Aile paketi işe yarar mı?

Sayın Başbakanımız devrim diye nitelediği bir "Ailenin Korunması Paketi" açıkladı. Yiğidi öldür ama hakkını yeme demiş atalarımız. Amaç güzel. Tespitler genel itibariyle doğru. Evet, evlenme yaşı ortalaması yükseldi. Evet, çalışan kadın sayısı arttı. Evet, doğum oranı azaldı, yaşlı nüfus artıyor. Evet, aile kavramı tehlikede. Lakin çalışan annenin, aile kavramının bu hale gelmesinde en büyük pay zaten sizin değil mi? Ekonomik olarak aileyi çökerttiğiniz gibi manen de çökerttiniz. İnsanların aileye olan inançları kalmadı. Boşanmalardaki artış inanılmaz boyutta. Zinayı suç olmaktan çıkarmanızın bunda payı yok mu acaba? Kadınları, aileyi bu hale getiren siz değil misiniz? Şimdi seçimlere az bir zaman kaldığı için midir bu göstermelik paketler?Gelin paketten birkaç maddeyi ele alalım. Örneğin doğum parası. Sayın Başbakanımız diyor ki her yeni doğan çocuğa ilk altını devlet takacak. İyi güzel de bir kez vereceğiniz 300-400 lira ile o çocuğun acaba hangi ihtiyacı karşılanacak? Olsa olsa ilk ayki bez masrafı olur. Peki, ya sonraki aylar ne olacak?Doğum yapan çalışan anne eğer isterse yarı zamanlı çalışabilecek ama sigortası devlet tarafından tam gün çalışıyormuş gibi tamamlanacak. Peki, kısa zamanlı da olsa işe gidecek olan annenin bebeği o esnada n'olacak? Belediyelere kreş ve gündüz bakım evi kurma zorunluluğu getirilecekmiş. Ancak bu da anne açısından bir maliyettir ve yarı zamanlı olarak kazanacağı ücret -en azından düşük gelirlilerde- bunu karşılamayacaktır. Bir diğer madde ise çeyiz desteği... Başbakan, basın toplantısında devletin evlenecek gençlere vereceği çeyiz desteğini anlatırken şöyle bir örnek veriyor: "Örneğin 21 yaşında bir genç evlendi diyelim. Ailesi onun için 100 bin lira biriktirdi. Devlet de ona %15'i kadar yani 15 bin lira katkı yapacak. Her iki genç için düşünürsek 30 bin lira eder" diyor.  Vatandaşla dalga geçer gibi. Bir ailenin çeyiz parası diye çocuğuna 100 bin lira biriktirmesi için çocuk doğduğu günden itibaren her ay hiç aksatmadan yaklaşık 430 lira kenara koyması gerekir ki bunu yapabilecek güce sahip aile çok az var Türkiye'de. Hele ki iki ya da Cumhurbaşkanımızın tavsiyesiyle üç çocuğu olan bir aile için ayda 1300 lira gibi bir rakam eder ki asgari ücret alan bir babanın zaten maaşı buna yetmez. Herhangi bir memur, ya da polis ya da öğretmenin maaşı bile buna yetmez. Tabi eğer bu çeyiz yardımını yine kendilerinin zengin ettikleri yandaşlarına vermeyi planlamıyorlarsa?Aile içi şiddeti önlemek için panik butonu gibi bir tedbirden bahsetti ki ne kadar işe yarayacağı tartışılır. Kısmi bir faydası olursa da kökten bir çözüm olmayacağı aşikâr. Çünkü kaç kadının maruz kaldığı şiddeti devlete bildirebildiği tartışılır.Yani bu aile paketi işe yaramaz. Hâlbuki Türk halkı, Milli Ekonomi Modeli'ni ülkemizde çok önce iktidar etmiş olsaydı, şimdi ne böyle bir pakete gerek kalırdı, ne de bu eleştirilere. Çünkü çoktan köklü çözümlere ulaşmış olurduk.Nasıl mı?Şöyle ki: Kadınlar zaten şimdiki gibi çalışmak zorunda olmazlardı. İsteyen kadın kendi arzusuna bağlı olarak uygun ortamlarda çalışıyor olurdu. Böylelikle çocuklarını kendisi bizzat büyütürdü. Çünkü çalışmak istemeyen kadının devlet eliyle maddi güvencesi olurdu. Vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı ve emeklilik hakkı olurdu. Doğum yapan anne 15 bin lira doğum ikramiyesi alırdı. Devlet 18 yaşından küçük her çocuğa aylık 250 lira çocuk yardımı yapardı. Evlilik çağına geldiğinde devlet ona tüm masraflarını karşılayacak faizsiz krediyi ilk bir yıl ödemesiz olmak üzere uzun vadeli olarak verirdi. Aile içi şiddetin tek sebebi tabi ki ekonomi değil ama akli rahatsızlığı olanları bir tarafa koyacak olursak geçim sıkıntısının ve insanlar üzerinde oluşturduğu stresin ilk sebep olduğu söylenebilir. Oysaki Milli Ekonomi Modeli ülkemizde uygulansa asgari ücret en az 4000 lira olacak. Vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk yardımı ile birlikte dört kişilik bir ailenin evine en az 6000 lira girdi olacak. Bu aile ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecek. Dolayısıyla evde huzur ve mutluluk olacak. Ailece güzel vakit geçirebilecekleri aktivitelere bütçe ayırabilecekler. Birlikte sinemaya gidebilecekler veya yemeğe çıkabilecekler. Böylelikle sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını da karşılayabilecekler. Dolayısıyla şiddete eğilimleri de azalacaktır.Görüldüğü üzere Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet/Milli Devlet projeleri kadın ve aile konusundaki tüm sorunları kökten çözmenin tek yoludur. Mevcut devlet anlayışıyla, vatandaşa seçim üstü sadaka verme mantığıyla ne kadınların sorunu çözülür ne de başka sorunlar. Sosyal Devlet, Milli Devlet kitabı s. 231'de; "Toplumun teminatı olan aile kurumunun direği olan kadın, en iyi şartlarda yaşamalı, yetiştirilmeli ve sağlık güvencesi olmalıdır. Gelecek nesillerin ilk öğretmeni olarak kadınların eğitimi de en iyi şekilde verilmelidir" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'a biz kadınlar daha çok kulak vermeli ve sahip çıkmalıyız. Öyle değil mi?