlandıracak şekilde dizayn ediliyor. Yani ABD, Suriye'yi en az 100 bin kişilik bir Amerikan ordusu için hazırlıyor. Ağır silahlar da bunun ön hazırlığı?
Terör örgütü PYD lideri Salih Müslim hala süreci anlamış değil? Kullanıldıklarının farkında değil. Halbuki bin tırın üzerinde silah gönderen ABD, bugüne kadar kendisine giriş için niye vize vermez düşünmesi gerekiyordu.
Müslim, "Şu an var olan Amerikalı merkezler geçici bir süre için buradalar. Amerikalılar savaştaki gerekli uzman ve danışmanlıkları gereği buradalar. IŞİD sonrası süreç için de herhangi bir anlaşma veya söz yoktur" dedi.
Ve aynen Afganistan eski devlet başkanı Karzai gibi, "Biz kendimizi koruyabiliriz" modunda? Karzai bunu dedikten hemen sonra görevini bırakmak zorunda kaldı, şimdi de "ABD'liler bizi kandırdı" diye feryat edip duruyor.
Yani anlayacağınız Ortadoğu'da ve ülkemizde kandırılan kandırılana?
Kandıran ABD ise İslam coğrafyasını karıştırmaya, burada kardeş kavgası çıkartmaya, kan dökmeye ve de adım adım işgal etmeye devam ediyor.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ısrarla yıllardır ifade ettiği gibi, ABD kendisine vatan arıyordu, vatan olarak da Ortadoğu coğrafyasını seçti.
Ve ABD'nin hedefinde, Kürdistan'a da yer yok, Büyük Ermenistan'a da, hatta Sayın Baş'ın altını çizdiği gibi Büyük İsrail'e de?
Her şeyi kendi emeli için kullanıyor, sadece ve sadece bu coğrafyaya yerleşmek için?