Türkiye, yıllardır görmediği kadar tehlikeli bir kuşatma sürecinin içine hızla çekiliyor. Bu sürecin birbirinden bağımsız gibi görünen üç ayağı var: Papa'nın Türkiye ziyaretiyle Dinlerarası Diyalog'un yeniden canlandırılması, Açılım sürecinin Meclis eliyle tekrar sahneye sürülmesi ve MHP'nin yıllardır savunduğu çizgiyi bir gecede terk eden dramatik değişimi…
Bu üç gelişme bir araya geldiğinde karşımıza çıkan tablo, basit bir siyasi manevra değil; Türkiye'nin milli kimliğini, güvenlik doktrinini ve toplumsal bütünlüğünü hedef alan çok kapsamlı bir operasyon görüntüsü veriyor.
Papa'nın Türkiye ziyareti, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi "hoşgörü" ya da "diplomasi" faaliyeti değildir. Bu ziyaret, Hristiyan misyonunun Anadolu'ya dönüşünü hedefleyen uzun soluklu bir stratejinin yeni adımıdır.
Bugün iktidar, FETÖ'nün en tehlikeli projesi olan Dinlerarası Diyalog politikasını adeta devlet protokolüne dahil etmiş görünmektedir.
1700 yıldır Vatikan'ın hasretini çektiği İznik Ayini'nin yapılması, Türkiye adına tarihi bir kırılmadır.
Üstelik daha da vahimi, Beştepe'de Papa'nın huzurunda Hz. Peygamber'e yazılmış "Taleal Bedru Aleyna" ilahisinin okunmasıdır.
Bu görüntü, sadece teolojik bir hata değil; İslam'ın en kutsal değerlerinin misyonerlik propagandasına malzeme yapılmasıdır.
Papa ziyareti konuşulurken aynı günlerde Meclis'ten bir heyetin İmralı'ya giderek terörist başı Abdullah Öcalan ile görüşmesi, Türkiye'yi 2009 Habur skandalının daha ağır bir versiyonuna sürüklüyor.
BTP Sözcüsü Lütfullah Önder'in ifadesiyle:
"Terörü meşrulaştırmak, teröristi övmek ve terörle pazarlık yapmak ağır bir suçtur. Buna kamu görevlilerinin dahil edilmesi ise görev suistimalidir."
Gerçekten de Öcalan'ın yeniden "adres" haline getirilmesi hem hukuka hem milli güvenliğe hem de şehit ailelerinin vicdanına vurulmuş ağır bir darbedir.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, bir anda Öcalan için "meclise gelsin konuşsun" diyebilecek noktaya gelmesi Türk siyasetinin en anlaşılmaz dönüşümlerinden biridir.
Bir zamanlar Kandil'deki teröriste meydan okuyan bir hareketin: Açılım heyetini desteklemesi, İmralı'ya gidişlere imkan sağlaması, Öcalan'ın toplumda meşrulaştırılmasına kapı aralaması kabul edilebilir bir durum değildir.
Bu dönüşümün kime yaradığı, Türkiye'nin hangi akıl tarafından yönlendirildiği sorularını daha da büyütüyor.
Papa'nın ziyaretiyle dini zemin, Açılım süreciyle siyasi zemin,
MHP'nin değişimiyle toplumsal zemin aynı anda oynanmaktadır.
Bu tablo, Türkiye'yi kimliği belirsiz bir coğrafi organizmaya dönüştürme çabasının işaretidir. Bugün sessiz kalınırsa yarın çok geç olacaktır.
Türkiye, son yılların en büyük stratejik operasyonuyla karşı karşıyadır.
FETÖ'nün fikir altyapısı olan Diyalog, PKK'nın siyasi yapılanması olan açılım ve milliyetçi tabanın belkemiğini kıran MHP değişimi aynı anda devrededir.
Bu üçlü saldırının sonunda hedeflenen şey açıktır:
Milli kimliği zayıflatılmış, dini çizgisi sulandırılmış, güvenlik refleksi kırılmış bir Türkiye…
Türk milleti bu oyuna düşmemelidir. Bu kez hatanın telafisi yoktur.
Bu üç gelişme bir araya geldiğinde karşımıza çıkan tablo, basit bir siyasi manevra değil; Türkiye'nin milli kimliğini, güvenlik doktrinini ve toplumsal bütünlüğünü hedef alan çok kapsamlı bir operasyon görüntüsü veriyor.
PAPA ZİYARETİ: "DİYALOG" MASKESİYLE ANADOLU'YA GERİ DÖNÜŞ
Papa'nın Türkiye ziyareti, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi "hoşgörü" ya da "diplomasi" faaliyeti değildir. Bu ziyaret, Hristiyan misyonunun Anadolu'ya dönüşünü hedefleyen uzun soluklu bir stratejinin yeni adımıdır.Bugün iktidar, FETÖ'nün en tehlikeli projesi olan Dinlerarası Diyalog politikasını adeta devlet protokolüne dahil etmiş görünmektedir.
