Hak..Hukuk..Adalet? Riayet edildiği zaman milletleri ayakta tutan,milletleri büyüten,yücelten,kulakardı edildiği zaman ise milletleri alt-üst eden önemli özellikler,çok hassas kurallar. Adaletin gerçek manada tecelli ettiği toplumlarda aslında güçsüzler,zayıflar diye bir kesim yoktur,olmamalıdır. Adalet herkese eşit tecelli edecekse,hukukun önünde her kes eşitse mesele kalmamış demektir. Nisa suresinin 135. Ayeti dikkatlerimizi bu konuya çekiyor,önemli uyarılarda bulunuyor: "Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." Nisa:135) Açılım tartışmaları devam ederken bu ve benzeri ayetleri tekrar inceledim ve uyutulmaya çalışılan milletimiz adına,uyutmaya çalışanlar adına gerçekten ürperdim. Gerçekten adaleti ayakta tutmaya çalışan bir toplum konumunda mıyız? Bir tarafta milletin huzuru için,devletin bekası için,devletin bağımsızlığını temsil eden bayrağın özgürce dalgalanması için canını feda eden şehitler var.Tartışmasız bu şehitlerin sahipleri,savunucuları millet ve devlet olmalıdır. Diğer tarafta ise bu gencecik fidanları acımasızca katleden katilleri sürüsü ve onların sözcüleri,savunucuları var. Bu gün geldiğimiz noktada mutlak haksız olan,mutlak suçlu olan,mutlak eşkıya olan kesim ile onların utanmaz-arlanmaz sözcülerinin sesleri daha çok,daha şirret çıkıyor. Şehitlerin savunucuları,sahipleri ise daha suskun,daha çekingen,daha içine kapalı bir tavır sergiliyorlar. İktidar çevreleri her tarafta atıp-tutuyor,mikrofon gördükleri yerde bağırıyorlar. Eşkıya çetesinin sözcüleri ise artık hiçbir ölçü tanımadan meydan okumalarını sürdürüyorlar. Millet olarak adaletin tecellisi için neler yapıyoruz,şahitliğimiz hangi noktada,ne adına,susamız biz kurtaracak mı? Yarın Hak divanında,vatan için canlarını feda eden şehitlerimizle karşılaştığımızda; "her kafadan bir ses çıkıyordu,ortam çok karışıktı onun için susmayı tercih ettik" diyerek geçiştirebilecek miyiz? Çeyrek asırdır,devlete baş kaldıranlar,devletin güvenlik güçlerine kurşun yağdıranlar,devleti gırtlağına kadar borca batıranlar ve her taraftaki sözcüleri bağıra-çağıra konuşuyorlar,özgürlük diyorlar,barış diyorlar ve vurmaya da devam ediyorlar. Çeyrek asırdır nice canlarını-civanlarını kaybeden,ama her defasında "vatan sağ olsun" diyebilen büyük çoğunluk sanki suçluluk psikolojisi ile sessiz ve suskun. Adaleti ayakta tutun,şahitliğinizi doğru yapın,yakınlarınızın aleyhine de olsa hakkı söylemekten asla ayrılmayın uyarıları bizi ne kadar ilgilendiriyor? Adaleti,sadece isminin başında adalet olan ve sadece o kadarla kalmış olan iktidar partisinden bekliyorsak vay halimize,vay istikbalimize?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025