Elinde değil, dinlemez, dinleyemez, anlamaz ve anlayamaz, anlatacaklarınız dünyanın en güzel hikâyeleri de olsa, asla kulağına girmez.
"Aç insan inancını yer" sözü boşuna söylenmemiş.
Elinden ekmeğini aldığın, sofrasından lokmasını çaldığın, cebinden, çocuğuna vereceği okul harçlığını, çorap parasını, defter-kalem parasını bin bir hile ve desise ile gasp ettiğin insana oturmuş vaaz ediyorsun, sabır tavsiye ediyorsun ve şükretmenin faziletlerini anlatıyorsun.
Ekmeğini elinden alanları, sofrasından zeytinini-peynirini çalanları, cep delik-cepken delik vaziyetine sokanları sürekli alkışlamışsın, adeta kutsamışsın, şimdi de çıkmış aynı insana, aynı kitlelere sabırdan bahsediyorsun, şükretmeye dair en güzel hikâyeler anlatıyorsun.
Elinde değil, seni dinlemez, dinleyemez, anlamaz, anlayamaz, çünkü onun aklı-fikri, elinden alınan ekmeğindedir, kapısına kilit vurulan ekmek teknesindedir, eşinin ve çocuklarının siparişlerindedir.
Aç bıraktığınız insanlara, elinden ekmeklerini aldığınız kitlelere ne anlatsanız boş, önce, içinde debelendiği yoksulluğun sebeplerini izah etmek zorundasınız.
Her ay ödemekte olduğu faturaların üç katına, beş katına çıkmış olmasını, dişinden-tırnağından, ekmeğinden-peynirinden artırarak ödediği bu astronomik farkların kimlerin cebine girdiğini anlatmak zorundasınız.
Yatış garantili hastanelerden, uçuş garantili havaalanlarından, geçiş garantili köprü, yol ve tünellerden ötürü, paylarına düşen zarar-ziyan rakamlarını kitlelere anlatmak zorundasınız.
Bir ihalenin, bir havaalanı, hastane, köprü ya da tünel ihalesinin, yüzde doksanlara varan sapma örneği, dünyanın hiçbir ülkesinde yokken, hangi sebepten ötürü bizde bolca örneklerine rastlandığını, sabır ve şükrün faziletlerini anlatmadan evvel izah etmek durumundasınız.
Ekmek, yağ ve şeker gibi temel gıda maddelerini beş kuruş daha ucuza alabilmek için, günden güne dört bir yanda kuyrukların uzadığı bir ülkede, iktidara yakın bürokratlardan beş maaş, on maaş, hatta daha fazla maaş almalarının mantıklı, makul ve zihinleri tatmin edici bir izahını yapmak durumundasınız.
Kendi ellerinizle, öz adımlarınız, has adamlarınız ve şahsi kararlarınızla, aç kalmalarına, ekmeklerini ve ekmek teknelerini kaybetmelerine sebep olduğunuz insanlara ve kitlelere her ne anlatsanız boş.
Dereler çaylara, çaylar ırmaklara ve ırmaklar sonunda denizlere akıyor, bunu anladık ta, bu ülkenin sınırsız kaynakları nereye, kimlerin kasalarına akıyor ve akıtılıyor ki, bu ülkede yoksulluk diz boyu?
Aç bıraktığınız kitlelere ne anlatsanız boş, bir kulağından girip ötekinden çıkıyor.
- Demedim mi ey değirmen! / 10.10.2025
- Hangisi doğru? / 04.10.2025
- ‘Yılda bir miting’ ahalisi suskun / 01.10.2025
- Bizim medeniyetimizde zulüm alkışlanmaz zalim de asla sevilmez / 28.09.2025
- Senin yâdına düşmedi / 27.09.2025
- Katliamlar durursa ve adalet zalimin koluna kelepçeyi vurursa… / 25.09.2025
- Gök kubbeyi çınlatan çığlık / 23.09.2025
- Çelişkiler yumağı / 22.09.2025
- Çok sert kınamışlar / 21.09.2025