Kalbinde zulmet kalmadı. Bu sebepler nur alemini rahatça görebilirsin...Artık herşey sana ayan beyan... Ne gaflet kalmıştır; ne de cehalet... Hepsi geçmişte cereyan eden birer hadise halini alır... Şimdi onlar çok ötede... Ve sen... Evet sen, vuslat alemindesin... Orada tam bir müşahedeye dalar; nura gark olur gidersin... Bazan, müşahede denizinden çıkar; istiğna denizine dalarsın... - "Çünkü Allah bütün alemlere karşı bir istiğna sahibidir...'" (3/97)Sen de onun bir kulusun. Seni o istiğna alemine alır... işte o zaman, zatından başkasına ihtiyaç duymaz olursun...Orada halinden emin olan yoktur... Bir yandan bakarsın ki, vuslat olmuş...- Tamam...Demeye getirirsin... Ama hemen karşına:- "Allah'ın mekrinden emin mi oldular?..." (7/99)Emri çıkar... Susarsın... Seni bir heybet hali sarar ...Bir ara ümidin kırılır gibi olur. Meyus olursun... Ama, sen senin olmadığını bilmelisin... Bu hal içinde şaşkın dururken ağzından, kendiliğinden:- Buna bir çare Allahım... Cümlesi dökülür... Ve o anda kalbine şu ilahi hitap gelir :- "Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyiniz." (12/87)Bu emir, sonra latif bir rüzgar gibi çevrende esmeye başlar... O estikçe seni bir şevk sarar... Kendini Hakkın güzellik ve yücelik bahçesinde bulursun... Oranın güzelliğine hayran olur, bülbül gibi firaklı firaklı ötmeye başlarsın... ilahi nağmeler terennüm ederek, bir gül dalından öbürüne konarsın...Ve... sana öte alemlerden biri ilahi koku gelecek... Etrafına bakınacak; acaba bu nereden geldi? diyeceksin... Bazan dilin kayacak; tıpkı Yakup Peygamber gibi:- "İhtiyarlığıma hamledip, bunadığımı demezseniz, Yusuf'umun kokusunu alıyorum..." (12/94)Dersin... Ah bir içinde saklayabilsen... Ama nasıl saklayabilirsin ki... Sonra elinde mi?...Sözünde haklısın Gerçekten aldığın koku, ötelerden sana bir müjdeci gibi gelmektedir... Fakat büyük bir ihtimalle çevresindekiler :- "Sen hala eski şaskınlığındasın..." (12/95)Diyecekler... Çünkü aynı sözleri çok söyledin. Onlar sadece dinledi... Hiçbir tad alamadıkları için, seni ayıpladılar...Sen hiç üzülme... Zaten üzülmen de mümkün değil... Çünkü hakikaten bulacağını bulmuş sayılırsın... Eğer nasipleri varsa, gün gelecek; hakikati onlar da anlayacak...- "Onu yüzüne sürünce gözleri açıldı." (12/96)Cümlesindeki hakikati elbet istidatları varsa anlayacaklar... O zaman onlar sana yalvaracaklar ve şöyle diyecekler:- "Biz hata ettik... Sözümüzde yanıldık... Bizim için Allah'tan bağış dile..." (12/91)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.