1700 yıldır Vatikan'ın hasretini çektiği İznik Ayini'nin yapılması, Türkiye adına tarihi bir kırılmadır.
Üstelik daha da vahimi, Beştepe'de Papa'nın huzurunda Hz. Peygamber'e yazılmış "Taleal Bedru Aleyna" ilahisinin okunmasıdır.
Bu görüntü, sadece teolojik bir hata değil; İslam'ın en kutsal değerlerinin misyonerlik propagandasına malzeme yapılmasıdır.
AÇILIM SÜRECİ YENİDEN HORTLATILIYOR
Papa ziyareti konuşulurken aynı günlerde Meclis'ten bir heyetin İmralı'ya giderek terörist başı Abdullah Öcalan ile görüşmesi, Türkiye'yi 2009 Habur skandalının daha ağır bir versiyonuna sürüklüyor.BTP Sözcüsü Lütfullah Önder'in ifadesiyle:
"Terörü meşrulaştırmak, teröristi övmek ve terörle pazarlık yapmak ağır bir suçtur. Buna kamu görevlilerinin dahil edilmesi ise görev suistimalidir."
Gerçekten de Öcalan'ın yeniden "adres" haline getirilmesi hem hukuka hem milli güvenliğe hem de şehit ailelerinin vicdanına vurulmuş ağır bir darbedir.
MHP'DE TARİHİ KIRILMA: DÜN "BEBEK KATİLİ"YDİ, BUGÜN "KURUCU ÖNDER" Mİ?
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, bir anda Öcalan için "meclise gelsin konuşsun" diyebilecek noktaya gelmesi Türk siyasetinin en anlaşılmaz dönüşümlerinden biridir.Bir zamanlar Kandil'deki teröriste meydan okuyan bir hareketin: Açılım heyetini desteklemesi, İmralı'ya gidişlere imkan sağlaması, Öcalan'ın toplumda meşrulaştırılmasına kapı aralaması kabul edilebilir bir durum değildir.
Bu dönüşümün kime yaradığı, Türkiye'nin hangi akıl tarafından yönlendirildiği sorularını daha da büyütüyor.
TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE TEHLİKELİ BİR EŞİK VAR
Papa'nın ziyaretiyle dini zemin, Açılım süreciyle siyasi zemin,MHP'nin değişimiyle toplumsal zemin aynı anda oynanmaktadır.
Bu tablo, Türkiye'yi kimliği belirsiz bir coğrafi organizmaya dönüştürme çabasının işaretidir. Bugün sessiz kalınırsa yarın çok geç olacaktır.
Türkiye, son yılların en büyük stratejik operasyonuyla karşı karşıyadır.
FETÖ'nün fikir altyapısı olan Diyalog, PKK'nın siyasi yapılanması olan açılım ve milliyetçi tabanın belkemiğini kıran MHP değişimi aynı anda devrededir.
Bu üçlü saldırının sonunda hedeflenen şey açıktır:
Milli kimliği zayıflatılmış, dini çizgisi sulandırılmış, güvenlik refleksi kırılmış bir Türkiye…
Türk milleti bu oyuna düşmemelidir. Bu kez hatanın telafisi yoktur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Açılım ve Dinlerarası Diyalog süreci yeniden hortlatılıyor / 03.12.2025
- Hidayet, takva ve iç huzurun yol haritası / 02.12.2025
- Dinlerarası Diyalog tuzağı ve Papa ziyaretinin tehlikeli mesajı / 01.12.2025
- Dinlerarası Diyalog tuzağı ve İznik üzerindeki hesaplar / 30.11.2025
- Yalan toplumu çökerten en büyük felakettir / 29.11.2025
- Açılım süreci ve Milli İrade tartışmaları derinleşiyor / 28.11.2025
- Nüfus artmıyor, tehlike kapımızda / 27.11.2025
- Öğretmenler Günü’nü kutlamakla sorunlar çözülmüyor / 26.11.2025
- İnsanlığın en derin savaşı nefis mücadelesidir / 25.11.2025
- Sosyal adalet yerlerde sürünüyor / 24.11.2025
- Hidayet, takva ve iç huzurun yol haritası / 02.12.2025
- Dinlerarası Diyalog tuzağı ve Papa ziyaretinin tehlikeli mesajı / 01.12.2025
- Dinlerarası Diyalog tuzağı ve İznik üzerindeki hesaplar / 30.11.2025
- Yalan toplumu çökerten en büyük felakettir / 29.11.2025
- Açılım süreci ve Milli İrade tartışmaları derinleşiyor / 28.11.2025
- Nüfus artmıyor, tehlike kapımızda / 27.11.2025
- Öğretmenler Günü’nü kutlamakla sorunlar çözülmüyor / 26.11.2025
- İnsanlığın en derin savaşı nefis mücadelesidir / 25.11.2025
- Sosyal adalet yerlerde sürünüyor / 24.11.2025

















































































