Adalet huzurun kaynağıdır
16.06.2006 00:00:00
Hukukun adil olmadığı ve haklının hakkının verilmediği yerde zulüm vardır. Katı kalp ise, ilahe rahmetten mahrumdur. Böyle bir ortam, manevi bir eziyet cenderesi gibidir.
Hukukun adalete uygunluğu, Adil-i Mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın murakabesine, ölçü ve işaretlerine uygunluğu ve yakınlığı nispetinde olur.Hukukun adil olmadığı ve haklının hakkının verilmediği yerde zulüm vardır, zulümat vardır demiştik. Katı kalp ise, ilahe rahmetten mahrumdur. Böyle bir ortam, manevi bir eziyet cenderesi gibidir. Böyle bir ortamda kulluk yolunu tıkayıcı pekçok engel vardır. Bu bakımdan bu engellerin izalesi insanların ebedi hayatı için çok önemlidir. Bu sebeple İslam, hukukun hakkaniyet ve adalet esasları üzerine ikamesine büyük önem vermiştir.Hiç şüphesiz ki, hukukun adalete uygunluğu, Adil-i Mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın murakabesine, ölçü ve işaretlerine uygunluğu ve yakınlığı nispetinde olur. Bu hakikat müminleri itikadi ve amelî bakımdan kuşatıcı bir mana arzeder:"İnsanlardan korkmayın, Benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği (hükümleri) ile hükmetmezse, işte onlar kafirlerin tâ kendileridir" (Maide, 44).Allah'ın hükümleriyle hükmetmemek, kalp ve niyet yönünden küfürdür. Kalp ve niyetin samimiyetine rağmen olursa, bu durum amel olarak zulüm ve fısk olur. Böylece mümin, gönül ülkesi olan iç tabiatından başlayıp dış tabiatı da kuşatan bir gayrete bir hizmete davet olunur.
Hukukun adalete uygunluğu, Adil-i Mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın murakabesine, ölçü ve işaretlerine uygunluğu ve yakınlığı nispetinde olur.Hukukun adil olmadığı ve haklının hakkının verilmediği yerde zulüm vardır, zulümat vardır demiştik. Katı kalp ise, ilahe rahmetten mahrumdur. Böyle bir ortam, manevi bir eziyet cenderesi gibidir. Böyle bir ortamda kulluk yolunu tıkayıcı pekçok engel vardır. Bu bakımdan bu engellerin izalesi insanların ebedi hayatı için çok önemlidir. Bu sebeple İslam, hukukun hakkaniyet ve adalet esasları üzerine ikamesine büyük önem vermiştir.Hiç şüphesiz ki, hukukun adalete uygunluğu, Adil-i Mutlak olan Cenab-ı Hakk'ın murakabesine, ölçü ve işaretlerine uygunluğu ve yakınlığı nispetinde olur. Bu hakikat müminleri itikadi ve amelî bakımdan kuşatıcı bir mana arzeder:"İnsanlardan korkmayın, Benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği (hükümleri) ile hükmetmezse, işte onlar kafirlerin tâ kendileridir" (Maide, 44).Allah'ın hükümleriyle hükmetmemek, kalp ve niyet yönünden küfürdür. Kalp ve niyetin samimiyetine rağmen olursa, bu durum amel olarak zulüm ve fısk olur. Böylece mümin, gönül ülkesi olan iç tabiatından başlayıp dış tabiatı da kuşatan bir gayrete bir hizmete davet olunur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
