Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, "Avrupa Birliği: Çağdaş Uygarlığı Yolu mu, Ulusal Egemenliğin Sonu mu?'' konulu panelde "Acaba bu proje, bir şekilde etnik ayrımcılığın körüklenerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasını mı hedefliyor?'' diye sordu.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, bazı ülkelerin elçilerinin davranışlarının, Osmanlı Devleti'nin son döneminde İstanbul'daki yabancı ülke sefirlerin milli duyguları rencide edici davranışlarını hatırlattığını söyledi.
H.Ü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü'nce Beytepe'deki Mehmet Akif Ersoy Salonu'nda "Avrupa Birliği: Çağdaş Uygarlığı Yolu Mu, Ulusal Egemenliğin Sonu Mu?'' konulu panel düzenlendi.
Özgen, Avrupa Birliği (AB) ile ilgili olarak, "Acaba bu çağdaş uygarlık yolu, bir şekilde etnik ayrımcılığın körüklenerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasını mı hedefliyor?'' diye sordu.
Türkiye Cumhuriyeti tartışılırken nereden gelindiğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Özgen, "Özellikle Türk aydını hep bardağın boş tarafını görüyor. Bardağın dolu kısmını da düşünmemiz lazım'' dedi.
Büyükelçilerin davranışları Sevr'i hatırlatıyor
Özgen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü bugün bakıyoruz, bazı yabancı ülke sefirlerinin davranışı bana Osmanlı'nın son döneminde İstanbul'daki yabancı devlet sefirlerinin milli duygularımızı rencide eden davranışlarını anımsatıyor. Bir noktada Sevr'i hatırlatıyor. Acaba bu çağdaş uygarlık yolu, bu kadar güçlü, 65 milyon nüfuslu ve her şeyi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, bir şekilde etnik ayrımcılığın körüklenerek parçalanmasını mı hedefliyor? Bunları da bilmemiz, düşünmemiz ve tedbirlerimizi almamız lazım. Çünkü tarihe baktığımız zaman güçlü ülkeler hep etnik ayrımcılıkların teşvik edilmesiyle parçalanmış.
2. Dünya savaşının başlamasından önce, Almanya'nın ABD içindeki İrlandalıları Meksikalıları örgütleme çabası var. ABD'yi etnik ayrımcılıkla parçalayıp, Almanya'ya karşı bir güç oluşmasını engellemek için. Bunları ciddiye almak lazım. Etnik ayrımcılık, bizim Türk insanı olarak çok hassas olduğumuz, toprak bütünlüğümüzü parçalamayı hedefleyen bir sona gidiyor.''
Yabancılara satılan araziler
Başkent İktisatçılar Derneği'nin yabancılara satılan Türk toprakları ile ilgili bir istatistik yayınladığını kaydeden Özgen, şöyle konuştu: "Buna göre, Türkiye'de yabancılara satılan arazi, gayrimenkul toplamı 273 bin dönüm. Bunun yüzde 44'ü Hatay'da, yüzde 20'si Kilis'te, yüzde 18'i Mardin'de. Bu bir tesadüf mü acaba? Bizim yaşadığımız topraklarda zaman zaman projeler geliştiriliyor. İşte, Büyük Ortadoğu Projesi gibi, Büyük Kürdistan hayali gibi... Bunlarla acaba toprak alımı arasında bir ilişki olabilir mi?"
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen, bazı ülkelerin elçilerinin davranışlarının, Osmanlı Devleti'nin son döneminde İstanbul'daki yabancı ülke sefirlerin milli duyguları rencide edici davranışlarını hatırlattığını söyledi.
H.Ü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü'nce Beytepe'deki Mehmet Akif Ersoy Salonu'nda "Avrupa Birliği: Çağdaş Uygarlığı Yolu Mu, Ulusal Egemenliğin Sonu Mu?'' konulu panel düzenlendi.
Özgen, Avrupa Birliği (AB) ile ilgili olarak, "Acaba bu çağdaş uygarlık yolu, bir şekilde etnik ayrımcılığın körüklenerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin parçalanmasını mı hedefliyor?'' diye sordu.
Türkiye Cumhuriyeti tartışılırken nereden gelindiğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Özgen, "Özellikle Türk aydını hep bardağın boş tarafını görüyor. Bardağın dolu kısmını da düşünmemiz lazım'' dedi.
Büyükelçilerin davranışları Sevr'i hatırlatıyor
Özgen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü bugün bakıyoruz, bazı yabancı ülke sefirlerinin davranışı bana Osmanlı'nın son döneminde İstanbul'daki yabancı devlet sefirlerinin milli duygularımızı rencide eden davranışlarını anımsatıyor. Bir noktada Sevr'i hatırlatıyor. Acaba bu çağdaş uygarlık yolu, bu kadar güçlü, 65 milyon nüfuslu ve her şeyi olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, bir şekilde etnik ayrımcılığın körüklenerek parçalanmasını mı hedefliyor? Bunları da bilmemiz, düşünmemiz ve tedbirlerimizi almamız lazım. Çünkü tarihe baktığımız zaman güçlü ülkeler hep etnik ayrımcılıkların teşvik edilmesiyle parçalanmış.
2. Dünya savaşının başlamasından önce, Almanya'nın ABD içindeki İrlandalıları Meksikalıları örgütleme çabası var. ABD'yi etnik ayrımcılıkla parçalayıp, Almanya'ya karşı bir güç oluşmasını engellemek için. Bunları ciddiye almak lazım. Etnik ayrımcılık, bizim Türk insanı olarak çok hassas olduğumuz, toprak bütünlüğümüzü parçalamayı hedefleyen bir sona gidiyor.''
Yabancılara satılan araziler
Başkent İktisatçılar Derneği'nin yabancılara satılan Türk toprakları ile ilgili bir istatistik yayınladığını kaydeden Özgen, şöyle konuştu: "Buna göre, Türkiye'de yabancılara satılan arazi, gayrimenkul toplamı 273 bin dönüm. Bunun yüzde 44'ü Hatay'da, yüzde 20'si Kilis'te, yüzde 18'i Mardin'de. Bu bir tesadüf mü acaba? Bizim yaşadığımız topraklarda zaman zaman projeler geliştiriliyor. İşte, Büyük Ortadoğu Projesi gibi, Büyük Kürdistan hayali gibi... Bunlarla acaba toprak alımı arasında bir ilişki olabilir mi?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.